Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1150 E. 2018/1307 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1150
KARAR NO : 2018/1307
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2017
NUMARASI : 2017/2264 D.İş., 2017/2264 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/11/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; vekil edeni şirkete ait olan ve davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan, … plaka sayılı aracın 17/09/2016 tarihinde meydana gelen bir halk hareketi sonucunda hasarlanarak değer kaybına uğradığını ve belli bir süre araçtan mahrum kalındığını, ayrıca bu eylemler nedeniyle ticari itibarı zedelenen şirketin manevi zarara uğradığını, bu amaçla sigorta şirketine yapılan başvurunun ise sonuçsuz bırakıldığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 20.000,00-TL si değer kaybı zararı, 5.000,00-TL si araç mahrumiyeti zararına karşılık olmak kaydıyla toplam 25.000,00-TL maddi ve 15.000,00-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; davacının 127700815 nolu kasko sigorta poliçesine dayanarak araç değer kaybı, araç mahrumiyet zararı ve manevi tazminat isteğinde bulunmuş ise de, hasar bedelinin zaten ödendiğini, diğer taleplerin ise kasko sigorta poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davacının taleplerine dayanak olan ve taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan kasko sigorta poliçesinin sigortalı araçta oluşan hasarı teminat altına almasına rağmen, değer kaybı ve araç mahrumiyeti zararı ile manevi tazminatı teminat altına almadığı, dolayısıyla davalı şirketin talep konusu kalemler bakımından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine itiraz hakem heyetince itirazı reddedilmiş, itiraz hakem heyeti kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; halk hareketi sonucunda meydana gelen hasar bedeli yanında değer kaybı zararının,araç mahrumiyeti zararının ve manevi zararların taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesinin teminatı kapsamında olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz bulunduğu hususuna yöneliktir.
Dava, kasko sigorta poliçesine dayanılarak sigortalı tarafından sigortacıya karşı açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Dosya arasında bulunan ve taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan poliçeye göre, grev lokavt, kargaşalık ve halk hareketleri sonucunda sigortalı araçta doğrudan meydana gelen maddi zararlarında teminat altına alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık halk hareketi sonucunda sigortalı araçta meydana gelen hasara bağlı olarak oluşan değer kaybı zararının, araç mahrumiyet zararının ve davacı sigortalının manevi zararının söz konusu poliçe kapsamında olup olmayacağına ilişkindir.
Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları A.1.maddesinde belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan oluşan maddi zararları temin eder.(Dar Kapsamlı Kasko Sigorta Policesi).Ek Sözleşme ile Teminat Kapsamına dahil edilebilecek zararların ne olduğu da A.4.maddede tek tek gösterilmiştir.(Tam Kasko Sigorta Policesi). Değer kaybı zararı açıklanan bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere Kasko Sigortası Genel Şartları ve police özel şartları uyarınca dolaylı zarar niteliğinde olduğundan, kasko sigortası teminatı kapsamında değildir. Olabilmesi için, değer kaybı konusunda kasko sigorta policesine prim ödenmesi ve policenin bu konuda ek teminat vermesi gerekir.(Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 20/10/2016 gün 2014/10891 Esas ve 2016/9161 Karar sayılı emsal içtihadı). Taraflar arasında düzenlenen poliçe değerlendirildiğinde, değer kaybı zararının policeye dahil edilmediği ve bu konuda herhangi bir prim ödemesi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda hakem heyetince davacının değer kaybı talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik tespit edilememiştir.
Davacı meydana gelen halk hareketi sonucunda aracın hasarlandığını tamir süresi boyunca kullanılamama nedeniyle oluşan araç mahrumiyeti zararının da giderilmesi isteğinde bulunmuştur.Araç mahrumiyeti zararı da dolaylı zarar olup, bu zararın kasko sigortası teminatı kapsamında olabilmesi Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.4.8maddesi gereğince ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilmesi gerekir. Somut olayda bu zararın policeye dahil edilmediği anlaşıldığına göre,bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi de doğrudur.
Davacı aracın hasarlanması ile sonuçlanan eylemler nedeniyle ticari itibarının zedelendiğini, tercih edilmeyen otobüs firması haline geldiğini ileri sürerek manevi tazminat isteğinde bulunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen poliçede manevi tazminat klozu bulunmakta ise de; bu kloz sigortalının uğradığı manevi zararların giderilmesi amacıyla değil, sigortalı aracın 3. kişilere verdiği manevi zararları üstlenme amacıyla Artan Mali Mesuliyet (İhtiyari Mali Mesuliyet) kapsamında poliçeye eklenmiş ek teminat niteliğindedir. Bu durumda, kasko sigortacının, sigortalısının manevi zararını giderme sorumluluğu söz konusu olmayacağından, bu konudaki isteğin reddine karar verilmesinde bir yanılgı bulunmadığından; davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 31/03/2017 gün ve 20167İ.503-2017/İHK-1055 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 154,30-TL başvurma harcından alınması gereken 85.70-TL’nin düşümü ile kalan 68,60-TL başvurma harcı ile alınan 31,40-TL maktu karar ve ilam harcının, talep halinde davacıya İADESİNE,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.15/11/2018.