Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1104 E. 2018/1112 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1104
KARAR NO : 2018/1112
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2017
NUMARASI : 2014/884 E., 2017/113 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/10/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; 27.09.2012 tarihinde …’nın maliki, …’nın sürücüsü olduğu … plâkalı aracın davacıların murisi…’e çarpması sonucu…in vefat ettiğini, kazaya karışan aracın kaza tarihi itibarıyla ZMMS Sigortasının bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı Güvence Hesabından Tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesi ile kazanın meydana gelmesinde davacıların murisinin asli ve tek kusurlu olduğunu, araç sürücüsünün kusursuz olduğunu belirterek talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; kazanın meydana gelmesinde davacıların murisinin tam kusurlu olduğu, araç sürücüsü …’nın kusursuz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davacılar vekilinin istinaf sebepleri; kusur durumuna ilişkin olarak alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu, murisin tam kusurlu olduğu kabûl edilse bile davacıların 3.kişi sıfatıyla tazminat talep etme hakkının bulunduğu hususlarına ilişkindir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır.
Meydana gelen kaza sonrasında kazaya karışan araç sürücüsü … hakkında İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda mahkemenin 01.07.2014 tarih ve 2012/1365 Esas, 2014/336 Karar sayılı kararı ile sanık …’nın meydana gelen kazada kusursuz olduğu anlaşıldığından unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraatına karar verilmiş, verilen karar Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 24.03.2016 tarih ve 2015/9983 Esas, 2016/4993 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmiş bulunmaktadır. Asliye ceza mahkemesi dosyası kapsamında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 18.12.2013 tarihli rapor ile kazanın meydana gelmesinde 2,52 promil alkollü olan davacıların Murisi …’in olay yerinde bariyerlerle çevrilmiş yaya geçidine kapatılmış otoyolda karşıdan karşıya geçiş yaptığı, gelen araçların hız ve yakınlık durumunu dikkate almadığı, araçlara ilk geçiş hakkını vermediği olayda dikkatsiz ve özensiz davrandığından asli kusurlu olduğu, sürücü …’nın olay mahallinde seyri sırasında geçiş için kaplamaya giren yaya nedeni ile fren ve direksiyon tedbirine başvurduğu olayda kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Dosya kapsamında bilirkişi .. . tarafından düzenlenen 20.09.2014 tarihli rapor ile kaza sırasında sürücü belgesiz ve alkollü olarak araç kullanan …’nın %25, alkollü vaziyette ve kurallara aykırı şekilde otoyolun karşı tarafına geçmeye çalışan davacıların murisinin %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için İTÜ Öğretim Üyelerinden temin edilen 24.02.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; araç sürücüsü …’nın olayda kusursuz olduğu, davacıların murisi …’in %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kesinleşen ve sürücü …’nın kusursuz olduğunu belirleyen ve Yargıtay tarafından onanan ceza mahkemesi kararı ve dosya kapsamındaki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla temin edilen 24.02.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporu dikkate alındığında kazanın meydana gelmesinde davacıların murisinin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece de bu hususlara istinaden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı taraf murislerinin ölümü nedeniyle kazaya karışan ve karşı taraf konumunda olan… plâkalı aracın sürücüsünün kusuruna dayalı olarak aracın ZMMS Poliçesinin bulunmaması nedeniyle Güvence Hesabına karşı dava açmış bulunmaktadır. Güvence Hesabının sorumluluğu sigortasız araç sürücüsünün kusuru oranındadır. Dosya kapsamı ile araç sürücüsünün kusursuz olduğu belirlenmiş bulunmaktadır. Davacı tarafça karşı taraf araç sürücüsünün kusuruna dayanılarak dava açılmış olduğundan üçüncü kişi sıfatıyla destekten yoksun kalma tazminatı talep etme şartları oluşmamıştır. Bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usûl ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin tüm istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir.(HMK.353/1-b/1).
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2017 tarih ve 2014/884 E., 2017/113 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gerekli 35,90-TL istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50-TL karar ve ilam harcının davacı taraftan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/7/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.18/10/2018.