Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/563 E. 2023/876 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/563
KARAR NO: 2023/876
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
NUMARASI: 2019/620 Esas-2022/920 Karar
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalılardan, T.H.S.S. Büyükçekmece Yapı Kooperatifi’nin ana sözleşmesinin, 04.12.1985 tarihinde onaylanarak, ticaret siciline 20.12.1985 tarihinde tescil edildiğini ve 26.12.1985 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanarak, ilanı yapılmış olduğunu, kooperatifin kuruluş amacının; üyelerine konut arsası temin etmek, yapılacak inşaatların altyapı hizmetlerini, bir bütün halinde tamamlayıp, hizmete sunmak olduğunu, Büyükçekmece Yapı Kooperatifi Genel Kurulu’nun, 19.08.1988 tarihli olağan toplantısında, üst kuruluşlara üye olunmasına, kat irtifaklı veya irtifaksız olarak arsaların dağıtımında, kooperatif üyelerinin, kooperatife kayıt sırasında yapacakları tercihe göre tahsis yapılmasına (madde 8) karar vermiş olduğunu, 26.08.1990 tarihli genel kurulda ise, alınacak arsaların, ortaklara, ikişer ve üçer kişilik gruplar halinde verilmesine (madde 7) karar verilmiş olduğunu, davalı kooperatifin, 775 sayılı yasa kapsamında, Büyükçekmece Belediye Başkanlığı’ndan arsa talebinde bulunduğunu, Büyükçekmece Belediye Meclisi’nin verdiği yetkiye dayanarak, kooperatif yetkilileri ile Belediye Başkanı arasında, noter onaylı olarak, 03.09.1990 tarihinde, Tahsis Protokolü düzenlenmiş, bu protokol ekinde, liste halinde gösterilen arsaların, 775 sayılı kanun kapsamında, kooperatife devri konusunda anlaşmaya varılmış ve Belediye Başkanlığı tarafından, Kooperatife yazılan, 03.09.1990 Tarih, 5415 sayılı yazı ile, protokol ekinde yer alan (toplam brüt 1.025.540 m2) arsaların, kooperatife tahsis edildiği, buna göre gereğinin yapılması hakkında bilgi verilmiş olduğunu, belediye ile kooperatif arasında düzenlenen bu protokol kapsamında, Yakuplu, … Pafta … Ada … Parsel, … Pafta … Ada … Parsel, … Pafta … Ada … Parsel, … Pafta … Ada … Parsel, … Pafta … Ada … Parsel sayılı taşınmazların, Büyükçekmece Belediye Başkanlığı tarafından, tahsis suretiyle, 1 Mart 1992 tarihinde, Büyükçekmece Yapı Kooperatifi’ne devredilmiş olduğunu, 30.04.1995 tarihli Genel Kurul toplantısında, tahsisen alınan arsaların, alan büyüklüğü ve üye sayısı dikkate alınarak, Büyükçekmece Yapı Kooperatifi üyelerinden bir kısmının, kendilerine tahsis edilen arsaların bulunduğu yere göre, kooperatiflere bölünmesine (madde 10) karar verilmiş olduğunu, Büyükçekmece Belediye Başkanlığı ile yapılan protokol hükümleri doğrultusunda, kooperatife tahsis edilen arsalardan, diğer bir kısmının tapu devir işlemi yapılmadığından, Büyükçekmece Yapı Kooperatifi tarafından, Büyükçekmece Belediye Başkanlığı ve Maliye Hazinesi aleyhine, tapu iptali ve tescil davaları açılmış, bu şekilde, tahsis konusu bir kısım taşınmazların, kooperatif adına, hükmen tescilinin sağlanmış olduğunu, tahsise konu taşınmazlardan bir kısmının ise, imara kapalı olması nedeniyle, bu parseller hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasının bedele dönüşmüş olduğunu, bu bölgede, değişik tarihlerde, çeşitli imar uygulamaları yapılmış, bu uygulamaların, değişik mahkeme kararları ile iptal edilmiş, son olarak, yapılan 28.06.2018 tarihli imar uygulaması ile taşınmazın yeni tapu kaydının, Yakuplu, … ada, … parsel numarasını almış ve bu numara üzerinden, tapuya tescilinin yapılmış olduğunu, bu hususla ilgili olarak, aynı kooperatif üyesi olan davacı …’ın adına tahsisli ve son tapu kaydına göre … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine konulan ipotek bedelinin ise 160.808,10 TL olduğunu, son günlere kadar, davacılar ve diğer Yakuplu Kooperatifi üyeleri tarafından, tapuların devri konusunda kooperatif yönetimine yapılan çeşitli başvurulardan bir sonuç alınamamış, yönetim tarafından, üyelerin, tapu devir taleplerinin yerine getirilmemiş olduğunu, üstelik davacılar ve diğer kooperatif üyelerinin, yıllardan beri, genel kurul toplantılarına davet edilmemiş olduklarını, davacının, dava konusu taşınmazın tapusunu, 06.05.2019 tarihinde devralmış bulunduğunu, bu şekilde, tapu devrinin yapılmasını takiben, Yakuplu Kooperatifi’nin, Büyüçekmece Yapı Kooperatifi’ne arsa tahsisi işleminden dolayı, hiçbir borcu kalmadığını, Yakuplu Kooperatifinin, Belediye Başkanlığı ile yapılan protokolde yazılı tahsis bedelini, kendi genel kurulundan geçirerek, üyelerinden tahsil ettiği katılım paylarını, Büyükçekmece Kooperatifi’nin banka hesabına yatırmak suretiyle, arsa bedelinin tamamını ödemiş bulunduğunu, taşınmaz üzerine ipotek tesisi yoluna gitmiş olduğunu, konulan bu ipoteğin, hiçbir yasal dayanağı ve gerekçesi mevcut olmadığını, bu ipoteğin, tamamıyla karşılıksız olarak tesis edilmiş olduğunu, belediye tarafından yapılan yazılı beyanda, tahsil edilecek ipotek bedelinin, Büyükçekmece Yapı Kooperatifine ödeneceği bildirildiğinden ve yine Beylikdüzü Belediyesince yapılan işlemde, Yakuplu Kooperatifi borçlu gösterildiğinden, hukuki dayanaktan yoksun olarak vaz edilen ipoteğin kaldırılması için, aralarındaki ”zorunlu dava arkadaşlığı” nedeniyle, her üç kurum ve kuruluşa karşı, işbu davanın, birlikte açılması gereği hasıl olduğunu beyanla; davanın kabulü ile, kooperatif üyesi olarak, davacı adına tescil edilen Beylikdüzü, … Mahallesi, … ada, … parsel nolu taşınmaz üzerine, İmar Uygulaması işlemi ile konulan ipoteğin karşılıksız olduğunun tespiti ile, hukuki dayanaktan yoksun ipoteğin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin, davalılardan, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; işbölümü (görev) ve yetki itirazları bulunduğunu, davacı taraf ile davalı müvekkili Belediye tacir olmadığı gibi 3194 sayılı İmar Yasasının 18. maddesine göre belediye encümen kararı ile yapılan imar uygulaması işlemi ile konulan ipotek bedellerinin kaldırılması talebiyle açılan davanın ticari iş niteliğinde olmadığını, bu sebeple görevli ve yetkili mahkemenin davalı … Belediyesinin yargı çevresi olarak bağlı bulunduğu Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın başından beri konusu bulunmadığını, zira dava konusu ipoteklerin tesis edildiği 28.06.2018 tarih ve 441 sayılı Beylikdüzü Belediye Encümen Kararının; İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin 10.07.2019 gün ve E: 2018/1865, K: 2019/1721 sayılı kararıyla iptal edilmiş olduğunu, dava tarihinden önce idare mahkemesi tarafından iptal kararı verildiğinden huzurdaki iş bu davanın başından beri konusuz olduğunu, dava konusu edilen ipotek işleminin dayanağı idari işlem ve karar (belediye encümen kararı) olduğu için, işlemin temelindeki idari karara davacılar tarafından herhangi bir idari dava açılmayıp iptallerinin istenmediğini, davacıların 3194 sayılı İmar kanununun 18. ve ilgili diğer maddelerine göre tesis edilen ipotek bedelini ipotek tarihinden itibaren faizi ile birliktte müvekkili Belediye veznesi ya da hesabına yatırmamış olduklarını, öncelikle davacı tarafın kendi edimini yerine getirdikten sonra, ipotek bedelini faizi ile birliktte Belediyeye ödedikten sonra, müvekkili belediyeden ipotek terkini edimini yerine getirmesini isteyebileceğini, müvekkili Belediyenin kendine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olduğunu beyanla; davanın usulden ve esastan reddi ile mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece 15/11/2022 tarihli karar ile “…1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, 2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kooperatifler Kanunu’nun düzenlemesine göre (Koop. K. m.99), Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenen hususlardan doğan davalar, Ticari dava sayıldığını, ticari davalara bakma görevi ise, TTK m.5 kapsamında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevine girdiğini, eldeki dava, bu yasal düzenleme dikkate alınarak, davalı … ile birlikte, ilgili kooperatiflere yöneltildiğini ve aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı sebebiyle, zorunlu dava arkadaşlığı kuralları uyarınca, yetkili ve görevli mahkemede açıldığını, yerel mahkemece verilen kararda, davalılardan Beylikdüzü Belediyesi aleyhine açılan davanın görev noktasından reddi ile, bu dosyanın ana dosyadan ayrılarak Belediye aleyhine açılan davanın, Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, Bu kararda, başka, ayrı bir yanlışlık olduğunu, dava konusu taşınmaz, İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi hudutları dahilinde olduğunu, Beylikdüzünde ayrı bir adliye teşkilatı mevcut olmadığından bu ilçenin Büyükçekmece Adli Yargı Çevresine dahil edilmiş bulunduğunu, dava konusu taşınmazın, Bakırköy AHM ile, herhangi bir şekilde bağlantısı olmadığını, eldeki dava, ipoteğin fekki talebine ilişkin olup, mahiyeti itibariyle bu dava, taşınmazın aynı ile alakalı olduğunu, bilindiği gibi, taşınmazın aynı ile ilgili davalara bakma yetkisi, taşınmazın bulunduğu mahal mahkemelerine ait olduğunu, bu nedenle, istinaf konusu kararda, Bakırköy AHM’nin yetkili ve görevli gösterilmesi de, usule aykırı düştüğünü, bu kapsamda, herhangi bir şekilde, davaların ayrılması yolundaki kararın benimsenmesi durumunda, dosyanın Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine değil, yetkili olan Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı Bakırköy 2. ATM 15.11.2022 Tarih, 2019/620 Es. 2022/920 K. sayılı kararının dosyaların ayrılmasına yönelik kararının kaldırılmasına ve yargılamaya, dosyanın mevcut hali ile devamına, Kooperatifler Kanunu m.99 hükmü uyarınca, Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenen hususlardan doğan davaların, ticari dava sayılacağı düzenlemesi ve TTK m.5 hükmü kapsamında, ticari davalara bakma görevinin ilgili Asliye Ticaret Mahkemelerinde olduğu gözetilerek, eldeki davaya bakmakla görevli ve yetkili merciin, Bakırköy 2. ATM olduğunun tespitine, 2 nolu talebinin kabul görememesi halinde, eldeki davanın, taşınmazın aynından kaynaklandığı hususu gözetilerek, dosyanın, yetkili Büyükçekmece AHM gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz üzerine konulan ipoteğin fekki talebidir. Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. Mahkemelerin görevleri kanunla düzenlenir ve kamu düzenine ilişkindir. Görev bir dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. İpoteğin fekki talebi aslında bir olumsuz tespit davası olduğundan genel mahkemeler görevlidir. Olumsuz tespit davalarında borçlu-davacının borçlu olmadığını iddia ettiği alacağın niteliğine göre asliye hukuk, ticaret, tüketici ya da iş mahkemeleri görevlidir. Görevli mahkemeleri tespitte ipoteğin hukuki sebebini oluşturan alacak ilişkisine bakmak gerekir. Alacak ilişkisi ticari ise ticaret mahkemeleri davaya bakmakta görevlidir. Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; davanın davalı … ile birlikte kooperatifler aleyhine açıldığı, ancak İDM ce davalı davalı kooperatifler yönünden tefrik kararı verilerek dosyanın 2022/1054 esasına kaydedildiği ve kooperatifler yönünden pasif husumet yokluğundan reddine dair 21/11/2022 tarih 2022/940 K sayılı ilam ile karar verildiği, istinaf başvurusuna konu olan dosyalar davacı … ile davalı … Belediyesi arasında ipoteğin fekki davası olduğu, davanın tarafları ve konusu itibariyle TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla İDM’nin görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/11/2022 tarih ve 2019/620 Esas-2022/920 Karar Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar ve ilam peşin alınan 80,70TL harcından mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023