Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/3602 E. 2023/2897 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/3602
KARAR NO: 2023/2897
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2022
NUMARASI: 2020/694 Esas, 2022/629 Karar
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Uyarlanması
KARAR TARİHİ: 14/12/2023
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı banka arasında akdedilen 28/10/2018 tarihli protokolün 8.maddesi uyarınca “İstanbul, Fatih, … Mah. .. pafta, … ada, … parselde kayıtlı … nitelikli taşınmazın”, devir tarihinden itibaren 24 ay süre ile müvekkiller lehine vefa hakkı verilmesi kaydı ile davalı bankaya devri konusunda mutabık kalındığını, söz konusu taşınmazın 30/10/2018 tarihinde tapuda davalı bankaya devredildiğini, tapu üzerindeki diğer takyidatların kaldırılması hususunda davalı banka ve 3.şahıs şirketle 26/10/2018 tarihinde ayrı bir protokol akdedildiğini, bu protokolün 4.maddesi uyarınca, 2.derece ipotek alacaklısı şirketin bu taşınmaz üzerindeki ipoteğinin ve haczinin kaldırılmasının sağlanacağını, şayet sağlanamazsa 5.madde uyarınca davalı banka tarafından ödenen rakamın geri ödenmesinin talep edileceğinin kararlaştırıldığını, taşınmazın davalı bankaya devri ile taşınmaz üzerindeki takyidatların kaldırılması arasında 14 ay 20 günlük bir sürenin geçtiğini, bu süre içerisinde müvekkillerinin, söz konusu taşınmaza ilişkin vefa hakkını kullanmak istediklerini, gelen alıcıların taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizleri ileri sürerek taşınmazı almaktan vazgeçtiklerini, müvekkillerinin vefa hakkını kullanmasına engel olunduğunu ve davalı tarafından mağdur edildiğini, Kovid 19 nedeniyle birçok yerin kapatıldığını, bu nedenle vefa hakkının kullanımının müvekkilleri açısından neredeyse imkansız hale geldiğini, sözleşmede öngörülen vefa süresinin uzatılması konusunda davalı bankadan sözlü ve yazılı olarak defalarca talepte bulunulmasına rağmen bugüne kadar olumlu bir cevap verilmediğini beyan ederek sözleşmenin uyarlanmasını, aksi halde söz konusu taşınmazın tapusunun iptali ile taşınmazın müvekkilleri adına tesciline, bu süre içerisinde dava konusu taşınmazın davalı banka tarafından 3.şahıslara devredilmesi ya da taşınmaz üzerine başkaca takyidatlar gelmesi halinde müvekkillerinin mağdur olacağını, haklarını elde etmesinin zorlaşacağı ve hatta imkansız hale geleceği dikkate alınarak HMK. 389 maddesine istinaden, dava konusu taşınmazın 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle … SAN. VE TİC. A.Ş.’ye ihbar edilmesini, davacılar dahil dava dışı tüm muhataplar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından, iş bu davaya konu gayrimenkulün üzerinde müvekkil banka lehine konulmuş oları 1.dereceden ve 15.400.000,00-TL bedelli üst limit ipoteğinin paraya çevrilmesi için icra takibine başlandığı, gayrimenkul üzerinde aynı zamanda dava dışı … PET. ENE. DAĞ. SAN. VE TİC. A.Ş. lehine 2.dereceden ve 3.000.000,00-TL bedelli ipotek şerhi ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına konu 11.807.758,09-TL tutarlı ihtiyati haciz şerhi bulunduğunu, risklerine mahsup edilmek kaydı ile dava dışı … Dağ. San. Ve Tic. A.Ş. lehine mevcut ipotek ve ihtiyati haciz şerhlerinin fekki mukabilinde … San. Ve Tic. A.Ş.’ye ödemek için muhasebeleştirilen ödeme tutarının toplamı olan 6.000.000,00-TL mukabilinde bankaya devredildiğini, davacılar ile banka arasında akdedilmiş olan 26.10.2018 tarihli protokolün 8.maddesine göre; davaya koru taşınmazın müvekkil banka adına tescil edildiği, 30.10.2018 tarihinden itibaren 24 (yirmi dört) aylık süre içerisinde; tescil bedeli olan 6.000.000.00 TL’ye, tescil tarihi oları 30.10.2018 tarihinden itibaren uygulanacak aylık 941,60 kârın ilavesi suretiyle tahakkuk edecek tutarın, davacılardan … SAN. VE TİC. A.Ş. ve/veya … adına ve/veya davacıların göstereceği üçüncü şahsa devredilebilmesi için müvekkili bankanın Kartal Ticari Şubesi nezdindeki TR… no.lu IBAN hesabına, 30.10.2020 târihine kadar yatırılması halinde protokol doğrultusunda tescile hazırlık ve tescil işlemleri başlatılacak iken, iş bu miktar süresi içerisinde yatırılmadığı, dolayısıyla davacıların iş bu maddeden doğan geri alım hakları geçerliliğini yitirerek madde ve protokolün hükümsüz kaldığını, davacılardan … SAN. VE TİC. A.Ş. ve müvekkili banka ile dava dışı … SAN. VE TİC. A.Ş. aralarında akdedilmiş olan 26.10.2018 tarihli protokolün yükümlülüklerinin dava dışı … SAN. VE TİC. A.Ş. tarafından gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklı olarak davacıların herhangi bir zararı doğmuş ise söz konusu zarardan sorumluluğun …. SAN. VE TİC, AŞ.’ye ait olduğunu, söz konusu zararı kabul etmediklerini, söz konusu ihtarın muhatabının da dava dışı … SAN. VE TİC. A.Ş. olduğunun ihtarnamede belirtildiğini, davacıların, 26.10.2018 tarihli protokolün 8.maddesi gereği hak sahibi oldukları 24 aylık süre içerisinde gayrimenkulün taliplisi olan ve terkin edilmeyen şerhler nedeniyle almaktan vazgeçtiklerini, iddia ettikleri hiçbir müşteriyi, gayrimenkulün maliki olan müvekkili bankaya yönlendirmediğini, ayrıca pandeminin başladığı tarihten bugüne değin, kanun koyucu ve bankacılık ile ilgili otoriteler, özel hukuka tabi hiçbir sözleşmenin uyarlanması için herhangi bir mevzuat düzenlemesini de yapmadığını, davacılara tanınmış olan 24 aylık sürenin uzatılıp uzatılmaması hususunda takdirin müvekkil bankada olduğunu, müvekkil bankanın davacıların süre uzatım taleplerini kabul etmek zorunda olmadığını, 24 aylık süre içerisinde gayrimenkulü geri alamayan ve/veya 3.şahsa satamayan davacıların somut olmayan süre uzatım talepleri nedeniyle, müvekkil bankanın söz konusu likiditeye/nakite sahip olmak için söz konusu gayrimenkulü taliplisi olan 3.şahıslara satma iradesine ve hakkına sahip olduğunu, davacıların gayrimenkulü geri almak ve/veya 3.şahıslara satılmasına aracılık etme iradesine sahip iseler, söz konusu gayrimenkulü 26.10.2018 tarihli protokolün 8.maddesi kapsamında değil, müvekkil bankanın ilgili gayrimenkul servisi ile irtibatlı olarak, herhangi bir 3.şahıstan farklı bir imtiyaza/ayrıcalığa sahip olmaksızın bu işlemleri yapabileceklerini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: 23/06/2023 tarihli ara karar ile “1-Davacı vekilinin tedbir talebinin usulden REDDİNE, ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkillerinin söz konusu taşınmazı haciz ve dava dışı ipotek alacaklısı şirketin icra satışı tehdidi altında davalı bankaya devrettiği ve yine yapılan sözleşme ile davalı bankadan 24 ay süre ile geri alım hakkı aldığı açıkça belli olduğunu, taraflarca akdedilen sözleşmenin ilgili maddelerinde görülecektir ki; vefa (geri alım) hakkıyla bankaya devredilen taşınmaz üzerinde ki hacizlerin hangi sürelerle kaldırılacağı ve kaldırılmaz ise davalı bankanın da bu nedenle doğması muhtemel zararlarını 5 iş günü içerisinde dava dışı şirketten tazmin edeceği açık olduğunu, dolayısıyla gerek sözleşmeler gerekse dava dilekçesi ekinde sunulan e-mailler incelendiğinde, dava dışı şirketin ve davalı bankanın sözleşme (dava) konusu taşınmazın üzerinde ki haciz/ipotek şerhlerini 14 ay 20 gün sonra kaldırıldığı anlaşıldığını, dolayısı ile bu süre zarfında taşınmaz üzerindeki takyidatlar kaldırılmadığından, müvekkillerinin geri alım hakkını kullanmaları mümkün olamadığını ve takyidatların kaldırılma süresinin uzaması müvekkillerin mağduriyetine sebep olduğunu, bu süre zarfında taşınmazın geri alım hakkı müvekkillerinde olduğundan davalı banka taşınmaz üzerindeki takyidatların kaldırılması için hiçbir gayret sarfetmediğini, yalnızca dava dışı şirkete e-mail yolu ile haciz ve takyidatların son durumunu sormaktan başka herhangi bir yaptırım uygulamadığını, dava konusu somut olayda davacıların ayna ilişkin talepte bulundukları taşınmazın dava süresince devrinin önlenmesinin davanın esasını çözecek nitelikte bir karar olmayacağı aksine taşınmazın elden çıkması halinde bu davanın konusuz kalma durumunun söz konusu olacağını, davacının sözleşmeye dayanmakla yaklaşık ispat sağlandığı ve HMK’nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan, davalının muhtemel zararlarının karşılanması amacıyla taktir edilecek teminat karşılığı davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; vefa hakkına dair sözleşmenin uyarlanması aksi halde tapu iptali istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun Taşınmaz mülkiyeti başlıklı ikinci bölüm ikinci ayırım madde 736. alım ve geri alım hakları başlığı altında aynen “Tapu kütüğüne şerh verilen alım ve geri alım hakları, şerhte belirtilen süre içinde her malike karşı kullanılabilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun Geçici Hukuki Korumalar Başlıklı 10.kısmının 1.Bölümünden düzenlenen İhtiyati tedbir geçici koruma yolu bir bütün olarak değerlendirildiğinden tedbir talebi,şartları,teminat,,uygulanması ve nihayet HMK 394/5 maddesinde karara itiraz kanun yolu düzenlenmiştir. İstinaf Yoluna Başvurulabilinecek kararlar Başlıklı HMK 341 düzenlemesinin 1/b fıkrasında ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararlarına karşı itiraz yolu olarak istinaf daireleri gösterilmiştir.İhtiyati tedbir talebinde bulunanın HMK düzenlemesinde belirtildiği şekilde talebi değerlendirilmeli ve kararın kabulü halinde itiraz üzerine duruşma açılarak bir karar verilmeli akabilinde itiraz kanun yoluna gitme imkanı sağlanmalıdır.Bu tatbik yasaya göre ancak davanın açıldığı mahkemece verilecek kararla mümkündür.Zira İstinaf mahkemelerinin doğrudan vereceği tedbir kararlarına karşı HMK içerisinde itirazın denetleneceği yer belirtilmemiştir.Aksine dairemizce bir karar verilmesi halinde HMK daki tedbire karşı denetleme imkanlarından taraflar mahrum kalacak bu durumda hak ihlaline neden olacaktır.Benzeri taleplerin Yargıtay aşamasında yapıldığı durumlarda,Yargıtayca talebin davanın açıldığı mahkemelere gönderdiği görülmüştür.Dolayısıyla İdm ce görevli olunmadığından bahis ile tedbir talebi hakkında bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/1-b bendi gereğince usulden reddine kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2023