Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/3449 E. 2023/2825 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/3449
KARAR NO : 2023/2825
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 11/07/2023
NUMARASI : 2023/314 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU : İpoteğin Fekki, İpotek Temlik Alacaklısına Borcu Olmadığından Ve İpotek Haksız, Hukuka Aykırı Ve Muvazaalı Şekilde Temlik Edildiğinden Temlikin Geçersizliğinin Tespiti, Temlikin İptali
KARAR TARİHİ : 08/12/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 21/12/2023
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İ D D İ A:
Davacılar vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile İstanbul ili, Kadıköy ileçesi, Erenköy Mahallesi, … nolu bağımsız bölüm üzerindeki haksız ve hukuka aykırı ipoteğin fekkine, Tarafınca ipotek temlik alacaklısı…’a borcuolmadığından ve ipotek haksız, hukuka aykırı ve muvazaalı bir şekilde davalı … temlik edildiğinden bunun tespiti ile ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ :
Yerel mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/07/2023 tarihli gerekçeli ara kararı ile davacıların ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin ret kararına gerekçe yaptığı…, davalı…’ın kardeşi olduğunu, dilekçe ekinde dosyaya sunduğu Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarından da görüleceği üzere .. Ambalaj ve Matbaacılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin göstermelik ortağı olduğunu, bu ortaklıkta dava dilekçesinde detaylı olarak açıkladığı muvazaa iddiasının bir parçası olduğunu, zira …’a ilk hisse devrinin yapıldığı 08.01.2013 tarihinde şirketin 10.000.000 TL’lik sermayesinin 9.740.000 TL’lik kısmı davalı …a ait iken yalnızca 260.000 TL’lik kısmı …a ait olduğunu, yani şirket hissesinin sadece % 2,6’lık kısmı dava dışı …’a ait olduğunu, şirketin % 97,4’ü davalı…’a ait olduğunu, bu durum 23.02.2022 tarihine kadar devam etmiş ve ta ki bu tarihte …’ın şirket hissesi % 50’ye çıkarıldığını, bunun da muvazaanın bir parçası olduğunu, mahkemece yalnızca şirketin son sermaye payı dağılımına bakılarak…’ın şirketin yarı hissesine sahip olduğu kanaatiyle karar vermiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kaldı ki …, davalı …’ın kardeşi olup mahkemece bu yakın akrabalık ilişkisi de irdelenmediğini, bu sebeple verilen ret kararının yerinde olmadığını, davalı banka temlik sözleşmesinin imzalandığı tarihte borçluların bankaya olan borçlarının devam ettiğini ifade etmiş ise de bu borcun hangi tarihte doğduğunu özellikle ortaya koymaktan çekindiğini, zira bankaya olan tüm borçların kapatılmasının ve müvekkili tarafından ipotek fekkinin istendiği 11.05.2022 tarihinde bankaya hiçbir borç bulunmadığını ve ipoteğin talep üzerine kaldırılması gerektiğini, buna rağmen bankanın müvekkilini oyaladığını ve muvazaalı bir şekilde davalı ile banka arasında muvazaalı borç ve temlik ilişkisi ihdas edildiğini, dava dışı …anayi Ve Ticaret Limited Şirketi ile davalı banka arasında süresiz Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olması, müvekkilinin taşınmazındaki ipoteğin süresi olarak kaldırılmayacağı sonucunu doğurmayacağını, böyle bir sebep ileri sürmenin tabir yerindeyse BANKA, BORÇLUYA İLERİDE YİNE KREDİ KULLANDIRABİLİR O HALDE İPOTEK KALDIRILMASIN BİR KENARDA BEKLETİLSİN demek olduğunu, bu durumun asla kabul edilemeyeceğini, dosyadaki kayıtların tarihleri karşılaştırıldığında şöyle bir durum ortaya çıktığını;
1-İpotek tesis tarihi 02.03.2015
2-Müvekkillerimin bankaya başvuru tarihi 11.05.2022,
3-İhtarname tarihi 29.06.2022
4-Arabuluculuk başvuru tarihi 31.08.2022
5-Borcun ödenmesi tarihleri,-Bu hususta bankaya yazılan müzekkereye henüz bir cevap verilmemiştir.)
6-Banka kayıtlarına göre borcun ödeme tarihleri, (davalı tarafından imzasız dekontlar sunulmuş ancak banka kayıtları, ödeme açıklamaları ile hala mahkemeye sunulmamıştır. )
7-Temlik tarihi 07.09.2022 – banka tarafından 2.200.000 Tl bedel temlik edilmiş ancak banka tarafından ne bu durum tapuya işlenmiş ne de kalan kısım ile yani 6.000.000 TL bedelli ipoteğin temlik edilmeyen kısmı ile ilgili fek işlemi tesis edilmemeiştir. ) bu tarihlerde dikkate alındığında banka tarafından tesis edilen işlemin hukuksuz ve muvazaalı olduğu hususunun da ortaya çıktığını açıklanan nedenlerle usul ve kanuna aykırı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/314 Esas sayılı dosyasında İHTİYATİ TEDBİR TALEBİMİZİN REDDİNE dair verilen ara kararın KALDIRILMASINA VE İHİYATİ TEDBİR TALEBİnİN KABULÜNE KARAR VERİLMESİNİ talep etmiştir.
DELİLLER :
Tapu kaydı, noter temlik sözleşmesi, resim senetler, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ipoteğin fekki, ipotek temlik alacaklısına borcu olmadığından ve ipotek haksız, hukuka aykırı ve muvazaalı şekilde temlik edildiğinden temlikin geçersizliğinin tespiti, temlikin iptali istemine ilişkindir.
Davacılar vekili İDM’nin 11/07/2023 tarihli davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararını istinaf etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır.Somut olayda; iddia, savunma, davanın niteliği, tapu kaydı, temlik sözleşmesi, resmi senetler, ihtarnameler, sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ipoteğin fekki istemine konu taşınmazın davacı PEİ … adına tapuda kayıtlı bulunduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı …ın alacaklı, davacı …’nun borçlu olduğu, 6.000.000,00 TL bedelli ipotek şerhi bulunduğu sabittir. Resmi senetlerden 02/03/2015 tarihinde taşınmaz davacı … adına kayıtlı iken davalı banka lehine ipotek tesis edildiği, davalı bankanın noterde düzenlenen temlik sözleşmesi ile temlik borçlusu dava dışı .j…Şti.’nin 2.220.000,00 TL’lik kısmını davalı …’a devir ve temlik ettiği, daha sonra davalı bankanın 30/03/2023 tarih ve… yevmiye nolu tescil istem belgesi ile taşınmaz üzerinde 02/03/2015 tarih ve…yevmiye numarası ile tesis edilen ipoteğin tamamını davalı …adına temlik ettiği anlaşılmaktadır.Doğaldır ki davacıların iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacak davacıların talepleri hakkında nihai karar verilecektir. Davanın niteliği, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde somut olayda HMK’nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığından ve yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden yerel mahkemece davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacıların ileri sürdüğü istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri uyuşmazlığın esasına ilişkin olup nihai kararda değerlendirilip tartışılacak ve karara bağlanacak hususlara ilişkindir. Davacılar vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir.
Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2023 tarih ve 2023/314 esas sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf maktu ret karar ve ilam harcı davacılardan peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2023