Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/3262 E. 2023/2448 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/3262
KARAR NO: 2023/2448
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2023
NUMARASI: 2022/897 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili … A.Ş., Kartal … Noterliğinin 13.04.2016 tarih … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde ön ödemeli satış vaadi sözleşmesi ile davalıdan; “İstanbul ili, Kartal ilçesi, … Mah. … ada, … parselde kayıtlı … Blok … Kat, …, … ve … nolu” üç adet bağımsız bölümü satın aldığını, söz konusu bağımsız bölümlerin niteliği ofis olduğunun da sözleşme ile sabit olduğunu, sözleşmeye göre davacı müvekkilinin sözleşmede belirlenen bedeli ödemeyi, davalı ise sözleşmede belirlenen niteliklere uygun olarak taşınmazları 31.12.2017 tarihinde teslim etmeyi taahhüt ettiğini, yine davalı sözleşmenin 6. maddesine göre de tapu devirlerini teslim tarihini takip eden 3 ay içerisinde yapmayı ayrıca taahhüt ettiğini, yani davalı 31.03.2018 tarihinde tapu devirlerini yapmayı taahhüt ettiğini, sözleşmeye göre müvekkilin ödemesi gereken ödemelerin tamamının vadesinde yapıldığını, 13.04.2016 vadeli peşinat için davalı şirkete aynı vadeli ve 308.333 TL bedelli … Bankası Gebze Ticari Şubesine ait, … nolu çekin teslim edildiğini, bahse konu çekin davalıya teslimine dair davalıca verilmiş tahsilat makbuzunun ekte sunulduğunu, 13.04.2016 tarihinde 925.000 TL bedelli, … ait … nolu barter çeki de davalıya teslim edildiğini, ilgili çekin davalıya teslimine dair davalıca verilmiş tahsilat makbuzunun ekte sunulduğunu, 15.05.2016 vadeli taksit için, davalı şirkete 12.05.2016 vadeli ve 308.333 TL bedelli, … Bankası Gebze Ticari Şubesine ait, … nolu çekin teslim edildiğini, ilgili çekin davalıya teslimine dair davalıca verilmiş tahsilat makbuzunun ekte sunulduğunu, 15.06.2016 vadeli taksit için, davalı şirkete 15.06.2016 vadeli ve 308.334 TL bedelli, … Bankası Gebze Ticari Şubesine ait, … nolu çek teslim edildiğini, ilgili çekin davalıya teslimine dair davalıca verilmiş tahsilat makbuzu sunulduğunu, yine davalıya verilen barter çeki “…” firmasından alınan çek olup, müvekkili şirket ile … arasında imzalanan sözleşme de ekte sunulduğunu, tüm bu hususlardan da görüleceği üzere müvekkili şirket tarafından sözleşme bedelinin tamamen ödenmiş yani müvekkilinin ödeme yükümlülüğü yerine getirilmiş durumda olduğunu, davalının taşınmazı fiilen teslim etmemiş ve tapu devrini de halen yapmadığını, müvekkili şirket tarafından sözleşme bedeli, sözleşmedeki vadelere uyularak ödenip borç bitirilmesine rağmen, davalı taraf 31.12.2017 tarihinde fiilen teslim etmesi gerekirken ve devamla 3 ay sonra da (31.03.2018) tapu devrini yapması gerekirken halen bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek, davaya konu “İstanbul ili, Kartal ilçesi, … Mah. … ada, … parselde kayıtlı … Blok … Kat, …, … ve … nolu bağımsız bölüm” sayılı taşınmazların 3. kişilere devrini önceleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile birlikte söz konusu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/12/2022 tarihli ara kararı ile “1-İhtiyati tadbir talebinin dava değeri olan 1.850.000,00 TL üzerinden %5 oranında teminat karşlığı 92.500,00 TL teminata bağlı olarak KABULÜ ile; İstanbul ili, Kartal ilçesi, … Mah. … ada, … parselde kayıtlı … Blok … Kat, …, … ve … nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazlar olmak üzere, Bu üç bağımsız bölüm yönünden ve davalı bakımından geçerli olmak üzere taşınmazların 3.kişilere devrinin önlenmesi yönünden tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına,” karar verilmiştir. Davalı vekilince ihtiyati tedbir kararına itirazla ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, itirazların 07/06/2023 tarihli ara kararda değerlendirilerek ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; dosyada ihtiyati tedbir şartları oluşmadığından sayın mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının sözleşmeye konu olan edimlerini yerine getirmediğini, dolayısıyla söz konusu davanın açılması haksız iken bir de mahkeme tarafından verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının menfaat dengesini büyük oranda bozmakla kalmayıp müvekkili şirketi haksız yere zarara uğratma tehlikesi içine sürüklediğini, mücbir sebep süreleri teslim tarihine ekleneceğinden davacının huzurdaki davayı ikame etmesinde hukuki yararı bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ön ödemeli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil,istemine ilişkindir. Davalı vekilli İDM’nin 07/06/2023 tarihli ihtiyati tedbire yönelik itirazın reddine ilişkin ara kararını istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır.İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir. (HMK m.391/2-ç, 392) Talep, resmi bir belgeye, başkaca bir kesin delile dayanıyor ya da durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirterek teminat alınmamasına da karar verebilir.Davanın niteliği, tapu kaydı, satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava taşınmazın aynına yönelik tapu iptali ve takyidatsız tescil istemine ilişkin olup yerel mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Ancak talep tapu iptali ve tescil istemli taşınmazın aynına ilişkin olup dava konusu taşınmazın devredilmesi ve elden çıkarılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir. Tüm bu nedenlerle somut olayda HMK’nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan ve yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiğinden davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve davalının tedbire itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü savunmalar ve hususlar yargılamayı gerektiren ve yargılama sonunda değerlendirilip tartışılacak ve karara bağlanacak uyuşmazlığın esasına ilişkin hususlara yöneliktir. Yerel mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine ilişkin 07/06/2023 tarihli ara kararı ve gerekçesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin 12/07/2023 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1-İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2023 tarih 2022/897 Esas sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf maktu karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/10/2023