Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/2776 E. 2023/2298 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2776
KARAR NO: 2023/2298
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2023
NUMARASI: 2023/296 Esas, 2023/599 Karar
DAVANIN KONUSU: Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve İpotekten Ari Tescil, Olmadığı Taktirde Taşınmazın Rayiç Değerinin Tahsili
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İ D D İ A: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı Yüklenici arasındaki 20.03.2020 tarihinde Kartal …Noterliği’nce tanzim olunan … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesinin tedbiren tapu kütüğüne (geçici) tescil ve şerhinin işlenmesini, İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde kayıtlı ana taşınmazda kurulu kat irtifâkına göre ”…” no’lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydındaki davalı bankalar nezdindeki ipotek vs. tüm kayıt ve şerhlerden mürekkep takyidatın terkinini; aksi halde HMK’nın 111. Maddesi uyarınca terdiden; İhtiyati tedbir talebi bir nedenle kabul görmeyecek yahut uygulanamayacak olursa; satış bedeli davalı Arsa Sahibi … Ticaret A.Ş. lehine … Bankası A.Ş’nin ilgili hesabına yatırıldığından satış bedeli için ödenen 4.318.800,00 TL karşılığı olarak davalı … Ticaret A.Ş.’nin aynı tutardaki taşınır ve taşınmaz mallarıyla üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına, ihtiyati haciz konulmasını; dava konusu bağımsız bölümün mahkemece yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonrası karar tarihine en yakın değeri belirlenerek işbu bedelin ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, İşbu talep de kabul görmez ise fazlaya ilişkin ve başkaca her türlü hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin ödediği KDV dahil 4.318.800,00 TL toplam taksit bedelinin her bir ödeme gününden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ve avukatlık vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen tahmilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … Bankası vekilinin 03.04.2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilİ bankanın herhangi bir sorumluluğu bulunmadığının da açık olduğunu, davacı tapuya şerh işlemini yapmayarak kendi ihmali ile sebebiyet vermiş olduğu durum karşısında hak iddia edemeyeceğini, davacının taleplerinin hukuk ve hakkaniyet ile bağdaşmadığı açık olup davanın müvekkili banka yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, açıklamalarının yasal dayanaklara uygun bulunmakla, haksız ve kanuni dayanaktan yoksun davanın müvekkil banka yönünden reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Bankası Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının teminatsız tedbir talebinin kabulüne ilişkin mahkeme ara kararının kaldırılmasını, mahkemeniz aksi kanaatte ise tedbirin teminat şartına bağlanmasına ve davacıya teminat yatırması için kesin süre verilmesini, davanın arabuluculuk başvurusu yapılmadığından dava şartı yokluğundan reddini, İstanbul Anadolu 10. ATM 2022/449 E. sayılı dosyanın bekletici mesele yapılmasını, haksız ve kanuni dayanaktan yoksun davanın müvekkili banka yönünden reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Vekili cevap dilekçesinde özetle; verilen Tedbir Kararının kaldırılmasını, İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/449 e. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davanın husumetten ve dava şartı yokluğundan reddini, terditli olarak yine düşük bedelle satış (m2 farkı, birim fiyatının düşüklüğü, vade farkı .vs.) nedeni ile takas mahsup talebinin kabulüne, eksik bedellerin güncel değer üzerinden ayrıca mahkeme veznesine depo ettirilmesini, davanın esastan tümden reddini talep etmiştir. Davalı … Bankası Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının işbu usul ve yasaya aykırı davanın esas incelemesine geçilmeden davanın usuli itirazları doğrultusunda usulden reddini, aksi kanaat halinde ise esas incelemesine geçilerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Bankası vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde müvekkil Banka aleyhine yer verdiği tüm iddia, beyan, yorum ve taleplerin yanıltıcı, maddi ve hukuki dayanaklardan yoksun ve haksız olduğu sabit olup, anılan dilekçe ve içeriğine açıkça itiraz ettiklerini, haksız ve dayanaksız olarak açılmış olan davanın müvekkili banka bakımından tüm talepler yönünden reddi talep etmiştir. Davalı …-… Adi Ortaklığı vekili beyan dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden, sorumlu / yükümlü tutulmadığını, davacı gibi bir alıcının, aynı şekilde yaşadığı sorunlar nedeniyle (ve ilk olarak) ikâme ettiği davada; müvekkillerince (İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/449 esas sayılı dosyasından) ikâme edilmiş olan davanın sonucunun, “bekletici sorun” yapılmasına karar verilmişse de işbu yargılamada, HMK.’nun 165/1.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının takdîri, sayın mahkemeye ait olduğunu vekâleten arz ve yasal gereklerini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI VE KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/04/2023 tarihli gerekçeli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile; Dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde kayıtlı ana taşınmazda kurulu kat irtifâkına göre ”…” no’lu bağımsız bölümün DAVALILAR ADINA KAYITLI OLMASI HALİNDE üçüncü kişilere her türlü devir, temlik ve satışının ÖNLENMESİNE YÖNELİK İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE karar verilmiştir. Bir kısım davalılar vekilleri ihtiyati tedbir kararına itirazla ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiş, itirazın duruşmalı yapılan incelemesi sonucunda 21/06/2023 tarihli celse ara kararı ile bir kısım davalıların ihtiyati tedbir kararı verilmesine yönelik itirazlarının reddine ancak tensip tutanağının 12. maddesiyle verilen ihtiyati tedbir kararının eksik ödeme ve yüklenicinin yükümlülüklerini yerine getirmediği savunmasında bulunulduğundan dava değerinin %15’i olan 647.820,00 TL teminata bağlanmasına, 647.820,00 TL teminatın davacı tarafça 2 haftalık kesin süre içerisinde yatırılmaması halinde tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağının ihtarına karar verilmiş ve gerekçeli ara kararı yazılmıştır. Yerel mahkemece “Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; eldeki davada davacı gerçek kişi olup davacı ile davalı yükleniciler arasında dava konusu dükkan niteliğindeki taşınmaza ilişkin düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdedilmiştir. Davacı gerçek kişi olup tacir sıfatı bulunmamaktadır. Taşınmazın dükkan niteliğinde olması da davanın mutlak veya nispi ticari dava olmasını gerektirmez. Bu nedenlerle eldeki dava mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı asliye ticaret mahkemelerinin görevli olmadığı anlaşılmaktadır. Davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu “gerekçesiyle; 1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 (1) c) ve 115 (2) maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından DAVANIN USULDEN REDDİNE, 2-HMK’nin 20. Maddesi uyarınca MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eklenen evraklardan da açıkça görüleceği üzere müvekkilinin bahse konu taksit ve ödemelerini eksiksiz şekilde gerçekleştirdiğini, nitekim bu hususun bizzat davalı … Yapı’nın 21.06.2023 tarihli duruşmada ”Davacı tüm ödemelerini tamamlamıştır.” sözlerinden de açıkça anlaşıldığını, davalı …, ödemelerin eksik gerçekleştirildiğine dair herhangi bir delili dosya mündericatına sunamadığını ve söylemlerinin soyut ithamların ötesine geçmediğini, yine tedbirin 647.820,00 TL teminatla devam etmesine ilişkin ara kararda belirtilen yüklenicinin yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasının ise neden müvekkilinin talepte bulunduğu ihtiyati tedbire etki ettiğinin tarafınca anlaşılamadığını, davalı … ile davalı … arasındaki uyuşmazlığın müvekkilinin haklarına halel getirmesi verilen kararın ne derece tutarsız olduğunu gözler önüne serdiğini, daha açık bir ifadeyle davalı arsa sahibi olan … diğer davalı olan …’nın yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ettiğini, müvekkili ise parasını ödediği taşınmazın kendi adına tescili talep ettiğini, açıklanan nedenlerle davaya konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesinde kain … Ada, … numaralı parselde kayıtlı ”…” no’lu bağımsız bölüm üzerine konulan ihtiyati tedbirin devamı için ilk derece mahkemesince belirlenen 647.820,00 TL’lik teminat kararının kaldırılmasını, ilgili taşınmaz üzerine teminatsız şekilde tedbir konulmasını, Mahkeme aksi kanaatte ise teminat miktarının düşürülmesini, yargılama gideri ve avukatlık vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … BANKASI A.Ş. Vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; huzurdaki dava bakımından İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olup, kararın kaldırılması gerektiğini, tüm kayıt ve şerhlerden mürekkep takyidatın terkin edilerek tapu iptal ve tescil talebi taşınmazın ticari faaliyetler için kullanılmasına yönelik olup, doğrudan bankaya açılan alacak davasının da söz konusu olduğunu, davanın da ticari nitelikte bir dava olduğunun da açıkça ortada olduğunu,açıklanan nedenlerle, İstanbul İstanbul Anadolu 4. Ticaret Mahkemesi’nin 22.06.2023 tarihli 2023/296 E. 2023/599 K. sayılı kararının kaldırılarak görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tapu kaydı, sözleşmeler, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve ipotekten ari tescil, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde: Davacı vekili İDM’nin 21/06/2023 tarihli verilen ihtiyati tedbirin teminata bağlanmasına ilişkin ara kararını istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. 6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır. İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir. (HMK m.391/2-ç, 392) Talep, resmi bir belgeye, başkaca bir kesin delile dayanıyor ya da durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirterek teminat alınmamasına da karar verebilir. Dava konusu somut olayda davacının ilk talebi tapu iptal ve tescile yönelik olup taşınmazın aynına ilişkin bulunduğu taşınmazın dava konusu olduğu anlaşılmaktadır. Davacı delil olarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesine, inşaat sözleşmesine, ödeme dekontları, fatura, ödeme planı, çek ve senet bordrosu, bağımsız bölüm teslim tutanağı, ihtarnamelere dayanmış, bir kısım delillerini sunmuş olmakla yaklaşık ispat gerçekleşmiştir. Davacının davasını noterde resmi şekilde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayandırdığı açıktır. HMK 392 madde uyarınca Talep, resmi bir belgeye, başkaca bir kesin delile dayanıyor ya da durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirterek teminat alınmamasına da karar verebilir. Mahkemece bu hususta değerlendirme yapıldığı ve teminat alınması yönünde takdir kullanıldığı görülmüştür. Davacının sözleşme yanında delil olarak ödeme belgelerine de dayandığı ortadadır. Bu durumda davacının talebi resmi belgeye dayandığından, durum ve koşullar dikkate alındığında davalı nezdinde ödemeleri bulunan davacıdan teminat alınması davacının aleyhine hak yarar dengesini bozacak niteliktedir. Bir kısım davalıların tedbirin teminata bağlanmasına ilişkin itirazlarının reddi ile tedbirin teminatsız olarak devamına karar verilmesi gerekirken takdirde hata edilerek ihtiyati tedbirin dava değerinin % 15’i oranında 647.820,00 TL teminata bağlanmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin ihtiyati tedbirin teminata bağlanmasına ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvuru sebep ve gerekçesi yerinde görülmekle kabulü gerekir. Davalı … Bankası AŞ.vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde: Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir.Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. Mahkemelerin görevleri kanunla düzenlenir ve kamu düzenine ilişkindir. Görev bir dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; eldeki davada davacı gerçek kişi olup davacı ile davalı yükleniciler arasında dava konusu dükkan niteliğindeki taşınmaza ilişkin düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdedilmiştir. Taşınmaz dükkan niteliği ile davalı …AŞ.adına tapuda kayıtlıdır. Davacı gerçek kişi olup tacir sıfatı bulunmamaktadır. Taşınmazın dükkan niteliğinde olması da davanın mutlak veya nispi ticari dava olmasını gerektirmez. Bu nedenlerle eldeki davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı asliye ticaret mahkemelerinin görevli olmadığı anlaşılmaktadır. Davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla İDM’nin görevsizlik kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür. Davalı banka vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353-1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İDM’nin 21/06/2023 tarihli ihtiyati tedbirin teminata bağlanmasına ilişkin ara kararın kaldırılmasına, ihtiyati tedbirin 25.04.2023 tarihli ara kararı doğrultusunda aynen teminatsız olarak devamına kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı … Bankası AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 3-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2023 tarihli ihtiyati tedbirin teminata bağlanmasına ilişkin ara kararın KALDIRILMASINA, 4-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2023 Tarihli ara kararı ile Dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde kayıtlı ana taşınmazda kurulu kat irtifâkına göre ”…” no’lu bağımsız bölümün DAVALILAR ADINA KAYITLI OLMASI HALİNDE üçüncü kişilere her türlü devir, temlik ve satışının ÖNLENMESİNE YÖNELİK İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİ ara kararının aynen TEMİNATSIZ OLARAK DEVAMINA, 5-Teminata ve ihtiyati tedbire ilişkin işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6-Davacı tarafınan yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istem halinde davacıya iadesine, 7-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince nihai kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına, 8-Davalı … Bankası AŞ.tarafından istinaf karar harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 9-Davalı … Bankası AŞ.tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2023