Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2731
KARAR NO: 2023/2187
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2023
NUMARASI: 2023/62 Esas, 2023/741 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili ile davalı … San. Ve Tic. A.Ş arasında akdedilen 10/03/2014 tarihli ”10/01/2014 tarihli Alt Yüklenici Sözleşmesi” gereği dava konusu İstanbul ili Esenyurt ilçesi … Mah. … ada … parsel … Blok …Kat … bağımsız bölüm numaralı bölümde yer alan taşınmazı satın aldığını, sözleşme konusu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerinde davalı şirketin borcu nedeniyle diğer davalı … Anonim Şirketi lehine ipoteklerin bulunduğunu, sözleşmeye konu bağımsız bölümün davalı … A.Ş adına kayıtlı olan tapu kaydının iptalini ve diğer davalılar lehine tesis edilen ipoteklerden ari bir şeklide müvekkili adına tapuda tesciline karar verilmesini, kabul görülmemesi halinde ise dava tarihindeki rayiç değerinin tespit edilerek bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … A.Ş.’nden alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Tasfiye Halinde … Ticaret Anonim Şirketi adına iflas masası vekili cevap dilekçesinde özetle: müflis şirket hakkında verilen iflas kararının henüz kesinleşmediğini, bu nedenle davanın ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına bırakılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı Tasfiye … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili banka hakkında açılan bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili lehine konulan ipoteğin kaldırılmasını gerektiren maddi ve hukuki bir gerekçe bulunmadığını, müvekkili banka ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki veya işlem bulunmadığından davaya bakmakta Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkili yönünden pasif husumet yokluğu bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “… incelenen davaya konu taşınmazın tapu kaydında, taşınmazın konut olduğunun belirtildiği, 23/06/2022 tarihli celsede davacının davaya konu taşınmazın “konut” olduğu beyan etmiştir. Her ne kadar davanın tarafları ticaret şirket ise de bir işin ticari iş olmasını bu konudaki uyuşmazlığın da ticaret mahkemesinde görülmesine yeterli olmadığı, mahkememizce, istinaf incelemesi neticesinde mahkememiz kararının kaldırılmasına neden olan eksik husus giderilerek, davacı tarafa, davaya konu taşınmazın sözleşme anındaki alım amacına ilişkin açıklayıcı beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı vekili 02/03/2023 tarihli dilekçesiyle; dava konusu taşınmazlar ile ilgili, davalı ile 03/09/2014 tarihinde satış vaadi sözleşmesi imzalanmış olduğunu, bu konutları davacı ve çocuklarının oturması amacıyla satın alınmış olunduğunu, taşınmazın satın alım tarihinde kullanım amacıyla satın alındığına dair beyanı göz önüne alınmış, davacının taşınmazı satın alma amacı araştırılmış olup, gayrimenkul satış vaadi sözleşme öncesi bilgilendirme formu ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde konut olarak belirtildiği, davacının dava konusu taşınmazı yatırım yada tedavül amacıyla almadığını ileri sürdüğü ve 23/06/2022 tarihli celsede taşınmazın konut olarak kullanıldığını beyan ettiği anlaşılmakla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2020/1853 esas 2020/1862 Karar sayılı ilamı da dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine… ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. Vekili istinaf dilekçesi ile; davacı şirketin tüzelkişiliğe sahip olduğu ve dava konusu taşınmazı tüketici vasfıyla alamayacağı açık olduğunu bu hususta söz konusu taşınmazın ticari niteliğe sahip olduğu izahtan vareste olduğunu, bu sebeple davanın tüketici işlemi olarak kabul edilmesinin mümkün olmayıp,davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiğini, yapılacak olan inceleme neticesinde ilk derece mahkmesinin usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılması gerektiğini, gerekçeli kararında belirtmiş olduğu gerekçelerle örtüşmediğini, işbu sebeple ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın bozma sebebi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptal ve tescil,ipotek fekki istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık görevli mahkemenin belirlenmesi hususundadır. Mutlak ticarî davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticarî işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticarî sayılan davalardır. Mutlak ticarî davalar, TTK’nın 4/1 nci maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunlar yanında Kooperatifler Kanunu (m. 99), İcra ve İflas Kanunu (m. 154), Finansal Kiralama Kanunu (m. 31), Ticarî İşletme Rehni Kanunu (m. 22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticarî davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticarî dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticarî işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1 nci bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticarî dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticarî dava sayılan davalardır.Nispi ticarî davalar, her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticarî nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1 nci maddesine göre, her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafın da tacir olduğu hukuk davaları ticarî dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticarî iş niteliğinde olması veya ticarî iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticarî iş sayılması davanın ticarî dava olması için yeterli değildir. Ticarî iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2 nci maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan bir işin diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hâle getirmez. TTK, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiştir. Üçüncü grup ticarî davalar, yalnızca bir tarafın ticarî işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticarî dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticarî davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticarî nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticarî işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.Somut olayda, ilk olarak verilen karar dairemizce değerlendirilmiş ve alıcı şirketin kullanım amacının araştırılması yönünde İDM kararı kaldırılmıştır. Dairemiz kararı sonrasında yapılan araştırma ve davacı vekilinin beyanı ile taşınmazın davacının çocukları tarafından konut maksatlı kullanıldığı ve daha sonradan kiraya verildiğinin beyan edildiği görülmüştür.Davacı 23.06.2022 tarihli duruşma beyanında dava konusu taşınmazın konut olarak kullanıldığı söylemişse de 23/02/2023 tarihli beyanında yerin kiraya verildiğinden bahsettiği görülmüştür.Bu beyana göre taşınmaz da hak sahibi şirket olduğuna göre ticaret şirketi adına gelir elde edildiği yani işlemin şirket malvarlığını ilgilendirdiği anlaşılmıştır.Yine barter sözleşmesi ile taşınmazın şirket alacağına karşılık satın alındığı görülmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İDM kararının kaldırılmasına, dairemiz kararı doğrultusunda dosyanın görevsizlik kararı verilen ticaret mahkemesinde bakılması, taraf delilleri toplanarak esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/3. maddesi gereğince KABULÜNE, 2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2023 tarih 2023/62 Esas, 2023/741 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde davalıya iadesine, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2023