Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/2036 E. 2023/1666 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2036
KARAR NO: 2023/1666
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 25/01/2023
NUMARASI: 2022/985 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU: Protokolden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İ D D İ A: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında 31/03/2021 tarihinde hisse devri protokolü imzalandığını, müvekkilinin üzerine düşen edimini ifa ettiğini, davalının ise taşınmazı devretmeyeceğini belirterek sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, açıklanan nedenlerle taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı … Dış Tic. A.Ş.’nin adına kayıtlı Ataköy … ada … parselde mukim taşınmazın protokol uyarınca tapu kaydının iptaline ve müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçelerinde özetle; davanın görevsizlik sebebi ile usulden reddine, bu talep uygun görülmez ise, sübut bulmayan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/11/2022 tarihli gerekçeli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile, -Dava konusu … Mah 1… Cad. … Blok … kapısı No:.. D:.., …pafta, … ada, … parsel Bakırköy/İSTANBUL’da kayıtlı taşınmazın, dava değeri olan 1.717.875,00 TL üzerinden hesap edilen %15 oranında (257.681,25‬-TL) nakit veya kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edildiğinde taşınmazın davalı … adına kayıtlı olması halinde 3.KİŞİLERE DEVRİNİN VE ÜZERİNDE AYNİ HAK TESİSİNİN ÖNLENMESİ HUSUSUNDA İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA karar verilmiştir. Davalılar vekili 05/12/2022 tarihli dilekçe ile ihtiyati tedbir kararına itirazla ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, itirazın duruşmalı yapılan incelemesi sonucunda 25/01/2023 tarihli celse ara kararı ile itiraz edilen tedbir kararı yerinde olduğundan tedbire itirazın reddine karar verilmiş ve aynı tarihli gerekçeli ara kararı yazılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi davaya bakmakla görevli olmayıp, tapu iptal ve tescil davalarında genel görevli mahkemenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 2. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, dolayısıyla ihtiyati tedbir kararı görevsiz mahkeme tarafından verildiğinden bu husus bile başlı başına hukuka aykırılık yaratmakta olup, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, davaya konu taşınmazın müvekkili şirket tarafından satın alındığını, eldeki dava ile davacı tarafın dava konusu taşınmazı taraflar arasındaki 31/03/2021 tarihli resmi şekilde yapılmayan harici satış protokolüne dayanarak müvekkilinden aynı bedel ile almak istediğini, anılan protokol ile taşınmazın devrinin mümkün olmadığını, taraflar arasında düzenlenen 31/03/2021 tarihli protokol adi yazılı bir sözleşme kapsamında olduğundan, bu protokole dayanarak taşınmazın satışı talep edilemeyeceğini, bir an için dava konusu taşınmazın, davacının iddia ettiği gibi aynen bu bedel üzerinden iade edileceğine dair açık bir hüküm olduğu ve bu protokolün resmi şekilde yapıldığı kabul edilse bile (ki hiç bir şekilde bu hususu kabul etmemekteyiz.), bu sefer anılan protokol üzerinde imzası olmayan müvekkili tüzel kişi şirkete böyle bir taleple dava açılması ve açılan bu davada müvekkili şirketin taşınmazına ihtiyati tedbir konulması hukuka aykırı olduğunu, davacının eldeki davada sunmuş olduğu delillerle haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğini, açıklanan nedenlerle Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/985 Esas sayılı dosyasında 25/01/2023 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararına itirazının reddi kararının kaldırılmasını ve ilk derece mahkemesi tarafından müvekkili şirket taşınmazına konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, şayet bu mümkün değil ise, bu defa da dava konusu taşınmazın gerçek değeri üzerinden hesaplanacak teminat bedelinin mahkeme veznesine yatırılarak ihtiyati tedbirin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Tapu kaydı, 31/03/2021 tarihli protokol, delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, protokolden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar vekili İDM’nin 25/01/2023 tarihli itiraz edilen tedbir kararı yerinde olduğundan tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararını istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir. Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır. HMK 392. madde uyarınca ihtiyati tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin uğrayacakları olası zararları karşılayacak bir teminat göstermek zorundadır. Ancak talebin resmi belgeye veya başkaca bir kesin delile dayanması veya durum ve koşulların gerektirdiği hallerde hakim teminat alınmamasına da karar verebilir. Bu düzenleme ile hakime verilen takdir yetkisinin somut olayda tedbirin teminatsız olarak verilmesi biçiminde kullanıldığı, dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacının tapu maliki ve tüketici olduğu, durum ve koşullar gereği teminat alınmamasına ilişkin takdirde bir yanılgı görülmediği kanısına varılmıştır. Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan dava taşınmazın aynına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup davacının iddiasında haklılığını ispat konusunda tapu kaydı, protokol, banka kayıtları, ticari sicil kayıtları, ticari defterler, tanık, bilirkişi, keşif vs. yasal delillere dayandığı dava dilekçesi ile sabittir. Taşınmaz davalı … AŞ.adına mesken niteliği ile tapuda kayıtlı olup davacı ile davalı … arasında davanın dayanağı 31/03/2021 tarihli protokolün imzalandığı sabittir. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıkta davaya konu taşınmazın 3. Kişilere devredilmesi ve elden çıkarılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir. Tüm bu nedenlerle somut olayda HMK’nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan ve yaklaşık ispat gerçekleştiğinden yerel mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığı kabulüne ve davalıların tedbire itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Zira ihtiyati tedbir kararının kaldırılması halinde ileride giderilmesi ve telafisi imkansız zararların doğabileceği ihtimali bulunduğu anlaşıldığından yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi ve davalıların ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine ilişkin ara kararının HMK 389 ve devamı maddelerinde yazılı hükümlere usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca taşınmazın dava tarihi itibariyle gerçek değeri belirlendiğinde teminatın artırılması her zaman talep edilebileceğinden mahkemece 1.717.875,00TL üzerinden % 15 oranında (257.681,25TL) teminat taktirinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalılar vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçelerinin bir kısmı uyuşmazlığın esasına ilişkin olup nihai kararda değerlendirilip tartışılacak ve karara bağlanacak hususlara ilişkindir. Davalılar vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin 25/01/2023 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353-1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2023 tarih ve 2022/985 esas sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu ret karar ve ilam harcı davalılardan peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023