Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/2021 E. 2023/1713 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2021
KARAR NO: 2023/1713
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2023
NUMARASI: 2022/522 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/07/2023
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında düzenlenen Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi sözleşmesi gereğince İstanbul ili, Tuzla ilçesi, İstasyon mahallesi, … numaralı parselde kayıtlı arsada yapılacak … adlı projede … ve … numaralı bağımsız bölümlerin toplamda 7.198.030,08 TL bedel karşılığında müvekkili tarafından satın alınarak ilgili taşınmaz bedelinin ödendiğini, ancak davalı şirketlerin kendi aralarında yaşadıkları ihtilaf nedeniyle taşınmazların kat mülkiyeti ve iskanı alınmasına rağmen ilgili taşınmazın tapu kayıtlarının müvekkiline verilmediğini, müvekkili şirketin satın aldığı ve bedellerinin tamamını ödediği bağımsız bölümlerin üçüncü bir kişiye satılarak devredilmesinin önünde yasal engel bulunmadığından ileride telafisi güç hatta imkansız zararların doğmasını engellemek amacıyla yargılama neticeleninceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etme zarureti hasıl olduğunu iddia ederek, ilgili bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere her türlü devir, temlik ve satışı ile ilgili her türlü tasarrufi ve borçlandırıcı işlemlerin tedbiren durdurulmasına, taşınmazların tapu sicilindeki kayıtlarının yargılama sonunda kurulacak hükme kadar tedbiren aynen muhafazasına, müvekkili ile davalı yüklenici Adi Ortaklığı arasında Kartal … Noterliğinin 09.06.2021 tarih ve … yevmiye sayı ile akdedilmiş olan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tedbiren tapu kütüğüne tescil ve şerhinin işlenmesine, davaya konu taşınmazların tapularının tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde bu kez ferağa icrab yolu ile müvekkili adına devir ve tesciline, tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın tapu kayıtlarındaki her türlü mülkiyet hakkını sınırlayıcı tüm kayıt ve şerhlerin terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Ticaret Anonim Şirketi vekili dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbire konu bağımsız bölümlerin tek maliki olan müvekkili ile talep edenler arasında imzalanmış hiçbir sözleşme bulunmadığından müvekkilinin taraf olmadığı satış vaadi sözleşmelerine dayanılarak mülkiyeti müvekkile ait taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, müvekkili ile yükleniciler arasında akdedilen hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesi niteliği gereği yükleniciye tapu talep hakkı vermediğini, ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ve ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını belirtmekle beraber asla kabul manasına gelmemekle birlikte taşınmazın gerçek değerinin en az %25 oranında teminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle talep konusu taşınmazlar hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve dosyadan davaya konu taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati tedbir şerhinin terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar cevap dilekçesinde özetle davanın reddini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/11/2022 tarihli ara kararı ile “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; İstanbul ili, Tuzla ilçesi, İstasyon mahallesi, 8069 parselde kain B288 ve B287 numaralı bağımsız bölümler davalılar adına kayıtlı ise ilgili taşınmazların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi adına taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına,” karar verilmiştir. Davalı vekilince ihtiyati tedbir kararına itirazla ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, itirazların 24/02/2023 tarihli ara kararda değerlendirilerek ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … TİC. A.Ş. Vekili istinaf dilekçesi ile; yüklenici 15.08.2022 tarihinde arsalar üzerinde projeyi tamamlayacağını ve teslim edeceğini açıkça taahhüt ettiğini, yüklenici kendisi imza etmiş olduğu sözleşmede de çok net olduğu halde sadakat ve güven borcunu yerine getirmediğini, diğer taraftan davacı vekilinin müvekkili ile kendi müvekkili arasında imza edilmiş bir sözleşme bulunmamasına rağmen müvekkiline husumet yöneltmiş olmasının akıl dışı olduğunu, davacının iyiniyetli olmaması yanında; yüklenici ile akdetmiş olduğu sözleşme, yüklenici ile arsa sahibi arasında akdedilen sözleşmenin hükümlerine açıkça aykırı olmakla davacının yüklenici ile akdetmiş olduğu sözleşmeye dayanarak Arsa maliki müvekkilden talepte bulunmasının; arsa sahibi müvekkilin, aralarında mevcut sözleşme hükümlerine aykırı olarak Yüklenicinin 3. Şahıslarla yapmış olduğu sözleşmeden dolayı herhangi bir ifa yükümlülüğünde olmasının mümkün olmadığını, her iki parseldeki inşaatı 15.08.2022 tarihinde tamamlayıp teslim edeceğini taahhüt eden yüklenici 8069 inşaatına başladığını, satış vaadi sözleşmesi ile bağımsız bölüm alan alıcılara satış öncesi yapmış olduğu reklamlarda, bastırmış olduğu kataloglarda her iki parseldeki inşaatı tamamlamak sureti ile bir ticaret merkezi kuracağını taahhüt etmişse de bu taahhüdünü yerine getirmediğini 8065 parseldeki inşaata çivi dahi çakmadığını, hal böyle iken diğer davalı … firmasına husumet yöneltmesi gereken davacı vekilinin müvekkiline husumet yöneltmesinin trajikomik olduğunu, ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ve ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını belirtmekle asla kabul manasına gelmemekle birlikte taşınmazların her birinin ayrı ayrı %25 oranında teminata hükmedilmesi gerektiğini, ezcümle yukarıda detaylı şekilde izah edildiği üzere, davacı talebi ve tedbir konusu yargılamayı gerektirdiğinden ve davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kabulü ile yerel mahkemenin ihtiyati tedbir kararının ve ihtiyati tedbire itiraza yönelik verdiği ret ara kararının kaldırılması gerektiğini belirterek mahkeme kararına itiraz etmiştir.
DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava yükleniciden temlike dayalı tapu iptali ve tescil ile terditli olarak tazminat ve takyidatların kaldırılması istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. 6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüştür. 6100 sayılı HMK’nun 392-(1) maddesinde “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez.” hükmü yer almaktadır. Davanın niteliği, tapu kaydı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Ancak davacının talebi tapu iptali ve tescil istemli taşınmazın aynına ilişkin olup davaya konu taşınmazın yargılamanın devamı sırasında devredilmesi ve elden çıkarılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir. Davalının cevap dilekçesinde ve istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü savunmalar ve hususlar yargılamayı gerektirmekte olup yargılamada değerlendirilip tartışılacak davanın esasına ilişkin konulara yöneliktir.Bu nedenle geçici hukuki koruma tedbirinin alınmasına engel oluşturacak nitelikte savunmalar olarak değerlendirilmemiştir.Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine ilişkin kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2023 tarih ve 2022/522 Esas sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … TİC. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/07/2023