Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1784 E. 2023/1502 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1784
KARAR NO: 2023/1502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 24/03/2023
NUMARASI: 2023/203 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Mülkiyet (Tespit İstemli)
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
KARAR
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin kendi taşınmazı olan “İstanbul İli Tuzla İlçesi … Ada … parsel” sayılı taşınmazına mevcut kadastral sınırlara uygun bir şekilde iyi niyetli olarak kendi malzemesi ile 1996-1998 yılları arasında fabrika ve fabrikaya ait idari binalar inşaa ettiğini, 2008 yılında Belediye tarafından resen yapılan imar uygulama neticesinde parsellerinin değişmesi sonucunda yapılan binanın bir kısmının davalı ait 8 parsel sayılı taşınmazına tecavüzlü hale geldiğini,İstanbul Anadolu 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/21E. 2016/526 K. sayılı kararında davalıya ait 8 parsel sayılı taşınmazın haritalarda gösterilen (A) harfi ile belirtilen 212,90 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 252,60 m2’lik kısmının yıkılmasına karar verdiğini, tecavüzlü kısmın tıraşlanması/ yıkılması halinde müvekkiline ait 30 dönümlük arazideki fabrika binasının kullanılamaz hale geleceğini ve fabrikanını kesin surette yıkımı ile sonuçlanacağını, kurulduğu yıldan itibaren yapılan üretimin sonlanacağını belirterek (A) harfli gösterilen kısım için üst hakkı tesisini, (B) harfli kısım için ise geçit hakkı tesisini uygun bedel karşılığında müvekkili lehine karar verilmesi, mahkemece verilecek üst hakkı ile geçit hakkı tesisi kararının tapuya tesciline karar verilmesini yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 20.03.2023 tarihli dilekçesi ile İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesini 2015/21 E. 2016/276 K . Sayılı dosyasında verilen karar kesinleşmiş olup davalı tarafça ilamın icrası amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası icra emrini tebliğ aldıklarını, 08.03.2023 tarihinde tebliğ edilen icra emrinin konusunun “İlam para ile ölçülemeyen alacak açıklaması: Mahkeme kararına ekli Teknik Bilirkişi …’ in 23.06.2015 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterdiği binanın tamamının yıkılması ve bu kısma yapılan müdahalenin önlenmesi- İlamların icarası, Para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrası” olduğunu, 09.03.2023 tarihli icra emrinde ise “İlam para ile ölçülemeyen alacak açıklaması: Mahkeme kararına ekli Teknik Bilirkişi …’ in 23.06.2015 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterdiği binanın tamamının yıkılması ve bu kısma yapılan müdahalenin önlenmesi- ilamların icrası, para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrası elatmanın önlenmesi ve yıkım /kal yolu” şeklinde olduğunu, icra emrinin infazı halinde mahkeme dosyasının da konusuz kalacağını belirterek İstanbul Anadolu 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/21E. 2016/526K. sayılı dosyasındaki yıkımın kararının infazının öncelikle bedelsiz, gerekirse mahkemece tayin edilecek bedelin mahkemeye depo edilmesi karşılığında mahkemeniz dosyasında karar verilinceye dek icranın tedbiren durmasına karar verilmesini talep etmiştir. İDM’ce 24/03/2023 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin ara karara ilişkin istinaf talebinde bulunduğu görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 24/03/2023 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ: İDM’ce “…Davacı dava dilekçesi ile; davalıya ait İstanbul İli Tuzla İlçesi … parsel sayılı taşınmazın, İstanbul Anadolu 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/21E. 2016/526K. sayılı dosyasındaki, bilirkişi raporlarına ek haritalarda (A) harfi ile belirtilen 212,90 m2 ( müvekkili tarafından yapılan yapının kapladığı arsa parçasına ait tapu kaydının) ve (B) harfi ile gösterilen 252,60 m2’lik kısmının, Sayın Mahkeme tarafından tespit ve takdir edilecek bedel karşılığında, (A) harfli kısım için üst hakkı, tesisine, (B) harfli kısım için ise geçit hakkı tesisine, mahkemece verilecek üst hakkı ile geçit hakkı tesisi kararının tapuya tesciline karar verilmesi talepli eldeki davayı açtığı, İstanbul Anadolu 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/21E. 2016/526K. sayılı dosyası üzerinden; teknik bilirkişi …’in 23/06/2015 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterdiği binanın tamamının yıkılmasına ve bu kısma yapılan müdahelenin önlenmesine, karar kesinleştiğinde depo edilen 88.038,00 TL’nin davalı tarafa ödenmesine, teknik bilirkişi …’in 23/06/2015 tarihli rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterdiği 252,60 m2’lik kısma davalının müdahalesinin önlenmesine, 7.727,23 TL ecrimisilin davalıdan alınarak davacıva verilmesine dair karar verildiği, tarafların tüm taleplerinin değerlendirilerek hak ve yükümlülükleri belirlendiği işbu kararın Yargıtay temyiz incelemesi sonucu kesinleştiği, kesinleşen mahkeme ilamının icrasının başka bir mahkeme kararıyla durdurulamayacağı, dava dilekçesi içeriğinde davacının davalı aleyhine açtığını ileri sürdüğü tapu iptal tescil davasının bulunduğu, davacının davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesinin gerektiği, mevcut deliller kapsamında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla tedbir talebinin reddine…” gerekçesiyle karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkiline ait taşınmazın davalının parselinde tecavüzünün oluşmasında müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin maliki olduğu İstanbul İli Tuzla İlçesi … ada … parsel sayılı taşınmazda, İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/21 E. Sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporlarında da sabit olduğu üzere, evveliyatı itibariyle mevcut kadastral sınırlara uygun bir şekilde iyi niyetli olarak kendi malzemesi ile fabrika ve fabrikaya ait idari binalar inşa ettiğini, ancak ne var ki imar uygulama parsellerinin değişmesi neticesinde yapılan binanın bir kısmının tecavüzlü hale geldiğini, kararın infazı halinde taşınmazın tamamının yıkılacak olup müvekkili açısından telafisi zor zararlar meydana geleceğini, müvekkilinin iradesi dışında imar planı değişmesi sonucu tecavüzlü olduğu belirtilen yerde esaslı ve tamamlayıcı nitelikte yapısı bulunduğunu, İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/21 E. sayılı dosyasında tecavüzlü alanın yıkılması halinde binanın tamamının yıkılmasına sebebiyet vereceğinin de belirtildiğini, 05.07.2022 tarihli inşaat mühendisi uzmanı tarafından tanzim edilen uzman görüşünde de tecavüzlü kısmın kal’inin mevcut taşınmazın tamamının yıkılacağına sebep olacağı kanaati bildirildiğini, davanın esası yönünden müvekkilinen haklılığı yaklaşık olarak ispat edilmiş olup tedbir talebinin HMK 389 ve HMK 390. maddeleri gerekçe gösterilerek reddedilmesi yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiğini, 09.03.2023 tarihinde tebliğ edilen icra emrinin konusu ise “İlam para ile ölçülemeyen alacak açıklaması: Mahkeme kararına ekli Teknik Bilirkişi …’ in 23.06.2015 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterdiği binanın tamamının yıkılması ve bu kısma yapılan müdahalenin önlenmesi- ilamların icrası, para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrası el atmanın önlenmesi ve yıkım /kal yolu” şeklinde olmakla müvekkilinin somut olarak yıkımla karşı karşıya olduğunu, müvekkilinin daha önce de mevcut imar planına göre hareket edip öngörmesi mümkün olmayan bir şekilde imar planının değişmesi sonucu taşkın yapı oluşumuna sebebiyet verildiğini, şayet İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/21 E. sayılı dosyasında verilen kararın infazı halinde işbu yerel mahkeme dosyasının konusuz kalacağını, taşınmazın yıkımının söz konusu olduğu halde geri dönüşü imkansız zararlar verilmiş olacağını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasıyla ilamın infazı amacıyla tarafımıza ödeme emrinin tebliğ edildiği ve kesinleştiğini, yerel mahkemenin sadece buna istinaden bile üst hakkı ile geçit hakkı tescili talepli davada hüküm kurulana kadar ihtiyati tedbir yoluyla infazın durdurulmasına karar vermesi gerekirken zayıf bir ihtimal dahi olsa müvekkilinin haklı olma ihtimalini gözetmeden ihtiyati tedbir talebini reddetmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirtilerek 27.03.2023 tarihinde tebliğ edilen İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/203 E. dosyasının 24.03.2023 tarihli ara kararına karşı istinaf yoluna başvurunun kabulünü, yargılama konusu taşınmaz üzerinde İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/21 E. Ve 2016/276 karar sayılı kararı ile tecavüzlü ve dava konusu kısım için verilen yıkım kararının infazının tedbiren durdurulması talebinin ret ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, üst ve geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. 6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir. Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır. Öte yandan ihtiyati tedbir isteminin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3.maddesi ile ihtiyati tedbir isteğinin haklılığı konusunda tam kanaat değil kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı ön görülmüştür. Somut olayda, dava üst ve geçit hakkı tesisi istemine ilişkin olup davacı vekili 20.03.2023 tarihli dilekçesi ile İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesini 2015/21 E. 2016/276 K . Sayılı dosyasında verilen karar kesinleşmiş müdahalenin men’i ve taşkın yapının kal’ine ilişkin kararın icrasının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasındaki yıkım kararının infazının tedbiren durdurulmasını talep etmiş, mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda talebin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesini 2015/21 E. 2016/276 K sayılı taşkın yapının kal’ine ilişkin kesinleşmiş kararın infazının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talep ettiği, ilamın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı ile ilamlı icra yoluyla icraya konulduğu, iş bu üst hakkı ve geçit hakkı tesisi istemli davada kesinleşmiş ve ilamlı icraya konulduğu, kal’e ilişkin mahkeme kararının infazının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talebinin kabulünün HMK 389.madde kapsamında olanaklı görülmediği, davacı tarafça talep edilen ihtiyati tedbir ile iş bu davadaki talep değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir uygulanmasının davalılar aleyhine hak yarar dengesini bozacağı sonucuna varılmış olup İDM’nın 24/03/2023 tarihli ihtiyati tedbiren ilamlı icranın durdurulmasına ilişkin talebin reddine ilişkin ara kararı ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle iddia, savunma, kesinleşmiş mahkeme kararı, icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; HMK’nun 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığından ve davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar davanın niteliği gereği usul ve yasaya, hak ve yarar dengesine uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2023 tarih ve2023/203 Esas ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu ret karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/06/2023