Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1573 E. 2023/1359 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1573
KARAR NO: 2023/1359
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
NUMARASI: 2022/1123 Esas -2022/1225 Karar
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
KARAR TARİHİ:18/05/2023
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili…, … adına kayıtlı bulunan … … Ada .. Parsel … Mah. … Cad. … Sk. No:… D:… Silivri/İstanbul adresinde bulunan taşınmazı satın almak için … ile anlaşma sağlandığını, taşınmaz üzerinde banka lehine 1. Derece 2.500.000,00TL. bedelli FBK geçerli olan ipotek bulunduğunun görülmesi üzerine ipoteğin kaldırılması için talep edilen kredi borcu bankadan sorulmuş, banka tarafından 800.000,00TL. meblağın yatırılması halinde ipoteğin kaldırılacağı müvekkiline bildirildiği, taraflar arasında ve bankayla yapılan anlaşma neticesinde 19.09.2016 tarihinde …’in …bank A.Ş.’de bulunan … IBAN numaralı hesabına 50.000,00TL. meblağ kaparo yatırıldığını, banka ile yapılan görüşmeler ve bankanın ipoteği fek edeceğinin müvekkilime kesin olarak bildirilmesi üzerine 30.09.2016 tarihinde 750.000,00TL. meblağ satıcının aynı hesabına ödendiğini, nitekim, müvekkili ve emlak aracısı … tarafından banka personeli ve banka müdürü ile yapılan görüşmeler neticesinde ipotek bedelinin satıcı …’in … Iban numaralı hesabına yatırılması konusunda davalı bankanın çağlayan şubesi müdürü … tarafından müvekkiline yönlendirildiğini, banka müdürü ve personeli tarafından 30.09.2016 tarihinde müvekkilime telefonda paranın yattığını gördüğünü, ipotek fekki için yazıyı hazırladığını, operasyonda imzada olduğunu ve tapu devir işlemini gönül rahatlığı ile yapabileceklerini söylediklerini, banka müdürü ile … numaralı …’a ait telefondan ve …. numaralı …’e ait telefondan Silivri Tapu Müdürlüğü’nde de müteaddit defalar görüşülmüş ve banka müdürü hiçbir sorun olmadığını ve devir işlemini ipotekli olarak gerçekleştirmelerinde hiçbir sakınca olmadığını, …’in hatırlı müşterileri olduğunu, asla bir sorun olmayacağını, güvenle işlemlerini yapabileceğini belirtildiğini, 03.10.2016 tarihi olan pazartesi günü müvekkillerinin ipotek fekki yazısını bankadan almak için gittiklerinde ise banka müdürü tarafından fek yazısının kendilerine verilemeyeceğini, müvekkilinin yatırdığı paranın hesaptan ödemeler için mahsup edildiğini belirtmiş ve ipoteği kaldırmadığını, bunun üzerine banka müdürü tarafından müvekkili ile görüşmeler yapıldığını bu işin çözüleceği hatanın kendilerinden kaynaklandığı belirtilmiş ancak bugüne kadar hiçbir çözüm üretilmediğini, bu süreçte satıcı …’de hayatını kaybettiğini ve banka müdürü ve yetkilileri tarafından yapılan yönlendirmeler neticesinde müvekkilinin mağdur olduğunu, nitekim, taşınmaz üzerinde mevcut ipotek bugüne değin kaldırılmadığı gibi bugün ipotek bedeli müvekkilimden tahsil edilmek istendiğini, banka müdürü tarafından …’e verilmemesi gerekli bir kredinin verildiği ve banka müdürünün kendi sicilinin bozulmaması için müvekkilim tarafından yatırılan paranın bu kredinin kapatılması için kullanıldığı, bu mağduriyeti müvekkili gibi başkalarının da aynı şekilde yaşadığı taraflarınca öğrenildiğini, tüm bu nedenlerle, bankayı araç olarak kullanmak suretiyle müvekkilini dolandıran ve banka müdürü vasfını kullanarak müvekkilime verdiği güveni kötüye kullanan şüphelilerin cezalandırılması için taraflarınca şikayette bulunulduğu ve Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/12057Sor. numaralı dosyası ile işbu soruşturma da devam ettiği, müvekkilinin muhatap bankaya güvenmiş, hayatı boyunca yaptığı birikimi bu evi almak için kullanmış ve mağdur olduğunu, nitekim, bugüne kadar müvekkilimin ödemiş olduğu para banka tarafından kredinin tahsili için kullanılmış ve müvekkilime iadesi yönünde de hiçbir bildirimde bulunulmadığı müvekkilinin bu işin çözüme kavuşturulacağı belirtilrek bugüne kadar hep oyalandığını, kötü niyetli olarak ve dürüstlük kurallarına aykırı şekilde davranan davalı bankanın işlemlerini hukuk düzeninin korumayacağı açık olduğu ipoteğin kaldırılacağı taahhütü ile müvekkilime taşınmaz bedeli ödettirilerek işbu dava konusu taşınmaz satın aldırıldığı ancak işbu ipoteğin halen kaldırılmadığı, tüm bu nedenlerle, huzurdaki işbu davayı açma zaruretinin doğduğu açıkladıkları nedenlerle ve fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalarının kabulü ile müvekkili adına kayıtlı bulunan İstanbul ili Silivri İlçesi … Mah. … Ada .. Parselde Kain … Numaralı Bağımsız Bölüm üzerinde davalı banka lehine mevcut davalı bankanın haksız şekilde kaldırmaktan imtina ettiği ipoteğin fekkine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, mahkememizin görevli olmadığını, ilgili davada müvekkili bankaya husumet yöneltilmesinin sebebinin, dava dışı … ile müvekkili banka arasındaki ilişki gereği dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, ilgili dava da müvekkili banka da taraf gösterildiğinden görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava konusu ipoteğe ilişkin düzenlenen resmi senet kapsamında belirlenen yetki kuralları gereği yetki itirazında bulunduklarını, ipotek bedeli üzerinden harç yatırılması gerekmekte olup eksik harç var ise; harcın tamamlanmaması durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davanın eksik harç ile dava değeri tam gösterilmeden ikame edildiğini, davacı taraf dava dilekçesi ekine hukuka aykırı olarak delillerini eklemediğini, dava konusu gayrimenkul üzerinde müvekkili banka lehine bulunan ipotek, haklı ve usulüne uygun olup davacının iddiasının aksine, müvekkili banka ve yetkilileri tarafından davacıya veya dava dışı …’e ilgili ipoteğin fekkine ilişkin verilen bir taahhüt olmadığını, davanın değerinin tanıkla ispat sınırının çok üzerinde olduğunu, davacının iddialarının yazılı delille ispatı gerektiğini, usule ilişkin itirazının kabulüne, husumet itirazının kabulü ile davanın husumet yokluğundan reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yerel Mahkemece 13/12/2022 tarihli karar ile “….1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiği, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA, 3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere Silivri Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu işlem ticari bankacılık işlemi kaynaklı bir ipotek fek talebi olup, uyuşmazlık konusunda Ticaret Mahkemeleri görevli olduğunu, davacının müvekkil banka nezdindeki talebi, müvekkil banka ile dava dışı … arasındaki ticari bankacılık işlemlerinden kaynaklı ipoteğe ilişkin olduğunu, müvekkil Bankaya husumet yöneltilmesinin sebebi, dava dışı … ile müvekkil Banka arasındaki ticari ilişki ve müvekkil Banka riski gereğince dava konusu taşınmaz üzerinde tesis edilen ipotek olduğunu, müvekkili Banka ve dava dışı “… San. Ve Tic. Paz. Ltd. Şti.” arasındaki ticari ilişki nedeniyle dava dışı … tarafından” … San. Ve Tic. Paz. Ltd. Şti.” nin müvekkil Banka nezdinde doğmuş /doğacak borçları için dava konusu gayrimenkul üzerinde müvekkil Banka lehine ipotek tesis edildiğini, aile konutu iddiasıyla ipotek fek talepli davalar Aile Mahkemesinin görev alanında ise, ticari uyuşmazlık kaynaklı ipotek fek talepli davalar da Ticaret Mahkemelerinin görev alanında olduğunu, uyuşmazlığın çözümündeki en önemli nokta, müvekkil banka ticari riskinin devam ederken, teminatı olan ipoteğin fek edilemeyeceği hususu olduğunu, dava konusu gayrimenkul üzerinde müvekkil banka lehine bulunan ipotek, haklı ve usulüne uygun olup davacının iddiasının aksine, müvekkil banka ve yetkilileri tarafından davacıya veya dava dışı …’e ilgili ipoteğin fekkine ilişkin verilen bir taahhüt olmadığını, her ne kadar davacı tarafından, dava dışı … ile dava konusu gayrimenkulün satışı için anlaştıkları ve …’in bireysel hesabına, 19.09.2016 tarihinde 50,000 TL tutarlı kaparo bedelinin ve 30.09.2016 tarihinde de 750,000 TL. Satış tutarının ödendiği iddia edilmiş olsa da bu ödemeler, müvekkil Banka’nın ipotek fekkine ilişkin bir taahhüdünü göstermediğini, açıklanan nedenlerle istinaf talebinin kabulü ile; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.12.2022 tarih, 2022/1123 Esas, 2022/1225 Karar sayılı görevsizlik kararının istinaf incelemesi neticesinde “kaldırılmasına” karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, dava dışı şirket ile davalı banka arasında imzalanan ticari nitelikte genel kredi sözleşmesinden doğacak borçların teminatı amacı ile verilen ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, davacının taşınmazın yeni maliki olduğu anlaşılmıştır. Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterlİ görülmüştür.Somut olayda; Dava genel kredi sözleşmesine dayalı ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, davacının ipotek akdinin tarafı olup olmamasının önemi yoktur. Zira, ipotek sınırlı bir ayni hak olup, malikin değil taşınmazın borcudur. Nitekim taşınmazı devreden malikin bu yönde açacağı davalar da uygulamada aktif husumet yokluğundan reddedilmektedir. Doğal olarak taşınmazın borcundan dolayı davayı açacak olan tasarruf yetkisi olan son maliktir. Genel kredi sözleşmeleri 6102 sayılı TTK’nun 4/1-f maddesinde düzenlenen işlemlerden olduğundan bu sözleşmeleri teminen tesis edilen ipotek işlemlerinin de anılan yasa hükmü kapsamında ticari dava olduğunun kabulü gerekir.Bu nedenle, dava konusu uyuşmazlıkta görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi’ olup, İDM ‘nin görevsizlik kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İDM kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/3. maddesi gereğince KABULÜNE,2- Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2022 tarihli 2022/1123 Esas -2022/1225 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde istinaf talebinde bulunan davalıya iadesine, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf masraflarının ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendilerini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/05/2023