Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/875 E. 2022/887 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/875
KARAR NO: 2022/887
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2021
NUMARASI: 2021/612 Esas- 2021/1013 Karar
DAVANIN KONUSU: İpoteklerin Fekki
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … şirketi arasında dava dışı şirket tarafından 2 ayrı sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında belirtilen görevlerini eksiksiz yerine getirdiğini, müvekkilinin söz konusu konutları derhal teslim etmeleri ve konutların tapularını da bir an önce vermeleri aksi taktirde yasal yollara başvurulacağını ihtaren bildirdiğini, dava dışı yüklenici şirketin haksız ve kötü niyetli davranış ve tutumu olduğunu, bunun üzerine Büyükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/31 D.İŞ sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğunu, delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporunda ”takip konusu taşınmazın bu şekilde teslim edilmesi halinde 1 aylık sürede ince işlerinin yapılabileceği, ancak iskan edilemeyeceği, binadaki sonlama ve eksik işlerin, çevre, peyzaj, havuz ve sosyal tesislerin tamamlanması için normal şartlarda yaklaşık 6-7 aylık bir süreye ihtiyaç olacağı tespit edilmiştir” şeklinde görüş bildirildiğini, davalıların kötü niyetli olmaları nedeniyle ipoteklere ilişkin tescil yolsuz olduğu gibi müvekkile ait bağımsız bölümler üzerinde ayni hak kazanmalarının mümkün olmadığını, davalıların banka/finans kurumu olmaları dolayısıyla ağırlaştırılmış özen yükümlülüğünün bulunduğunu, ipotek tescili müvekkil açısında yolsuz olduğunu, davalıların TMK’nun 1023.madesinin korunmasından istifade edemeyeceklerinin kesin olduğunu, bu sebeplerle davanın kabulüne, dava konusu İstanbul İli Esenyurt İlçesi … Köyünde kain … no’lu ada üzerinde yapılan … konutlarından 92-91 m2 miktarlı, … Blok, …Kat, … no’lu ve yine … Blok …Kat … No’lu bağımsız bölümler üzerindeki davalılar lehine olan ipoteklerin fekkine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … T.A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın görev ve yetki itirazları kapsamında İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, müvekkili yönünden husumet nedeniyle reddine, taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasına, adi yazılı sözleşmeden doğan şahsı hak mutlak nitelikteki ayni hak sahibi üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden ve esasa ilişkin diğer itirazları kapsamında haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yerel Mahkemece “…Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların iddia ve savunmaları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 2021/1674 Esas 10/06/2021 tarih ve 2021/1605 Sayılı kaldırma kararı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Açılan davanın ipoteğin fekki istemine ilişkin olduğu, davacının tacir olmadığı, dava konusu taşınmazları yatırım amacı ile satın aldığı, taşınmazların konut niteliğinde olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak veya nispî nitelikte ticari uyuşmazlık olmadığı, davalılar arasındaki kredi sözleşmesinin ticari nitelikte olmasının davacının konumu ve istemin niteliğine göre görev hususunun belirlenmesine esas alınamayacağı anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, davanın HMK 114/1-c maddesine istinaden 115/1-2 gereğince görev yönünden usulden reddine…” gerekçesiyle; 1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … T.A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine kararı verilmesi gerektiğini, davacının dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2019/461 esas sayısı ile tapu iptal ve tescile ilişkin dosyası derdest durumda olduğunu, dava dosyasında davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine kararı verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verildiğini, dava usul ve yasaya aykırı olarak ikame edildiğini, yapılan yargılama neticesinde, müvekkili banka yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmiş olunması yerinde olmadığını, müvekkili banka ile diğer davalı firma arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi gereğince ilk derece mahkemesi kararına konu uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğini, dava dosyası ile müvekkili banka lehine tesis edilen ve ipoteğin fekki talep olunan taşınmaz sayısı dikkate alındığında da uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğini, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin f bendi gereğince görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, 16.01.2020 tarihli, 2019/3362 esas, 2020/50 karar sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18 hukuk dairesi kararı gereğince de görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, husumet yaygınlaştırılmadan, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde, müvekkili Bankanın davalı …ya kullandırmış olduğu kredilerin teminatını teşkil etmek üzere ipotek tesis edilmiş olmakla birlikte, yapılan ipotek tesis ve tescil işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, bu nedenlerle davada davacının müvekkili Banka’ya yöneltebileceği bir talep olmadığından davanın reddi ile birlikte müvekkili banka lehine vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesini talep edildiğini, iyiniyetli olan müvekkili bankanın tapuya kaydına güvenerek tesis ve tescil ettiği ipotek yönünden ipotek hakkının korunması gerekmekte olup ilk derece mahkemesince taraflar arasında imzalanan ticari kredi sözleşmesi gereği dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi kararı verilmesi gerekirken dosyanın görevsiz ve yetkisiz Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirterek İstinaf taleplerinin kabulü ile, Yerel Mahkeme’nin görevsiz ve yetkisiz Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi kısmı ile ilgili usul ve yasaya aykırı kararının İstinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yeniden hüküm tesis edilerek dava dosyasının yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davada fekki talep olunan ipotek, banka olan ve banka olarak kabul edilen davalılar tarafından dava dışı şirkete kullandırılan ticari kredinin teminatı olarak tahsis edilen ipotek olduğunu, davalıların söz konusu işlemlerde iyiniyetli olup olmadıklarının tespiti için bakılacak unsurlardan ve mevzuattan en önemlileri “bankacılık kanunu” ile “bankacılık etik kuralları” olup söz konusu ihtilafın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından değil, ihtisas mahkemesi olan Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekmekte olup emsal nitelikteki yargıtay içtihatları bu yönde olduğunu, davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun reddine, katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin kabulü ile Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.01.2021 tarih, 2020/785 E. ve 2021/11 K. görevsizlik kararının kaldırılarak mahkemenin görevli olduğuna karar verilerek davanın esasının incelenmesine geçilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde müvekkilinin tüketici olmadığını, ipoteklerin fekki talep edilen bağımsız bölümleri dava dışı …’dan yatırım amaçlı satın aldığını açıkça beyan etmiştir. Davacı vekilinin beyanı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının tacir olmadığı, dava konusu taşınmazları yatırım amacıyla satın aldığı, taşınmazların konut niteliğinde olduğu, davacı taşınmazları yatırım amacıyla satın aldığından tüketici kabul edilemeyeceği, uyuşmazlığın taşınmazın tapu kaydındaki ipotekler nedeniyle hukuki ayıplı ifa nedeniyle ayıbın giderilmesi yani ipoteklerin fekki istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında mutlak veya nispi ticari uyuşmazlık bulunmadığı, davalılar ile dava dışı … AŞ arasında akdedilen ticari nitelikteki kredi sözleşmelerinin davacının kredi sözleşmenin tarafı olmaması ve davadaki istemin niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesinde esas alınamayacağı, taraflar arasında tüketici mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren uyuşmazlık bulunmadığı, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Davacının tacir olmadığı, satış işlemine konu taşınmazların konut niteliğinde olduğu ve davacı tarafından taşınmazların yatırım amacıyla satın alındığı açıkça beyan ve kabul edilmiş olup dava konusu taşınmazlara ilişkin tapu iptali ve tescil istemli açılan davanın Büyükçekmece 5.Asliye Hukuk Mah. 2019/461 esas sayılı dosyası ile derdest olduğu davacı vekilince beyan edildiğinden ayrıca taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak ve nispi ticari dava olmadığı, davacının taşınmazları yatırım amacıyla satın aldığının ve uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiğinin dairemiz incelenmesinden geçerek kesinleşen 10/06/2021 tarih ve 2021/1674 esas 2021/1605 karar sayılı kararı ile sabittir. Taraflar arasında asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yerel mahkemenin görevsizlik kararı ve gerekçesi yerindedir. Davalı … vekili ile davacı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden ayrı ayrı reddi gerekir. İlk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususa da rastlanmadığı anlaşıldığından davalı … TAŞ vekili ile davacı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2021 tarih ve 2021/612 esas 2021/1013 karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekili ile davalı … T.A.Ş.vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Tarifesi gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Harçlar Tarifesi gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı davalı … T.A.Ş. tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4-İstinaf talebinde bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/04/2022