Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/785 E. 2022/715 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/785
KARAR NO : 2022/715
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2021
NUMARASI : 2021/682 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARAR
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanmış olan 05.03.2014 tarihli ve 06.03.2014 tarihli sözleşmeler uyarınca, sözleşmelerde öngörülen satış bedellerinin müvekkili tarafından davalının banka hesabına havale , senet, kredi ve kısmen de hak ediş mahsuplaşmasıyla eksiksiz olarak ödendiğini, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine karşılık davalı tarafın sözleşmelerden doğan yükümlülüklerinin hiçbirini yerine getirmediği gibi sözleşmelere konu taşınmazlara da ipotek tesis ettiğini, davalının kötü niyetli ve dolandırma kasıtı ile hareket ettiğini beyan ederek dava konusu İstanbul İli Arnavutköy İlçesi Bolluca Mahallesi … nolu bağımsız bölümlerin sözleşmelerde kararlaştırıldığı üzere müvekkil adına tesciline karar verilmesini, taşınmaz tescili mümkün görülmez ise bağımsız bölümlerin uyarlama yolu ile rayiç bedellerinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, bu da mümkün görülmez ise müvekkil tarafından peşinat olarak ödenen tutarların sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında yasal faizi ile müvekkillere iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İDM’ce 05/11/2021 tarihli ara karar ile davacının dava konusu taşınmazların 3. kişilere devir ve temliğinin önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilince ara karara karşı istinafa gelindiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 05/11/2021 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ : İDM’ce “…Davacı vekilinin davaya konu 5 , 25 ve 28 numaralı bağımsız bölümlerin 3. Kişilere devir ve temliğinin önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulması talebinin; taraflar arasında akdedilen sözleşmeler, davacının dava dilekçesinin ekinde sunduğu evrakları ve dosyaya celp edilen tapu kayıtları nazara alınarak yaklaşık ispat koşulları oluşmayan talebinin şu aşamada HMK 389. Maddesi gereğince REDDİNE,
” gerekçesiyle karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu 5, 25 ve 28 nolu bağımsız bölümlerin anahtar tesliminin yapıldığını, tüm faturaların müvekkili tarafından ödendiğini, ortak gider ve aidatların müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkili tarafından kiraya verildiği dönemler olduğunu ve halen daha kirada olanları bulunduğunu, satış bedellerinin müvekkili tarafından eksiksiz olarak ödendiğini, müvekkili lehine satış sözleşmeleri yapıldığını, yerel mahkemenin yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığına ilişkin vermiş olduğun kararın tam aksine yaklaşık ispat koşulları oluştuğunu belirterek İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/682 E. Sayılı dosyasından 05.11.2021 tarihli ara kararıyla müvekkil aleyhine verilen ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, 05.03.2014 tarihli ve 06.03.2014 tarihli sözleşmeler ile müvekkiline satılan ve teslimi yapılan satış sözleşmesine konu 5, 25, ve 28 nolu bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için teminatsız veya takdir edilecek nakdi teminat karşılığında tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil terditli olarak rayiç bedel ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebi reddedilmiş, davacı vekili ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararını süresinde istinaf etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır.İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir. (HMK m.391/2-ç, 392) Talep, resmi bir belgeye, başkaca bir kesin delile dayanıyor ya da durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirterek teminat alınmamasına da karar verebilir.Davanın niteliği, tapu kaydı, gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmeleri, sunulan belge ve deliller, ödeme makbuzları, dosyaya sunulan dekontlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Ancak davada davacının öncelikli talebinin tapu iptal ve tescil istemli taşınmazın aynına ilişkin olup dava konusu taşınmazın devredilmesi ve elden çıkarılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir. Tüm bu nedenlerle somut olayda HMK’nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan yerel mahkemece taktir edilecek teminat karşılığı davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yaklaşık ispat koşulları oluşmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin 05/01/2021 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkemenin 05/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına, davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, HMK’nun 392. maddesi gereğince karşı tarafın veya 3.kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık davacıdan taktiren 30.000,00 TL nakdi teminatın veya kesin banka teminat mektubunun davacıdan alınmasına, ihtiyati tedbire ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yapılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE
2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/682 Esas, 05/11/2021 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA,
3-Dava konusu İstanbul İli Arnavutköy İlçesi Bolluca Mahallesi …nolu bağımsız bölümlerin davalı adına kayıtlı olması durumunda 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ve davalılar tarafından dava konusu alacaklar nedeniyle yapılacak takiplerde sadece satış işleminin durdurulması için teminatsız olarak İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, tedbire ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı ile istinaf nispi harcının talep halinde a mahkemesince davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.f bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2022