Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/3970 E. 2022/2974 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3970
KARAR NO: 2022/2974
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 16/11/2022
ESAS NO: 2022/724 Esas
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil, Olmadığı Taktirde Ödenen Bedelin Tahsili
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu konutu temliken satın alıp oturmaya başlayan müvekkiline tapu devri yapılmadığını, temlikin tapu hakkı verdiğini, davalı … adına kayıtlı İst. ili B.Çekmece ilçesi … Köyü … Mevkii … Ada … Parsel … Tipli … bağımsız bölüm numaralı villa nitelikli taşınmazın tapusunun iptali ile tapuda müvekkili adına tesciline , bu mümkün olmadığı takdirde müvekkilin ödediği 2.000.000,00 TL. Satım bedelinin davalıları ilk dava ile temerrüde düşürdüğü 17/12/2019 tarihten itibaren işleyecek ticari avans faiziyle müştereken ve müteselsilen ödemelerine, tüm muhakeme giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 15/08/2022 tarihli tensip tutunağının 10.nolu ara kararı ile davacı tarafın tedbir talebinin kabulü ile taşınmazın davalı … ŞİRKETİ adına kayıtlı ise HMK 389/1 ve diğer maddeleri gereğince taşınmazın 3 kişilere devrinin önlenmesi için tapu kaydına TEDBİR KONULMASINA karar verilmiştir. Davalı …AŞ.vekili ihtiyati tedbir kararına itirazla ihtiyati tedbirin kaldırılmasına olmadığı taktirde taşınmaz değerinin % 40’dan az olmamak üzere teminat alınmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece duruşmalı yapılan inceleme sonunda 16/11/2022 tarihli celse ara kararı ile davalı …’ın tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiş ve aynı tarihli gerekçeli ara kararı yazılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın HMK madde 390/3 e göre davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmediğini, müvekkili şirket ile davacı arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, davacının tek muhatabının sözleşme imzaladığı diğer davalı şirket olduğunu, müvekkili şirketin ise bu sözleşmeye taraf olmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkilinin bu davadaki tescil ve tazminat taleplerine davalı sıfatıyla muhatap olmasının mümkün olmaması nedeniyle koşulları oluşmayan ve HMK. m. 389 ve 390/3 hükümlerine aykırı bulunan ihtiyatî tedbir kararına yönelik istinaf talebin kabulüne ve bu bağlamda mezkûr kararın kaldırılmasına, tedbirin kaldırılması talebinin mahkemece kabul edilmemesi durumunda davalı sıfatı hiçbir şekilde bulunmayan müvekkili şirketin ihtiyati tedbir kararı nedeniyle uğrayacağı zararın HMK. m. 392 uyarınca teminat altına alınması amacıyla, davacının dava konusu taşınmazın değerinin en az %40’ı oranında teminat yatırmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tapu kaydı, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, taşeron sözleşmesi, ihtarname, delil listeleri sunulan ve toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Davalı … A.Ş. Vekili İDM’nin 16/11/2022 tarihli davalı …’ın tedbir kararına itirazının reddine ilişkin ara kararını istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.6100 sayılı HMK’nun 389. maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1. fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır.İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir. (HMK m.391/2-ç, 392) Talep, resmi bir belgeye, başkaca bir kesin delile dayanıyor ya da durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirterek teminat alınmamasına da karar verebilir. İhtiyati tedbirin uygulanmasındaki en önemli kıstaslardan birinin de tarafların hak ve yarar dengesinin korunması olduğu açıktır. Somut olayda dava terditli dava olarak açılmış olup davacının ilk talebi taşınmazın aynına ilişkin tapu iptali ve tescildir. Dava konusu taşınmazın davalı …AŞ.adına villa niteliği ile tapuda kayıtlı olduğu sabittir. İhtiyati tedbir koruma önlemi işlevi nedeni ile yargılama sonuna kadar giderilmesi güç ve imkansız zararların önüne geçilmesi amacıyla tesis edilir. Uyuşmazlık konusu taşınmazın devri ve elden çıkarılması halinde giderilmesi güç ve imkansız zararların oluşacağı, hak kaybına sebebiyet verilebileceği değerlendirilmekle İDM’nin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin ara kararında ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Somut olayda ihtiyati tedbirin şartlarının oluştuğu ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. Davalı …AŞ.vekilinin ileri sürdüğü istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri uyuşmazlığın esasına ilişkin olup yargılama sonunda değerlendirilip tartışılacak ve karara bağlanacak hususlara ilişkindir. Teminat alınmamasına yönelik itirazın değerlendirilmesinde ise HMK 392/2 madde hükmü gereği talep resmi belgeye dayandığı yahut durum ve koşullar gerektirdiği takdirde mahkemenin teminatsız tedbir kararı verebileceği vurgulanmış olup; davacının isteminin dayanağı belgeler ile durum ve koşullar gereği teminat alınıp alınmayacağı mahkemenin takdirinde olup bu durumda İDM hakiminin değerlendirmesinde ve teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle İDM ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2022 tarih ve 2022/724 esas sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … Anonim Şirket vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı davalı … Anonim Şirket tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı … Anonim Şirket tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/12/2022