Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/3004 E. 2023/2599 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3004
KARAR NO: 2023/2599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2022
NUMARASI: 2021/41 Esas, 2022/258 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/11/2023
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili sunmuş olduğu 27/08/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalılardan … ile aralarında imzalanan sözleşme uyarınca … firmasından 6 milyon lira alacakları olduğunu, garantörlük limiti dahilinde bir kısım taşınmazların devrine ilişkin 11/10/2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davalı …’nın bu yönde taahhütname imzaladığını, 11/10/2018 tarihinde şirket kredisinin kapatıldığını, taşınmazların devir ve tescili için davalılara ayrı ayrı ihtarname gönderildiğini, ancak 3. Şahıs adına tescil işlemi yapıldığının öğrenildiğini, davalı …’nın mal kaçırma gayesiyle kötü niyetli olarak hareket ettiğini, TMK 716. Maddesi uyarınca dava konusu taşınmazı … firmasının diğer davalı … firması ile imzaladığı satış vaadi sözleşmesi gereğince tescil ettirmesi gerektiğini, müvekkili bankadan da ipotek tesis edilmesi gerektiğini beyan etmekle davalarının kabulünü talep etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 09/01/2019 tarihinde gebze asliye ticaret mahkemesinin 2019/11 esasına kayıtlı davayı açarak konkordato talebinde bulunduğunu, gebze asliye ticaret mahkemesi 2019/11 e. sayılı dosyadan 11.01.2019 – 11/06/2019 tarihleri arasında müvekkil şirket hakkında geçici mühlet kararı verdiğini, şirket hakkındaki geçici mühlet kararı mahkemenin 10/06/2019 tari olduğu nakdi ve gayrinakdi kredilerin teminatı olarak da … projesinden gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazın mülkiyetinin tapuda şirketi adına tescilini takiben 10 gün içerisinde söz konusu taşınmazın kaydına … Bankası A.Ş adına her türlü nedenden doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını oluşturacak şekilde 1.dereceden 2.000.000 TL’ye kadar ipotek tesis edeceğini kabul ettiğine ilişkin 19/06/2017 tarihli taahhütnameyi verdiği,Davacı bankanın davalı …’dan olan alacağının gayrimenkul satışı dolayısıyla kullanılan krediden değil, davalı …’nın kullanmış olduğu nakdi ve gayrinakdi kredilerden kaynaklandığı, Davalılardan … yapımını üstlendiği projeden satılacak taşınmazlara ilişkin davacı bankadan kullanılacak kredilere garantör olduğu davalı …’nın davacı bankadan taşınmaz satışı dışında kullanmış olduğu nakdi ve gayrinakdi kredilerden kaynaklanan borçlarından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Davalı … tarafından satın almış olduğu taşınmazın kendi üzerine devredilmesinden sonra kullandığı nakdi ve gayrinakdi kredilerin teminatını oluşturmak üzere 2.000.000 TL ipotek konulması konusunda taahhüt verdiği, satış vaadine konu … numaralı taşınmazın halen davalı … adına kayıtlı olduğu, devrinin …’ya gerçekleştirilmediği, … ile … arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadinin adi yazılı sözleşme niteliğinde bulunduğu, satım garantisini içeren gayrimenkul satış vaadine ilişkin sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın 237. maddesi (818 Sayılı BK’nun 213. maddesi) gereğince resmi şekilde yapılması gerektiği, anılan hükümde öngörülen şeklin geçerlilik şartı olduğu, bu şekle uyulmadan yapılan sözleşmeler hüküm doğurmayacağından, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak sözleşmenin tarafı bulunmayan davacı bankanın tapu iptali ve tescili talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından açılan davanın reddine… ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalılardan … Yapı ….A.Ş. (… A.Ş. külli halefi sıfatı ile)’nin diğer davalı … ….A.Ş.’nin sadece taşınmaz satışı için kullanacağı kredilerden sorumlu olacağına ilişkin Yerel Mahkeme tespitinin bir geçerliliği bulunmadığını, davalı … A.Ş. ‘ye taşınmaz satın alınması için kullandırılan bir kredi dahi bulunmamakta iken Mahkemenin … Yapı’nın Garantörlük sıfatını yorumla darlaştırıp sadece taşınmaz satın alma kredisi ile sınırlı olduğuna ilişkin değerlendirmesini hangi sözleşme hükmüne dayandığı anlaşılamadığını, davalı .. A.Ş.’ye ticari iş yeri kredisi kullandırıldığını, diğer davalı … Yapı A.Ş. (… ..A.Ş.)’nin de Garantörlük sıfatı ile 30.000.000,00 TL limitle, davalı …. A.Ş. Firmasına kullandırılan kredilere ilişkin olduğunu, müvekkili Banka ile davalı … A.Ş. Firması arasındaki kredi ilişkisi diğer davalı … Yapı (… …A.Ş.)’nin Garantörü olduğu proje kapmasında olduğunu, hali hazırda davalı … A.Ş. Firmasına taşınmaz satın alması için de bir kredi kullandırılmadığını, kullandırılan krediler ticari kredi olup bu krediler … Yapı A.Ş. (… ..A.Ş.)’nin garantörlüğü ve ipotek tesis taahhütü kapsamında olduğunu, Yerel Mahkemenin davanın reddine ilişkin gerekçesi yerinde olmayıp, sözleşme ve taahhüt içeriğinde bulunmayan sınırlamanın Mahkemece yorumla getirilmesi hukuka açıkça aykırı olduğunu, Mahkemenin davanın reddine ilişkin diğer gerekçesini de davalılar arasındaki satış vaadinin resmi şekilde yapılmamasını gösterdiğini, yargılama safhasında davalı taraflar satış vaadinin geçersiz olduğuna ilişkin bir iddiaları bulunmadığını, taraflarca söz konusu taşınmazın ….A.Ş.’ye satıldığı hususu tartışmalı olmadığını, söz konusu taşınmazın tapu devrinin davalı ….A.Ş’ye yapılmama sebebinin, …A.Ş.’nin alacaklılarına karşı yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda kalmamak olduğunu, davalı taraflar Mahkemeye sundukları beyanlarla taşınmazın diğer davalılardan …A.Ş.’ye satıldığını kabul ettiğini, taraflarca kabul edilen satış vaadi sözleşmesinin, geçersizliğine ilişkin bir iddia bulunmadığını, sözleşme şartlarının gerçekleştiğinin taraflarca kabul edilmiş olması ve taraflar arasında taşınmazın satışı hususunda bir çekişme yok iken Mahkemece satış vaadi sözleşmesinin geçerli olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılması hukuka açıkça aykırı olduğunu, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporları dikkate alınmadan, sözleşme ve taahhütlerin yorum yolu ile kapsamı darlaştırılarak, hali hazırda kullandırılmış olmayan konut satın alma kredisi kapsamı ile sınırlandırılarak, taraflar arasında çekişme konusu dahi olmayan taşınmaz satışını, hukuka aykırı bir şekilde geçersiz olduğu savı ile davanın reddine ilişkin hüküm tesis olması nedenleri ile usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı … A.Ş tarafından kullanılan krediye karşılık bankaya taahüt edilen ipoteğin tesisi istemine ilişkindir.Davacı vekili e-imzalı 08/09/2023 tarihli davadan feragat konulu dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.Davalılar vekillerinin 07/09/2023 tarihli e-imzalı dilekçe ile davacının feragat talebine istinaden herhangi bir yargılama gideri ve/veya vekalet ücreti talebinin olmadığını bildirmiştir. Davadan feragat davaya son veren taraf işlemlerinden biridir HMK’nun 307. maddesi gereğince feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. HMK’nun 309. maddesi gereğince feragat dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatin hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır. HMK’nun 310. maddesi gereğince feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.Davacı tarafın davasından feragati ile HMK’nun 307. maddesi hükmü uyarınca davacı talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmiş sayılacağından ve HMK’nun 311. maddesi gereğince feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından davacının usul ve yasaya uygun davadan feragati nedeniyle İDM kararının kaldırılmasına, davacının davasının feragat nedeniyle reddine temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin usul ve yasaya uygun şekilde davadan feragat etmesi nedeniyle, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2022 tarih 2021/41 Esas, 2022/258 Karar Sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Davacının davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,3-Harçlar tarifesi gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 34.155,00TL harcın mahsubu ile arta kalan 33.885,15‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-Davalılar vekillerinin açık talebi doğrultusunda yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Davacı davadan feragat ettiğinden ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğinden dairemiz kararının niteliği gereği hukuki yarar ortadan kalktığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine YER OLMADIĞINA,9-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine, 10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettirenler lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,13-Kullanılmayan gider avansı var ise istem halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1. bendi ile aynı Kanun’un 361 ve 362. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/11/2023