Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2592 E. 2023/389 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2592
KARAR NO: 2023/389
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2022
NUMARASI:E: 2019/413 ,K: 2022/626
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/03/2023
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının … Sosyal Sigortalılar Konut Yapı Kooperatifine üye iken hissesini ve üyelik haklarını davacıya Satış Vaadi Sözleşmesi ile sattığını, bu sözleşmeden sonra kooperatife olan taksit ve senetlerinin davacı tarafından ödendiğini, 10 yılı aşkın süredir söz konusu taşınmaza ilişkin vergilerin davacı tarafından ödendiğini ve dairede oturduğunu, taşınmazı davacıya devredip satış bedelinin tamamını alan davalının taşınmazın zilliyetini davacıya teslim ettiği halde tapuda devir işlemini yapmadığını beyanla, öncelikle taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini, bu talep kabul edilmediği takdirde taşınmazın satış vaadi sözleşmesindeki davalı hissesinin bilirkişi maarifetiyle tespit edilerek bu bedelin, bedel belli olmadığı takdirde satış bedelinin sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek davalıdan hissesi oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin olarak da ferdi mülkiyete geçmeden önce düzenlenmiş bir hisse devir işleminin bulunduğu sözleşmeye dayanarak tapu iptali ve tescil talep edilemeyeceğini, hisse devir sözleşmesi yapıldığı tarihte taşınmazın davalı adına kayıtlı bulunduğunu, geçersiz bu sözleşmeye dayalı olarak taşınmazın güncel karşılığının kabul edilemeyeceğini, hatta davacının ödemediği bir kısım giderlerin Bakırköy İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında davacı tarafından ödendiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının talepleri kabul edilecek olursa davalının ödediği vergiler ile elektrik giderlerinin ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil bedelinin takas ve mahsubunun yapılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “…davacının dava dilekçesindeki talebi 2.000-TL olduğundan ve bilirkişi raporundan sonra davasının değerini ıslah etmediği anlaşıldığından talep gibi karar verilmesi gerekmiştir. Öte yandan her ne kadar davalı vekili tarafından davanın kabulüne karar verilmesi halinde davalının ödediği vergiler, elektrik giderleri ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil bedelinin takas ve mahsubu talep edilmiş ise de, davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesi ve buradan hareketle söz konusu ödemelerin davalı tarafın sorumluluğunda bulunması sebepleriyle takas mahsup koşulları oluşmadığından davalı vekilinin bu yöndeki talebi kabul edilmemiş, sonuç olarak dosya içeriği dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davacının tapu iptali ve tescil talebinin REDDİNE, 2-Terditli talep olan bedele yönelik talebin KABULÜ İLE, 2.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,3-Davalının takas mahsup talebinin şartların oluşmaması nedeni ile reddine, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; ferdileşmenin, tapu kütüğünde kooperatif adına kayıtlı bulunan taşınmazın (dairenin, işyerinin) mülkiyetinin, ortaklara devredilerek; tapusunun verilmesi olduğunu, kooperatiflerinin, yapı kullanma iznini yani iskân ruhsatını almalarının ardından en geç bir yıl içerisinde Kat Mülkiyeti Kanununa göre ferdi mülkiyete geçmeleri gerektiğini, gelen tapu sicil kayıtlarında burada kat mülkiyeti kurulmadığını yani ferdileştirme gerçekleşmediğini yani davalının ayni hakkı doğmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu, 3. Asliyede dinletilen tanığın önceki yönetimin usulsüz işlem yaptığını açıkca ifade etmesine rağmen mahkeme bunun dikkate alınmadığını, Müvekkilenin kooperatife üyeliğinin kabul olduğunu, devir sözleşmesini kooperatife verdiğini, …dan kalan senetleri ödediğini ve borcunun kalmadığını, ortaklığın kısmen devrinin mümkün olmadığını, Müvekkilenin, tapuyu hakettiğini, taşınmazlar üzerinde kat mülkiyeti sistemi kurulup her konutun birer bağımsız bölüm niteliğini kazanmadan, bu konutların herhangi bir ortak adına tapuda tescilinin mümkün olmadığını, kooperatifçe inşa edilen konutlar üzerinde ferdi ilişkiye geçilmeden bu konutların herhangi bir ortak adına tapuda tescilinin mümkün olmadığını, …a verilen tapunun yolsuz tescille verildiğini, yolsuz tescilden dolayı da ayni hakkı kazanamadığını belirterek Yerel Mahkeme kararınını kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kooperatif üyelilik devir sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir. Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü taleplerden ilki taşınmazın aynına yönelik tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Ayna yönelik davalarda dava değeri taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeridir. Davacı dava dilekçesinde dava değerini 2.000,00 TL olarak göstermiş, mahkemece yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin 160.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesinde “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahalenin men’i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır. Gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harç, gayrimenkulün değeri ile talep olunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz. Noksan tespit edilen değerler hakkında 30 uncu madde hükmü uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunun 32.maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı vurgulanmıştır. Aynı Yasanın 30. maddesinde ise; “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Hal böyle iken taşınmazın aynına ilişkin değer yönünden yukarıda açıklanan prosedüre göre harcın tamamlanması için davacıya süre ve imkan tanınmadan terditli istemin değerlendirilip ikincil işleme geçilmesi ve alacak yönünden harçlandırılan tutar ile yargılamaya devam edilmesi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle davacıya ayna yönelik talebinin ilk talep olması gözetilerek yukarıda belirtilen yasal düzenleme çerçevesinde harcı tamamlaması için süre verilmesi bu süre içinde usuli işlem yapılamayacağı gözetilerek harcın tamamlanması durumunda yargılamaya devam edilerek taleplerin değerlendirilmesi aksi halde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken esas hakkında karar verilmesi açıklanan yasal mevzuata uygun görülmediğinden kararın kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair istinaf itirazları incelenmeksizin kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu kabulü ile İDM kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin HMK 353/1-a-4 madde uyarınca kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1-Davacı vekilinin sair istinaf itirazları incelenmeksizin kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/4. maddesi gereğince KABULÜNE, 2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2022 tarih, 2019/413 Esas, 2022/626 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf maktu karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf masraflarının ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendilerini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2023