Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2294 E. 2022/1808 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2294
KARAR NO: 2022/1808
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2022
NUMARASI: 2022/283 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/09/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … parsel numarasında kayıtlı taşınmaz üzerine inşa edilen binanın …Bodrum Kat, … bağımsız bölüm numaralı işyeri vasıflı taşınmazın satışı konusunda Beşiktaş …Noterliği’nin, 15.10.2020 Tarih, … yevmiye numarasında kayıtlı, “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’’ başlıklı sözleşme akdedildiğini, davacı şirkete düşen edimlerin tamamının yerine getirildiğini, ancak taşınmazın devir ve tesliminin yapılmadığını belirterek … nolu bağımsız bölümün tapu kaydına ihtiyati tedbir uygulanarak taşınmazın 3.şahıslara devir ve temliki ile üzerine ayni hak tesisinin önlenmesine, borcun tamamı ödenmiş (peşin verilen 500.000,00 TL dışındaki borcun tamamı tevdi mahalli olarak tayin edilen banka hesabına bloke edilmiş) olmakla, yatırılan bu paranın, teminat olarak kabulü ile talep edilen ihtiyati tedbir karşılığı ayrıca teminat alınmamasına, bu talebin uygun ve yeterli görülmemesi halinde ise dava konusu taşınmazın tapu kaydına “davalıdır” şerhi konulmasına, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında dava konusu taşınmazın /iş yerinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmaması halinde dava konusu taşınmazın güncel değerinin tespiti ile bu bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine talep etmiştir. İDM’ce 22/03/2022 tarihli tensiple verilen ara karar uyarınca dava konusu taşınmazın devir ve temlikinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, davalı vekilince itirazda bulunulduğu, itirazın 28/04/2022 tarihli duruşmada değerlenirilerek davalının ihtiyati tedbir kararına yaptığı itirazın kısmen kabulü ile itirazın teminat yönünden kabulü ile dava değerinin % 10’u oranında (370.000,00 TL) nakdi teminat yatırmasına karar verildiği, verilen karara ilişkin aynı tarihli gerekçeli ara karar yazıldığı, taraf vekillerince ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 28/04/2022 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ: İDM’ce “… Mahkememizce her ne kadar verilen ihtiyati tedbir kararında “Satış vaadi sözleşmesinde yazılı olan bedelin bir kısmının davalı hesabına ödenmesi, kalan kısmının ise tevdi mahalline ödenmiş olması nedeniyle HMK’nın 392/2.cümle maddesi uyarınca takdiren teminat alınmasına yer olmadığına” şeklinde karar verilmiş ise de, bedelin bir kısmının davalı hesabına ödenmiş olması ve kalan kısmının tevdi mahalline tayin edilmiş olmasının, davacının yargılama sonucunda haksız çıkması durumunda davalının ihtiyati tedbir nedeni ile uğraması muhtemel zararlarını karşılayacak nitelikte olmayabileceği, belirtilen ödeme ve yatan paranın HMK’nun 392.maddesinde yer alan teminat şartını tam olarak yerine getirmeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak davalı tarafın itirazlarının teminat hususunda kabulü ile mahkememizce takdiren % 10 oranında teminat alınmasına…” gerekçesiyle karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava değerinin %10’u oranında nakdi teminat yatırılması veya bu miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunulması hususunda taraflarına kesin süre verilerek, verilen kesin süre içerisinde teminat şartının yerine getirilmemesi halinde ihtiyati tedbir kararının kaldırılması şeklinde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması sebebi ile kaldırılmasına ve ihtiyati tedbirin teminatsız olarak devamına karar verilmesi talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirdiğine dair bir kabulünün bulunmadığını, davacının sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmeyerek müvekkilini zarara uğrattığını, müvekkilinin hiçbir kusuru olmaksızın senetlerin çalındığını ve müvekkilinin davacıdan olan alacağını tahsil edemediğini, gerekli ödemelerin süresinde yapılmaması sebebiyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, dosya kapsamı oluşmadan ve delil durumu değerlendirilmeksizin mahkemece aleyhlerine ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacının teminatsız tedbir talebinin kabul edilemez olup aksine hükmedilen teminatın düşük kaldığını, müvekkili şirketin gayrimenkulü üzerine konan tedbirin kaldırılmasını, aksi halde teminatın davacının dava değerinin %100’ünden az olmamak üzere teminat yatırmasına karar verilmesini talep etmek gereği doğduğunu belirterek davacının istinaf başvurusunun reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil terditli olarak rayiç bedel istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. 6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir. Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır. Dava tapu iptali ve tescil istemli taşınmazın aynına ilişkin olup dava konusu taşınmazın devredilmesi ve elden çıkarılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir. Tüm bu nedenlerle somut olayda HMK’nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan taktir edilen teminat karşılığı davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir. (HMK m.391/2-ç, 392) Talep, resmi bir belgeye, başkaca bir kesin delile dayanıyor ya da durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirterek teminat alınmamasına da karar verebilir. Dava konusu somut olayda davacı tarafından davalı aleyhine satış vaadi sözleşmesine dayalı ihtiyati tedbir istemli tapu iptali ve tescil davası açıldığı, mahkemece 28/04/2022 tarihli celsede dava değerinin %10’u olan 370.000,00 TL teminat karşılığı davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği sabittir. Dava 3.700.000,00 TL dava değeri gösterilmek suretiyle açılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda mahkemece takdir edilen teminatın 370.000,00 TL olarak tayin ve taktirinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle HMK’nun 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan davalının muhtemel zararlarının karşılanması amacıyla taktiren 370.000,00 TL teminat karşılığı ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinin davanın niteliği ve satış bedeli gereği usul ve yasaya, hak ve yarar dengesine uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin teminata yönelik ve davalı vekilinin de tedbire ve teminata yönelik istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2022 tarih ve 2022/283 Esas sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu ret karar ve ilam harcı taraflardan peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/09/2022