Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/228 E. 2022/505 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/228
KARAR NO: 2022/505
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2021
NUMARASI: 2020/294 Esas – 2021/370 Karar
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: dava konusu olan, davalı …Ticaret A.Ş.’den, bedeli tamamen ödenerek, müvekkili tarafından satın alınan ve adına tescilli İstanbul ili Esenyurt İlçesi … Köyü … ada … parselde yer alan … Blok … :…D:… nolu bağımsız bölüm üzerinde yer alan, diğer davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu ipoteklerin tapudan tüm ferileriyle birlikte terkin edilerek ipoteklerin kaydının terkin edildiğinin ilgili tapu müdürlüğüne bildirimi ve dava konusu olan taşınmazın üzerine davalılar … T.A.Ş. Ve … A.Ş. Tarafından konulan ve tapu kaydında mevcut tüm ipoteklerin ve varsa diğer takyidatlar ile haciz kayıtlarının paraya çevrilmesine yönelik yapılacak her türlü yasal takibin ve icra işlemlerinin dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar durdurulması mahiyetinde HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak huzurdaki davayı belirsiz alacak davası olarak 50.000 TL üzerinden açtığını, ancak davacı tarafından taşınmazın satış bedelinin bilindiğini, dava konusu taşınmazın bedelinin açık ve net bir şeklinde belirlendiğini, husumet itirazlarının bulunduğunu, dava konusu taşınmaz üzerine müvekkili şirket lehine, diğer davalı … ile müvekkili şirket arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmelerinin teminatını teşkil etmek üzere ve tapu kaydına güvenilerek ipotek tesis edildiğini, resmi şekil şartına aykırı şekilde adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının ipoteğe yönelik haksız taleplerini oluşturan olay ile müvekkili şirket arasında herhangi bir kredi ilişkisi ve illiyet bağının bulunmadığını, fazlaya ilişkin her türlü hak, dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla açıklanan ve yargılama esnasında ortaya çıkacak sebeplerden dolayı; haksız ve hukuki mesnedi bulunmayan davanın ipotek haklarına yönelik aleyhe talepler yönünden reddini, davacının dava dilekçesi ve eklerine karşı savunma haklarının saklı kalmak kaydıyla davacının ihtiyati tedbir taleplerinin de reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …bank vekilinin cevap dilekçesinde özetle: müvekkili banka ile … arasında ticari kredi ilişkisinin bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, davacı muayene ve ihbar yükümlülüğünü makul süre içerisinde yerine getirmediğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü’nün doğmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devir alındığını, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı …’ya karşı ileri sürülebileceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde, taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden, mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini, fazlaya ilişkin her türlü hak, dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla açıklanan nedenlerle davanın müvekkili yönünden husumet nedeniyle reddini, taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasını, esasa ilişkin diğer itirazlar kapsamında haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı taraf ile müvekkili şirket arasında taşınmazın satımına ilişkin akdedilen 29.03.2013 tarihli… Konut Satım Sözleşmesine istinaden taşınmaz tapu iptal ve tescili hususunda müvekkili şirket üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğunu, tescil için taşınmaz üzerine konan haciz ve ipoteklerin ilgili kurum ve kişilerce kaldırılmasının gerektiğini, fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalmak kaydıyla, davanın ihbarını ve ayrıca huzurdaki davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece “…TMK 881 ve devamı maddelerinde düzenlenen ipotek taşınmazın aynına ilişkin bir haktır. 6100 Sayılı HMK’nın 12. Maddesine göre taşınmazın aynından kaynaklanan davalarda kesin yetki söz konusu olup, yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Kesin yetki hususu resen göz önünde bulundurulmak mecburiyetinde olduğundan taşınmazın Esenyurt’ta bulunduğu göz önünde bulundurularak bu ilçenin yargı alanı içerisinde bulunduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine yetkisizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine, kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ” dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … T.A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul yönelik olarak müvekkili banka ile diğer davalı firma arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi gereğince ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin f bendi gereğince görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, huzurdaki dava dosyası ile müvekkili banka lehine tesis edilen ve ipoteğin fekki talep olunan taşınmaz sayısı dikkate alındığında da uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi Başkanlığı’ nın 2019/3362 E, 2020/50 K sayılı ilamında; “Tacir vasfı bulunmayan davacı gerçek kişinin yatırım amacıyla ve birden fazla taşınmaz satın almış olması sebebiyle 6502 Sayılı Kanun’un 3/k maddesinde düzenlenen tüketici vasfına haiz olmadığı, tacir ve tüketici olmayan davacının mutlak ticari dava niteliğinde olmayan itirazın iptali davası sebebiyle Asliye Ticaret ve Tüketici Mahkemelerinin görevli olmayıp, genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu” kabul edildiğini, dolayısıyla BAM 18 HD kararı gereğince her ne kadar davacının tüketici vasfına haiz olmasa da uyuşmazlık 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/f maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliğinde bulunduğundan görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, husumetin yaygınlaştırılmadan, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğunu, esas yönünden müvekkili bankanın ile … arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu ve aralarında hukuki ihtilaf olduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki dava açısından müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından, satıcı … ile müvekkili banka arasında davacının konut tedarikine ilişkin bir sözleşme de bulunmadığından, dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, konut satış sözleşmesinin bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiğini ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü doğmadığını, dava konusu taşınmaz; üzerinde bulunan takyidatların kabul edilerek devir alındığını, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı …’ya karşı ileri sürebileceğini, adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, ancak taraflar arasında şahsi hak anlamında sonuç doğuracağını belirttiklerini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 Esas, 1988/2 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararında ise “gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin şekil şartına uygun olmaması sebebiyle geçersizliğinin, edimini yerine getirmemiş olan sözleşme tarafınca ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılmaması ilkesine aykırı olacağı” nın kabul edildiğini, davalı …’nın benzer nitelikteki davalarda işbu YİBGK kararına dayanılarak verilen münferit kararları emsal olarak sunduğunu, ancak anılan YİBGK kararı gereğince de üçüncü kişi durumundaki müvekkili bankaya herhangi bir talep ileri sürülebilmesinin, ipoteğin fek edilmesinin hukuken mümkün bulunmadığını, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilindiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, davanın açılmasına müvekkili bankanın sebebiyet vermediğinden davanın mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesis edilerek dava dosyasının yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tapu kaydı, konut satım sözleşmesi, konut kredisi sözleşmesi, ödeme belgeleri, teslim tutanağı, tanık, keşif, bilirkişi tutanağı vs. deliller.
DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan, ipoteklerin fekki istemine ilişkindir.Taşınmazın aynına ilişkin davaların, taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiği 6100 sayılı HMK’nin 12. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması hakkındaki bu yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin olup kesindir. Bu nedenle, mahkeme yetkili olup olmadığını kendiliğinden gözetmek zorundadır. Somut olayda, ipotekten doğan uyuşmazlıklar, HMK’nin 12. maddesinde açıklandığı üzere taşınmaz üzerindeki ayni bir hakka ilişkin olması sebebiyle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde bakılıp incelenmesi gerekir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle re’sen gözetilir. Davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteklerin fekki talebinde bulunduğu, dava konusu taşınmazın İstanbul ili Esenyurt ilçesi … Köyü … Ada, … Parsel sayılı taşınmaz olduğu, taşınmazın bulunduğu yer itibariyle Bakırköy Adli Yargı sınırları içinde bulunduğu ve davaya bakmakta yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olduğu, davacının ve davalıların tüzel kişi olması nedeniyle her iki tarafın tacir olmasından kaynaklanan davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu da anlaşılmakla Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli ve yetkili olduğu ve bu yönde verilen İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanısına varılmıştır. Davalı … T.A.Ş’nin istinaf talebinde yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmış ise de, yukarıda açıklanan gerekçelerle istinaf talebinin yerinde olmadığı İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli ve yetkili olmadığı, bu nedenle istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine kesin olarak karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kuruluştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2021 Tarih 2020/294 Esas – 2021/370 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı…bank T.A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile arta kalan 21,40 TL. harcın davalı …bank T.A.Ş’den tahsiline, 3-Davalı … T.A.Ş’ tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/02/2022