Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1 E. 2022/33 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1
KARAR NO: 2022/33
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2021
NUMARASI: 2021/545 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
KARAR TARİHİ: 12/01/2022
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu olan müvekkili … Ltd.Şti. adına kayıtlı İstanbul İli Maltepe İlçesi … Mah. … ada … parselde kayıtlı taşınmazlar üzerinde yer alan davalı … Bankası A.Ş. lehine işli 18.07.2017 tarih, … yevmiye sayılı 8.000.000,00.-TL tutarlı ipoteğin hukuken geçersiz kurulduğu ve yolsuz tescil olması nedeniyle davacı müvekkilin anılan ipotekten dolayı hukuken sorumlu olmadığı (borçlu olmadığının) tespiti ile öncelikle ve ivedilikle müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararlarının önlenmesi açısından davalı … Bankası A.Ş. lehine işli ve taşınmazların 2/5 hissesi üzerindeki mevcut ipoteklerin paraya çevrilmesine yönelik yapılacak veya yapılan her türlü yasal takibin dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar durdurulması mahiyetinde HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, haklı hukuki nedenlere dayanarak açılan iş bu davanın kabulü ile İstanbul İli, Maltepe İlçesi, … Mah., … ada, … parselde kayıtlı, (1), (2), (3), (4), (5), (6), (7), (8), (9), (10), (11), (12) bağımsız bölüm nolu taşınmazların 2/5 hisseleri üzerinde kayıtlı bulunan 18.7.2017 tarih, … yevmiye sayılı( 03.02.2020 tarih, 3550 yevmiye sayılı) 8.000.000,00-TL.tutarlı ipoteğin hukuken geçersiz olması nedeniyle anılan ipotekten dolayı davacı müvekkilin hukuken sorumlu olmadığının(borçlu olmadığının) tespitine ve ipoteğin terkin edilerek (fekkine), ipoteğin kaydının terkin edildiğinin Maltepe Tapu Müdürlüğü’ne bildirilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı, tapu sicilinin hatalı tutulduğu iddiasında olduğunu, ancak bir an için kabul edilse dahi, böyle bir işlemden müvekkili bankanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, tapu memuru tarafından yapılan işlemlerde tarafların yetkili olanlarının işleme katılmasını sağlamak hususunda yükümlülüğün tapu memurluğunda olduğunu, davacının 18.07.2017 tarihli ipotek belgesi hakkındaki iddialarını, ipoteğin tesisinden dört yıl sonra, borç tahsil edilme aşamasına geldiğinde yeni öğrenmiş gibi -nasıl olacaksa- huzurdaki dava ile ileri sürmesini kabul etmenin mümkün olmadığını, davanın zamanaşımı /hak düşürücü süre nedeni ile reddi gerektiğini, dava konusu ipotek işleminin, borç altına sokan bir işlem olmadığından işlemin münferit olarak her bir temsilci ile yapılabileceğinin kabulü gerektiğini, diğer yandan davacının, dava dilekçesinde açıkça belirttiği üzere dava konusu işlem tutarının 1.500.000 TL altında olduğunu açıkça ikrar ettiğini, dava konusu 8.000.000 TL tutarlı ipotek, on iki adet bağımsız bölümden her birinin 2/5 hissesi üzerinde bulunduğunu, davacının, dilekçesinde on iki adet bağımsız bölümün 2/5’sinin rayiç değerini 1.482.800-TL olarak hesapladığını, buna göre, davacının ikrar ettiği üzere dava konusu işlemin esasen 1.482.800-TL değerinde olduğunun ve söz konusu işlemin yapılmasında müdürlerden her birinin münferiden yetkili olacağının kabulü gerektiğini, davacının, taşınmazın değerinin ve alacak miktarının yüksek oluşu karşısında Bankanın teminatını azaltarak Banka alacağının tahsilini engellemek suretiyle mal kaçırma gayesi güttüğünü, nitekim bu durumda Banka alacağının yarısından çoğunun teminatsız kalacağını, bir an için, söz konusu işlemin tesis edildiği tarihte değerinin 1.500.000 TL altında olduğu ve bu nedenle ipotek sözleşmesinin tümden geçerli olduğu iddialarının kabul edilmeyecek olsa; yani dava konusu işlemde müşterek imza gerektiği kabul edilse dahi; ipotek sözleşmesinin 1.500.000 TL tutarının altında kalan kısmı bakımından münferit imza ile geçerli olacağında duraksama olmadığını belirterek davanın usulden reddine, açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olan davanın esastan reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “Mevcut dosya içeriği, kredi sözleşmeleri, tapu kayıtları, tapuda yapılan işlemler ve yapan kişiler ayrı ayrı değerlendirildiğinde, ipoteğin paraya çevrilmesi takibinde ipotek tutarının 18.000.000 TL. olduğu, taşınmazlar üzerinde 10.000.000 TL. lik ve 8.000.000 TL. lik 2 ayrı ipotek bulunduğu, tapu sicil müdürlüğünden gelen yazı cevabında davacının imzası olmadığını iddia ettiği …’ın ipotek sözleşmesinde taraf olarak göründüğü, 2 ayrı ipotek sözleşmesi olduğu, davaya konu 8.000.000 TL. tutarlı ipotek senedinde ipotek veren tarafından 3 ayrı imza bulunduğu, her iki ipotek için birlikte takip başlatıldığı, davacının ipotek senedinin geçersiz olduğu iddialarının dayanakları, bu iddianın ileri sürüldüğü zaman dilimi nazara alındığında ipotekli takibin tedbiren durdurulması şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmakla tedbir talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İDM’nin mevcut dosya içeriğini, tapu kaydını, ipoteklere ait resmi senet akit tablolarını ve icra takip dosyasını, sehven hataya düşerek değerlendirme yaptığını ve buna göre tedbir taleplerinin reddettiğini, davalı Banka tarafından takibe konu edilen 10.000.000-TL ipotek ile davaya konu 8.000.000-TL ipotek, aynı taşınmazın tamamı üzerinde değil, hisseleri üzerinde ayrı ayrı kurulu gözüktüğünü, burada 10.000.000.-TL.tutarlı ipotekle ilgili bir taleplerinin bulunmadığını, taleplerinin, hukuken geçerli kurulmamış olan ve 12 adet taşınmazın 2/5’şer hissesi üzerinde şeklen kurulu gözüken 8.000.000-TL.tutarlı ipoteğin fekki ve bu aşamada davalı tarafından başlatılmış bulunan icra takibi kapsamında satışının yapılmaması için ihtiyati tedbir istendiğini, ayrıca, İD Mahkemesinin, her ne kadar, …’ın, ipotek sözleşmesinde taraf olduğu, 8.000.000-TL. tutarlı ipotek senedinde ipotek veren tarafından 3 ayrı imza bulunduğu belirtilmiş ise de, bu durumun mevcut durumu teyit etmediğini, dava dosyasında yer alan, 8.000.000.-TL. Tutarlı ipotek sözleşmesinde …’ın taraf olmadığını, ayrıca ipotek sözleşmesinde bulunduğu belirtilen 3.imza, …’a değil, davalı Banka vekili …’a ait olduğunu, açıklanan nedenlerle İDM kararı ve gerekçesi hatalı olduğunu, davaya konu 8.000.000-TL tutarlı ipoteğe konu taşınmazlardaki hisselerinin, ipotek takibi yoluyla satışının engellenmesi yönünde HMK 389.m.gereği ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiği, davaya konu taşınmazlarının davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla satışının önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, aksi halde, davalı … Bankası A.Ş., başlattığı takip kapsamında yasal mevzuatımıza göre geçersiz ipoteğe istinaden, müvekkili firmaya ait taşınmazlardaki hisselerinin, satışı halinde de davanın konusuz kalma ihtimali bulunduğunu belirterek ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin19.11.2021 tarihli ara kararının ortadan kaldırılmasına, müvekkili … Ltd.Şti. adına kayıtlı İstanbul İli, Maltepe İlçesi, … Mah., … ada, … parselde kayıtlı, (1), (2), (3), (4), (5), (6), (7), (8), (9), (10), (11), (12) bağımsız bölüm nolu taşınmazların 2/5 hisseleri üzerinde davalı Türkiye Halk Bankası A.Ş. lehine işli 18.7.2017 tarih, … yevmiye sayılı 8.000.000,00-TL.tutarlı ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik yapılan takibin, davaya konu taşınmazlar yönünden işbu davalarının sonuçlanıncaya ve kesinleşinceye kadar durdurulması mahiyetinde HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ipoteğin fekki istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. 6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun ihtiyati tedbirde teminat gösterilmesi başlıklı 392-(1) maddesinde “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez.”hükmü yer almaktadır. İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda; dava konusu bağımsız bölümlerin davacı adına kayıtlı olduğu, bağımsız bölüm üzerinde davalı … Bankası A.Ş. lehine ipotekler bulunduğu, ipotek alacaklısı … Bankası A.Ş.nin davada taraf olduğu, tapu kaydındaki bu ipotekten dolayı dava konusu bağımsız bölümün cebri icra yoluyla satılması durumunda taraflar arasındaki hak ve yarar dengesinin bozulacağı, eldeki davanın konusuz kalma olasılığı bulunduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; yerel mahkemenin 19/11/2021 tarihli davacının taşınmazın cebri icra yoluyla satışının tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı davanın niteliği, tarafların karşılıklı hak ve yarar dengesi ve dosya kapsamına uygun olmadığı, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin ileride telafisi güç ve imkansız zararlara sebebiyet verebileceği hak kaybına neden olabileceği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İDM’nin 19/11/2021 tarihli davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına, davacının cebri icra yoluyla satışın tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davacı adına tapuda kayıtlı dava konusu İstanbul İli, Maltepe İlçesi, … Mah., … ada, … parselde kayıtlı, (1), (2), (3), (4), (5), (6), (7), (8), (9), (10), (11), (12) bağımsız bölüm nolu taşınmazların 2/5 hisseleri üzerine davalının alacaklı olduğu dava konusu takyidatlar için yapılan takipler nedeni ile cebri icra yoluyla sadece satış işleminin tedbiren durdurulmasına, davanın niteliği, tapu kaydı, gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak taktiren teminat alınmamasına, ihtiyati tedbire ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yapılmasına karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2021 tarih ve 2020/545 Esas sayılı davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacı vekilinin cebri icra yolu ile satışının engellenmesi talebinin KISMEN KABULÜ ile dava konusu İstanbul İli Maltepe İlçesi … Mah. … ada, … parselde kayıtlı, (1), (2), (3), (4), (5), (6), (7), (8), (9), (10), (11), (12) bağımsız bölüm nolu taşınmazların 2/5 hisseler ile ilgili olarak takdiren teminat alınmaksızın davalı yönünden dava konusu takyidatlar için yapılan takipler nedeni ile CEBRİ İCRA YOLUYLA SADECE SATIŞ İŞLEMİNİN TEDBİREN DURDURULMASINA, 4-İhtiyati tedbir kararına ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 5-Davacı tarafından harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına ve hükme bağlanmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/01/2022