Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/925 E. 2021/838 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/925
KARAR NO : 2021/838
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2021
NUMARASI: 2020/405 Esas – 2021/24 Karar
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde bulunan konut nitelikli taşınmaz D blok 21.kat 411 nolu Bağımsız bölüm üzerindeki takdiyat ve ipoteklerin kaldırılmasını, teminatsız olarak tedbire karar verilmesine ve tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, taşınmaz kaydına davalıdır şerhinin konulmasını yukarıda bilgileri yer alan bağımsız bölümler üzerindeki taşınmazın müvekkiline satışından sonra davalının borçları sebebiyle konulan davalı lehine ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan dava yönünden müvekkilinin husumetinin bulunmadığını, yine bu davanın müvekkiline açılmasında hukuki yarar olmadığını, tapunun ipoteksiz devri hususunda müvekkilinin imkanı olmadığını belirterek davanın reddini ve ihbarını talep etmiştir. Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2019/689 esas, 2019/463 karar sayılı ilamı ile davada taşınmazı davacı şirketin satın aldığı ve aradaki işlemin ticari bir işlem olduğu gerekçesiyle ticaret mahkemesine verilen görevsizlik kararı üzerine dosya Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiş , davacı vekili tarafından 18/10/2020 tarihli dilekçe ile davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan … A.Ş ve … A.Ş.’nin dahili davalı yapılması talebinde bulunulmuş , talep yerinde görülmekle ….A.Ş ve … A.Ş.’ne dava dilekçesi tebliğ edilmiştir. Dahili davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava arkadaşlığı bulunmadığını, nispi harcın ikmalinin gerektiğini, husumet ve yetki itirazları olduğunu, resmi şekil şartına aykırı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının talepleri ile müvekkili şirket arasındaki krediye ilişkin illiyet bağının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Dahili davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; hukukumuzda dahili davalı şeklinde bir düzenleme bulunmadığını, müvekkili ile … arasındaki ticari kredi ilişkisi kapsamında ihtilaf bulunduğunu ve müvekkilinin ipotekleri feketme yükümlülüğünün doğmadığını, husumet ve yetki itirazlarının bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece “…Taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğindeki ipoteklerin kaldırılmasına yönelik açılan davada taşınmazın davacı adına tapuda tescil edilmiş olması davacının tüketici sıfatını kaldırmayacağı gibi yükleniciye karşı davanın yöneltilmiş olması nedeni ile tüketici işleminin sona erdiği sonucuna varılamaz. Davacı tüketici olup davalı yüklenici ile arasındaki ilişki tüketici işlemi olmakla davaya tüketici mahkemesinde bakılması gerekir. Her ne kadar Tüketici Mahkemesi’nce mahkememize görevsizlik kararı verilmiş ise de, emsal nitelikteki benzer davalarda verilen ve taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ayıba ilişkin olduğuna dair emsal içtihatlar dikkate alındığında görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, mahkememizle Tüketici Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan uyuşmazlığın halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine…” görevsizlik karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile diğer davalı firma arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi gereğince ilk derece mahkemesi kararına konu uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğini, husumet yaygınlaştırılmadan taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğunu, müvekkili banka ile … arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkil bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, yerel mahkemenin yetkisiz Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi kısmı ile ilgili usul ve yasaya aykırı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, yeniden hüküm tesis edilerek dava dosyasının yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesine yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.Davada istem, davacı ile davalı … Anonim Şirketi arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir.Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu senedi ve tapu kaydının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı yüklenici vaad ettiği şekilde hukuki ayıpsız bir taşınmaz devir etmemiş, ayıpsız teslim ve devir yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde davacı davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konut nitelikli taşınmazın tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir. Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir. Bu durumda davalı yüklenici ayıpsız bağımsız bölüm devri yükümlülüğünü yerine getirdiğinden bahsedilemeyecektir. Ancak davacı ticari şirket olup dava dilekçesinde taşınmazı aldıktan sonra kira akdi yaparak kiracılara devrettiğini ve bağımsız bölümleri halen kiracılara faydalandırdığını beyan etmiştir. Bu durumda konut niteliğinde alınan taşınmazın davacının tacir olması da dikkate alınarak kiraya verilmiş olması, davacının ticari işletmesine kira geliri elde etmek amacıyla konut niteliğindeki taşınmazın satın alındığı, bu haliyle davacının tüketici olmadığı, ticari işletmeye gelir olarak taşınmaz alımının ticari iş niteliğinde olduğu, davacı ile davalı … Şirketi arasındaki ilişkinin ticari olduğu, bu haliyle davaya bakmakla görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. İDM’ce davacının tüketici olduğu ve davalı yüklenici ile arasındaki işlemin tüketici işlemi olduğu gerekçesi ile davaya Tüketici Mahkemesinde bakılması gerektiği yönündeki İDM değerlendirmesi doğru görülmemiştir.
İDM’nin görevli olduğu anlaşılmakla tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm deliller toplanarak davanın esasıyla ilgili hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Dahili davalı …. vekilinin görevsizlik kararı yönünden istinaf başvurusu yerinde görülmüştür. Dahili davalı … vekilinin istinaf itirazlarının görev ile birlikte yetki hususunun da değerlendirilmesi ve yetkisizlik kararı verilmesine ilişkin bulunduğu anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nın “Dava şartları” başlıklı 114/1. maddesi, “Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b) Yargı yolunun caiz olması. c) Mahkemenin görevli olması. ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e) Dava takip yetkisine sahip olunması. f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” şeklindedir.Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan hâllere dava şartları denir.Dava şartlarının amacı, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır (Kuru B.: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, İstanbul 2016, s 190). Dava şartlarının neler olduğu 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde belirtilmiş olup, anılan düzenlemenin 1. bendinin (c) alt bendinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bir dava ancak görevli mahkemece incelenebilir. Mahkeme her şeyden önce görevli olmalıdır. Madde dava şartlarını sıra ile vermiş olmakla görevsiz mahkemece bu husus atlanarak kendisinden sonra gelen diğer dava şartlarının incelenmesi yasaya aykırı olacaktır. Bu durumda kesin yetkiye ilişkin dava şartı varsa bunu inceleme ve değerlendirme yetkisi görevli mahkemeye ait olacağından İDM tarafından görevsizlik kararı verilirken aynı anda yetkisizlik kararı verilmesi hususundaki itirazı yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a/3 maddesi gereğince görev yönünden kaldırılmasına, dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ilişkin kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni yönünden 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/3. maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2021 tarih, 2020/405 Esas – 2021/24 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davalı …. tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde davalı …ne iadesine,5-Davalı …. tarafından yapılan istinaf masraflarının ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı …Ş yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/03/2021