Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/598 E. 2022/2917 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/598
KARAR NO: 2022/2917
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2019/371 Esas – 2020/764 Karar
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yurt içinde … markası altında petrol ürünlerinin satış ve dağıtımını bizzat sözleşmeli bayiler vasıtasıyla müvekkili şirketin yaptığını, bu amaçla müvekkili ile davalı şirket arasında 28/05/2010 tarihinde İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi ve aynı tarihli Bayilik Sözleşmesi, yine müvekkili şirket ile dava dışı şirket ve dava dışı müşterek borçlu müteselsil kefil şahıs (sözleşme tarihinde taşınmaz maliki) arasında 11/05/2010 tarihli sözleşme imzalandığını, 28/05/2010 tarihinde İstanbul ili, Sultangazi ilçesi, … mahallesi, … ada, … pafta, … parselde kayıtlı olan ve üzerinde istasyonun bulunduğu taşınmaz ile ilgili olarak o dönem taşınmaz maliki olan dava dışı … ile bayi … Ltd. Şti. arasında kira sözleşmesi imzalandığını ve kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, kira sözleşmesi gereğince taşınmazın sadece … A.Ş.’ye alt kiralama yapabileceğinin karalaştırıldığını, bunun üzerine … Ltd. Şti. ile müvekkili şirket arasında 28/05/2010 tarihinde 5 yıllık bir kiralama sözleşmesi imzalandığını ve bu kira sözleşmesinin de tapuya şerh edildiğini, dava dışı olan … Ltd. Şti.’nin davacı müvekkili ile olan bayilik sözleşmelerini haksız şekilde Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye nolu 08/07/2011 tarihli ihtar ile feshettiğini, fesih nedeni olarak 04/07/2011 tarihinde istasyonu satmış olduklarını beyan eden … şirketinin yapmış olduğu feshin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki gayrimenkulun malikinin … olmasına rağmen dava dışı şirketin fesih ihtarında, “istasyonu satmamız nedeniyle sözleşmeleri feshediyoruz” gerekçesinin belirtildiğini, dava dışı şirketin sözleşmeye aykırı olan bu fesih işlemi nedeniyle müvekkili şirketin bayi ve kefilden alacağı ceza-i şart ve maddi zararlarının meydana geldiğini, iş bu zararın tazmini için İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/483 esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını ve davanın kabulüne karar verildiğini, mahkemece verilen kararın Yargıtay 19. HD’nin 2014/11496E-2014/13473 K. sayılı ilamı ile onandığını, kira sözleşmesinin yapıldığı dönemde taşımaz maliki olan şahıs tarafından dava konusu taşınmazın satış sureti ile … Ltd. Şti.’ne devredildiğini ve taşınmazda rakip bir dağıtım şirketinin ürünlerinin satışının yapıldığını, dava konusu olan ve üzerinde müvekkili şirket lehine 28/05/2015 tarihine kadar devam edecek 5 yıllık kira şerhi bulunan akaryakıt istasyonunun davalı tarafından müvekkiline teslim edilmesi gerekirken tesliminin yapılmadığını, bu hususa ilişkin olarak Gaziosmanpaşa 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/522 Esas sayılı dosyası ile davalının taşınmaza el atmasının önlenmesi için dava açtıklarını ve mahkemece verilen kabul kararının Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiğini, müvekkili şirketin taşınmazın 28/05/2010-28/05/2015 tarihleri arasındaki dönem için kira bedelini peşin olarak ödediğini, sözleşmenin fesih tarihi olan 08/07/2011 tarihinden itibaren müvekkilinin taşınmazı kullanamadığını ve bu sebeple de ecrimisil alacağının meydana geldiğini, bu nedenle kira şerhi sebebi ile ve kesinleşmiş el atmanın önlenmesi kararına binaen; kullanım hakkı müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki 20/07/2011 – 28/05/2015 tarihleri arasında oluşan davalının haksız işgalinden doğan ve hesaplanması gereken ecrimisil alacağının şimdilik 10.000 TL’sinin taşınmazın kullanılmaya başlama tarihi olan 20/07/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Sultangazi ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel de kain taşınmazın dava dışı … tarafından bayi …’e kiralandığını, iş bu kira sözleşmesi ile kiracıya sadece dava dışı şirket lehine alt kiralama yapabileceğine dair yetki verildiğini ve bu yetkiye binaen 28/05/2010 tarihinde yapılan kiralama sözleşmesi ile … tarafından taşınmazın 5 yıllığına alt kiracı olan davacıya kiralandığını, bu alt kiralama sözleşmesi sonrasında ise davacının, kiralama konusu taşınmazı kendisine kiralayan …’e, yine kiralamaya benzer bir sözleşme olan bayilik sözleşmesi adı altında devrettiğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin alt kiralayan bayi … tarafından 08/07/2011 tarihinde feshedildiğini ve bayilik ilişkisinin sona erdiğini, bayilik işleminin sona ermesi ve istasyonun tahliye edilmesi sonrasında müvekkili …’nin taşınmazın maliki olan dava dışı … Yatırım Ltd. Şti. ile kira sözleşmesi yaptığını, yapılan bu kira sözleşmesine dayanarak müvekkili şirketin istasyonu kullanmaya başladığını, müvekkilinin işgalci değil kiracı olduğunu, davacı tarafça müvekkilinden istenen haksız işgal tazminatına konu taşınmazın davacıya ait değil, dava dışı … Ltd. Şti. ‘ye ait olduğunu, dava konusu taşınmazın mülkiyeti tapuda gerçekleşen 01/06/2011 tarih ve … yevmiye sayılı satış işlemi ile eski malik … tarafından yeni malik … Ltd.Şti.’ne devredildiğini, bu devir sonrasında taşınmazın yeni malikinin … Ltd.Şti. ile dava dışı alt kiralayan … arasındaki kira sözleşmesinin karşılıklı olarak sona erdirildiğini, müvekkilinin söz konusu taşınmazın boşaltılması sonrasında kendisinin de taşınmazı akaryakıt istasyonu olarak işletme gayesinde olduğundan yeni malik ile anlaştığını ve sonrasında dava dışı bayi ve kiralayan … ile istasyonun işletilmesi için gerekli olan GSM ruhsatının kendine devrini sağlayıp, … adına olan GSM ruhsatının Bakırköy … Noterliğinin 11/05/2011 tarih ve … yevmiye nolu işlemi ile müvekkiline devredildiğini, GSM ruhsatının devri sonrasında EPDK nezdinde lisans işlemlerinin başlatılması için müvekkili ile malik … arasında Bakırköy … Noterliğinin 11/05/2011 tarih … yevmiye sayılı kira sözleşmesinin akdedildiğini, bu dönemde davacı tarafından bayi … ile olan bayilik ilişkisinin teminatı olmak üzere dava konusu taşınmaz üzerinde tesis edilmiş toplam 5.296.000 TL bedelli ipoteklerin davacı tarafından fek edilerek eski malikin borçlarının teminatı olmak üzere 1.000.000 TL bedelli yeni bir ipotek tesis edilmesi davacının istasyondaki sözleşmeler nedeniyle yarattığı tahliye izlenimini kuvvetlendirdiğini, müvekkili şirketin dava konusu taşınmazda, taşınmaz maliki ile yapmış olduğu kira sözleşmesi gereğince kiracı sıfatıyla taşınmazı kullanmakta olup davacının feshedilen kira sözleşmesi nedeniyle müvekkilden hiçbir tazminat talebi hakkı bulunmadığını, davacının taşınmazda kendisine hak sağlayan kiracılık sıfatının müvekkilinin kiracı olduğu tarihten önce son bulduğunu, davacının dayanağı olan kira sözleşmesinin, bir alt kiralama sözleşmesi olup alt kiralama sözleşmesinin asıl sözleşmeye bağlı olduğunu, kiralayan …’a ait taşınmazın, dava dışı kiracı bayi …’e kiralanmış ve dava dışı kiracı tarafından da üçüncü kişi (alt kiracı) durumundaki davacıya kiralandığını, alt kiracı davacının kira ilişkisi, ancak kiracıya (kendisine kiralayan kiracıya) bağlı olarak varlığını sürdüreceğini, zira kiralayan … ile alt kiracı davacı arasında sözleşmesel bir bağlantı bulunmadığını, öte yandan kiralayan …’ın taşınmazı bu süreçte … Gayrimenkule devrettiğini ve taşınmazın yeni malikin, kira sözleşmesinde malikin yerini alarak kiralayan sıfatı ile taraflar arasındaki sözleşmeyi (ilk kiracıya ait) feshettiğini, bu sebeple dava dışı kiracı bayinin sözleşmeyi feshederek tasfiye olması sebebiyle, kiralayan … ve sonrasında yeni malik … tarafından bu taraflar arasındaki kira sözleşmesi feshedildiğinden, dava dışı kiracı ile davacı arasındaki alt kira sözleşmesinin de kendiliğinden fesholduğunu belirterek, davacının kendi rızası ile tahliye ederek taşınmazı kiralayana teslim etmesi sonrasında müvekkilinin mülk sahibi … Yatırım şirketi ile yaptığı kira sözleşmesine binaen taşinmazı kullanmasının hukuken haksız işgal olarak nitelendirilemeyeceğini ve buna bağlı olarak müvekkilinden ecrimisil tazminatı talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Yerel mahkemece 19/11/2020 tarihli karar ile “…1-Davanın KABULÜ İLE; 20.07.2011- 31.12.2011 dönemi için 54.122 TL.nin 31.12.2011 tarihinden itibaren, 01.01.2012- 31.12.2012 dönemi için 226.260 TL.nin 31.12.2012 tarihinden itibaren, 01.01.2013- 31.12.2013 dönemi için 238.320 TL.nin 31.12.2013 tarihinden itibaren, 01.01.2014- 31.12.2014 dönemi için 251.472 TL.nin 31.12.2014 tarihinden itibaren, 01.01.2015- 28.05.2015 dönemi için 83.780,62 TL.nin 28.05.2015 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Uyuşmazlık tapuya şerh edilmiş kira sözleşmesinden kaynaklı olduğundan ticaret mahkemesi yerine Sulh Hukuk Mahkemesince davaya bakılması gerektiğinden görevsiz mahkemece verilen karar hatalı olduğunu, dava konusu edilen taşınmaz ile ilgili dava dilekçesinde 20/07/2011 tarihinden itibaren devam eden tarihlerde ecrimisil talebinde bulunulmuş, ıslah dilekçesinde de yine 20/07/2011 – 28/05/2015 tarihleri arası ecrimisil alacağı talep edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ıslah talebi konusunda sayın mahkemeye harç yatırıldığı tarih itibariyle (05/10/2016) 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olan alacak talebini kabul etmediklerini, iş bu sebeple zamanaşımı itirazı doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddi gerektiğinden verilen karar hatalı olduğunu, Zaman aşımı itirazlarımız değerlendirilmeden rapor hazırlandığını, zaman aşımına uğradığı dönemler yönünden hesaplama yapmadan rapor hazırladıklarını, taşınmazın kira bedeli bayi … ile … arasında imzalanan yazılı kira sözleşmesindeki gibi aylık 1000 TL den hesaplanması gerektiğini, zımnen kabul edilen bir zilyetlik varken, herhangi bir teslim talebinde bulunmayan tarafın süresi tapuda sona ermese de Rekabet Kurulu kararları gereği kaldırmak zorunda olduğu kira şerhine dayanarak müvekkilden hak talep etmesinin bir diğer hukuka aykırılık gerekçesi olduğunu, 20/07/2011 ile 28/11/2013 tarihleri arasındaki bedelin yazılı yıllık 12.000 TL tutarlı sözleşmeye göre hesaplanması gerekli olduğunu, açıklanan nedenlerle öncelikle telafisi mümkün olmayan zararları engellemek adına karar kesinleşinceye kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesini, istinaf talebinin kabulü ile eksik inceleme ve görevsiz mahkemece verilen yasaya aykırı kararın bozulmasını, elverişli bir bilirkişi raporu oluşturulması ve tüm itirazlarının değerlendirilmek suretiyle karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: vs. deliller.
DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, haksız işgal tazminatı, ecrimisil talebine ilişkindir. Gaziosmanpaşa 4. Asliye Hukuk Mahkemesince 25/10/2018 tarih ve 2015/132 E.- 2018/200 K. sayılı dosyasında davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 09/05/2019 tarih ve 2019/752 E. – 2019/861 K. sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, dosyanın İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır. Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/11/2013 tarih ve 2011/522 E. – 2013/475 K. sayılı ilamının incelenmesinde, davacı tarafından davalı … Ltd. Şti. ile … Yat. Ltd. Şti. aleyhine müdahalenin önlenmesi, taşınmazın teslimi davasının yapılan yargılaması sonucunda davalı … Yat. Ltd. Şti. hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, bu davanın da davalısı olan … İşletmeciliği hakkındaki davanın kabulüne, dava konusu Sultangazi İlçesi, … Mah. … Ada, … Parsel sayılı taşınmazın müdahalesinin önlenmesine, taşınmazın davacıya teslimine karar verildiği, kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 03/03/2015 tarih ve 2014/13957 E. – 2015/2326 K. sayılı ilamı ile onandığı görülmüştür. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/12/2012 tarih ve 2011/483 E. 2012/322 K. sayılı kararının incelenmesinde, davacı şirket tarafından … ve … Tic. Ltd. Şti. aleyhine cezai şart alacağı için açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulü ile, 28/05/2010 tarihli bayilik sözleşmesinden kaynaklı cezai şart 2.500 USD nin, 28/05/2010 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesinde kaynaklı 2.500 USD’nin faizi ile birlikte davalı … Tic. Ltd. Şti’den tahsiline, 11/05/2010 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 2.500 USD nin, aynı sözleşmeden kaynaklanan tonaş taahhüdü eksikliği nedeniyle cezai şart 2.500 USD nin, aynı sözleşmeden kaynaklanan kar mahrumiyetinden kaynaklanan 2.500 USD’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verildiği, bu kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin onama kararı ve karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kararları ile kesinleştiği anlaşılmıştır. Gaziosmanpaşa 4. Asliye Hukuk Mahkemesince 25/10/2018 tarih ve 2015/132 esas sayılı dosyasında bilirkişiler …, … ve …’ndan alınan 04/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu İstanbul ili Sultangazi İlçesi, … Mah. … Pafta, … Ada, … Parsel sayılı 1.671,00 m2 taşınmazın 20/07/2011 – 28/05/2015 tarihleri arası ercimsil bedelinin 843.759,65 TL olarak hesap edildiğini belirtmişlerdir. Davacı vekili 05/10/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava konusu kullanım hakkının müvekkili şirkete ait olan taşınmaz üzerindeki 20.07.2011 – 28.05.2015 tarihleri arasında oluşan ecrimisil alacak taleplerini 853.954,62 TL’ye yükselttiklerini beyan etmiş olup, bu bedel üzerinden aynı tarihte ıslah harcının tamamlandığı anlaşılmıştır. Görevsizlik kararının kesinleşmesi ve dosyanın İstanbul 9.ATM sine gönderilmesinden sonra alınan 04/02/2020 tarihli bilirkişi raporu ile aynı heyet tarafından düzenlenen 31/08/2020 tarihli bilirkişi heyet ek raporunun hükme esas alındığı ve Yargıtay kira artış oranları dikkate alınarak yapılan hesaplamanın kabul edildiği, davacının toplam 915.897,00TL ecrimisil alacağı bulunduğunun tespit edildiği ancak ıslah ile talep edilen 853.954,62TL yönünden davanın kabulüne karar verildiği, son dönem olan 01/01/2015-28/05/2015 dönemindeki ecrimisil alacağından mahsup işleminin yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin ıslah tarihi itibariyle zaman aşımı itirazında bulunduğu anlaşmış olup, İDM’ ce ıslah harcının yatırıldığı tarih olan 05/10/2016 tarihinden önceki 5 yılın 05/10/2011 tarihinde dolduğu kabul edilerek zaman aşımı itirazı kısmen haklı bulunmuş ve 2 ay 15 günlük süre yönünden zaman aşımı olduğu kabul edilerek mahsup işlemi yapılmıştır. Dosya kapsamı ve mevcut delil durumu incelendiğinde dava konusu taşınmaz üzerinde benzin istasyonu bulunduğu, dava dışı … ile … Tic. Ltd.Şti arasında kira sözleşmesi imzalandığı, tapuya şerh edildiği, sadece … Aş ye alt kiralama yapılabileceğinin kararlaştırıldığı, … Tic. Ltd.Şti ile davacı arasında 28/05/2010 tarihinde 5 yıllık kiralama sözleşmesinin imzalandığı ve tapuya şerh edildiği, davacı şirketin taşınmazın dava dışı … Ltd.Şti ye devredilmesi ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle 5 yıllık kira şerhi bulunan akaryakıt istasyonunu kullanamadığını, akaryakıt istasyonunun yeni malik … tarafından davalı …. Ltd.Şti ye kiralandığı ve davalının kullanımında olduğu, bu sebeple davacı yönünden ecrimisil alacağının meydana geldiği iddiası ile , davalı tarafın haksız işgali nedeniyle açılan el atmanın önlenmesi davasının da kesinleşmiş olduğu da dikkate alınarak 20/07/2011 -28/05/2015 tarihleri arasında davalı şirketin haksız işgalinden kaynaklanan ecrimisil alacağının haksız kullanıma başlama tarihi olan 20/07/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olup, davacının tapuya şerh edilmiş olan 5 yıl süreli kira şerhi bulunduğundan kullanamadığı dönem itibariyle ecrimisil bedeline hak kazandığı ve Yargıtay kira artış oranları dikkate alınarak yapılan hesaplamanın yerinde olduğu, mahkemece zaman aşımına uğrayan 2 ay 15 günlük süre yönünden ve talebi aşan kısım yönünden mahsup yapıldığı, hükmün usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Davalının istinaf dilekçesinde görev itirazında bulunduğu anlaşılmış olup, her ne kadar Sulh hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu beyan edilmiş ise de görevsizlik kararına ilişkin daha önce verilen kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, tarafların tacir olduğu, ticari işletmeleriyle ilgili mutlak ticari dava niteliğinde olup ATM sinin görevli olduğu ve bu hususun kesinleştiği anlaşılmakla bu istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Zaman aşımı itirazı yönünden istinaf talebinde bulunmuş ise de ; İDM tarafından itirazın dikkate alındığı zaman aşımına uğrayan dönem itibariyle hesaplama ve mahsup işleminin yapıldığı, hüküm gerekçesinde açıklandığı anlaşıldığından bu istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. Yine davalı vekilinin davacının ecrimisil talep hakkı bulunmadığı ve bilirkişi raporunun yerinde olmadığı ve yeniden rapor alınmasına ilişkin talepleri dosya kapsamı, mevcut delil durumu, alınan bilirkişi raporu ve ek raporları dikkate alınarak yerinde görülmemiştir.Davalı vekilinin görevsizlik kararında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması nedeniyle kararın kaldırılmasını talep etmiş ise de; AAÜT 7/3 maddesi uyarınca “Kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması, işbölümü itirazı nedeniyle verilen tüm gönderme kararları nedeniyle görevsizlik, gönderme veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilmez.” şeklindeki yasal düzenleme uyarınca görevsizlik kararında vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamış olup, bu talepte yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine Yargıtay yolu açık olmak üzere karar vermesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2020 tarih ve 2019/371 Esas – 2020/764 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 58.333,64 TL karar ve ilam harcından peşine alınan 14.584,3‬0TL harcın mahsubu ile bakiye 43.749,34‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1. bendi ile aynı Kanun’un 361 ve 362. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2022