Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/47 E. 2021/176 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/47
KARAR NO: 2021/176
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2020
NUMARASI: 2020/410 Esas-2020/546 Karar
DAVANIN KONUSU: İpoteğin Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … ile imzaladığı dört ayrı gayrimenkul satım sözleşmesi ile İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde kayıtlı … Konutlarında yer alan; … (…) Blok, …. Kat, … numaralı, … (…) Blok, …. Kat, … numaralı, … (…) Blok, …. Kat, … numaralı, … (…) Blok, … Kat, … numaralı bağımsız bölümleri satın almak üzere anlaşma sağladığını, satış bedellerinin tamamını davalı … İnşaat San. ve Tic. A.Ş ye ödediğini ve bağımsız bölümlerin 13/12/2018 tarihinde tapuda müvekkili adına devir ve tecil edildiğini, müvekkilinin her hangi borcu bulunmadığının ibranamelerle sabit olduğunu, mülkiyetleri müvekkili adına devir ve tescil edilen taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin uzun süredir devam eden şifahi beyan, söz ve taahhütlere rağmen halen terkin edilmediğini, dava konusu taşınmazlar davalı … tarafından ipotek tesisinden önce satılmış olmakla, …. A.Ş ve … A.Ş. Davalılarca tesis edilen ipotekler bu yönüyle de usulsüz ve hukuka aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkilinin fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak üzere; öncelikle ve ivedilikle, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması açısından dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin paraya çevrilmesinin engellenmesi yönünde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı tesis edilmesini, davanın kabulü ile; dava konusu İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok, …. Kat … nolu, İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok, …. Kat … nolu, İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok, …+… Kat … nolu, İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok, …. Kat … nolu bağımsız bölümler üzerinde yer alan tüm ipoteklerin terkinini (fekkini), yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılara yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili banka ile … arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü doğmadığını, davacı ile müvekkili arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, ticari mahkemelerinin görevli olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, eksik nispi harcın ikmali gerektiğini, taşınmazın üzerinde bulunan takyidatlar kabul ederek devir alındığını, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı …’ya karşı ileri sürebileceğini, davacının kötüniyetli olduğunu, müvekkili banka dava açılmasına sebebiyet vermediğinden mahkeme masrafları, vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerektiğini, açıklanan nedenlerlefazlaya ilişkin her türlü hak, dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle davanın görev ve yetki itirazı kapsamında İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, müvekkili yönünden husumet nedeniyle reddine, taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasına, esasa ilişkin diğer itirazları kapsamında haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin her türlü hak, dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, yargılama esnasında ortaya çıkacak sebeplerden dolayı haksız ve hukuki mesnedi bulunmayan davanın ipotek hakkımıza yönelik aleyhe talepler yönünden reddine, davacının dava dilekçesi ve eklerine karşı savunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla davacının ihtiyati tedbir taleplerinin de reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf haciz ve ipoteklerin fekki hususunda her ne kadar taraflarına dava açmışsa da taşınmaz üzerindeki haciz ve ipotekleri kaldırması için dava edilmesi gereken taraf müvekkili şirket olmadığını, müvekkili Şirket ile davacı arasında 4 ayrı taşınmazın satışına ilişkin konut satım sözleşmeleri akdedildiğini, müvekkili şirketin müşterilerinin sözleşmesel şartları yerine getirmesi halinde mülkiyet devrine hazır olduğunu, ancak davacı tarafından satın alınan bağımsız bölümler üzerinde … A.Ş. lehine 1.750.000.000,00 TL, … Anonim Şirketi lehine 53.621.000,00 Euro değerinde ipotek tesis edildiğini, ipoteklerin yasal mevzuat ve taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı şekilde terkin edilmemesi sebebiyle davacı tarafa takyidatsız tapu devri yapılamadığını, müvekkili şirketin tapunun devrini gerçekleştirmek amacıyla gerekli prosedürü işleterek taşınmazların tapusunu devrettiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü hakkı saklı kalmak kaydıyla, ilk itirazları ve usule ilişkin karşı beyanları yönünde karar verilmesini ve ayrıca davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece “…Davada istem, davacı ile davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacıya geçen taşınmazlar üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki, yani ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmazlara ait tapu kaydının incelenmesinde; dava konusu taşınmazların davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazların tapu kaydında davalı … ve … şirketleri lehine ipotek şerhleri bulunduğu sabittir. Bu haliyle davalı yüklenici vaad ettiği şekilde hukuki ayıpsız bir taşınmaz devir etmemiş, ayıpsız teslim ve devir yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Bu durumda iddianın ileri sürülüş biçimi itibari ile dava, davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazlardaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki, tapunun sınırlandırma olmaksızın davacıya verilmesi yani ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacının sözleşme kapsamına göre tapu iptal ve tescil talebi yoktur. Dolayısıyla Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesinin taşınmaz satış sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmesi suretiyle başkaca tüketici işlemi kalmadığı, uyuşmazlığın bankacılık sözleşmesi kapsamında tesis edilen ipoteğin fekki talebini kapsadığı yönündeki tespitlere dayanarak görevsizlik kararı vermesi hatalıdır. Somut olayda, davacı taraf kredi sözleşmesinin tarafı olmadığından, Bankacılık Kanuna göre çözümü gereken uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yukarıda da bahsedildiği üzere uyuşmazlık davacı ile davalı … arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesi kapsamında ayıbın giderimine ilişkindir. Somut olayda, davacı tarafın beyanları, sözleşme içerikleri, satın alınan taşınmazın niteliği gözönünde bulundurulduğunda davacı taraf söz konusu taşınmazları mesleki veya ticari amaçlarla satın almadığı, kullanım amaçlı aldığı dolayısıyla gerek sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre ve gerekse de 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 3. Maddesi uyarınca tüketici sıfatına sahiptir. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde tüketici olan davacı, davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konutun tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir. Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir. Özetle bu dava tüketicinin yaptığı sözleşme ile aldığı maldaki hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkin olup, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanacaktır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Açıklanan nedenlerle Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek, yargılama yapma yetki ve görevinin Türketici Mahkemesi olması sebebiyle dosyanın HMK 20. Maddesi kapsamında daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, mahkememiz ile Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluşması sebebiyle görev uyuşmazlığı sebebiyle dosyanın ilgili İstinaf Dairesi’ne gönderilmesi gerektiği” gerekçesiyle; Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, Yargılama yapma yetki ve görevinin Türketici Mahkemesi olması sebebiyle dosyanın HMK 20. Maddesi kapsamında daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile diğer davalı firma arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi gereğince ilk derece mahkemesi kararına konu uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğini, dava dosyasına konu uyuşmalığın 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi gereğince tüketici işlemi olarak kabulü mümkün olmadığını, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin f bendi gereğince görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, 16.01.2020 tarihli 2019/3362 esas, 2020/50 karar sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi kararı gereğince de görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, husumet yaygınlaştırılmadan, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğunu, müvekkili banka … arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki dava açısından müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından, satıcı … ile müvekkili banka arasında davacının konut tedarikine ilişkin bir sözleşme de bulunmadığından dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, konut satış sözleşmesinin bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı …’ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devralındığını, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin yetkisiz ve görevsiz Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesine gönderilmesi kısmı ile ilgili usul ve yasaya aykırı kararının İstinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yeniden hüküm tesis edilerek dava dosyasının yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tapu kayıtları, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına konut satım sözleşmesi gereğince tapuda tescili yapılan taşınmazlardaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Davada istem, davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile imzalanan konut satış sözleşmeleri gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmazların üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ve hukuki ayıp niteliğindeki ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının incelenmesinde; dava konusu taşınmazların davacı adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı yüklenici vaad ettiği şekilde hukuki ayıpsız bir taşınmaz devir etmemiş, ayıpsız teslim ve devir yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde davacı tüketicinin hukuki ayıplı olarak tapuda devir edilen gayrimenkuldeki ayıbın ipoteklerin fekki suretiyle giderilmesini talep ettiğini, davalı …’nın takyidatlardan ari devir borcunu yerine getirmeyerek hukuki ayıba sebebiyet verdiğini, davalı … A.Ş.’nin dava konusu gayrimenkulü hukuki ayıplı olarak tapuda devrettiğini, ayıbın giderilmesi doğrultusunda açılan davanın tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiğini açıkça ileri sürmüştür. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş, satın aldığı ve tapuda adına tescil edilen konut niteliğindeki taşınmazların tapu kaydındaki ipotekler nedeni ile hukuki ayıplı bulunduğunu ileri sürerek bu hukuki ayıbın giderilmesini istemiştir. Bu hukuki ayıp niteliği gereği ipotek alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir. Bu durumda davalı yüklenicinin hukuki ayıpsız bağımsız bölüm devir yükümlülüğünü yerine getirdiğinden bahsedilemeyeceğinden taşınmazlardaki hukuki ayıp niteliğindeki ipoteklerin fekkine yönelik açılan davada taşınmazların davacı adına tapuya tescil edilmiş olması davacının tüketici sıfatını kaldırmayacağı gibi yükleniciye karşı davanın yöneltilmiş olması nedeni ile tüketici işleminin sona erdiği sonucuna varılamaz. Davacı tüketici olup davalı yüklenici ile arasındaki ilişki tüketici işlemi olmakla davaya tüketici mahkemesinde bakılması gerekir. İDM’nin uyuşmazlığa tüketici mahkemelerinde bakılması gerektiği yönündeki gerekçesi ve kabulü usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür. Davalı … A.Ş. vekili müvekkili banka ile diğer davalı firma arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi gereğince uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğini, uyuşmazlığın tüketici işlemi olarak kabulünün mümkün olmadığını, 6102 Sayılı TTK’nun 4/F bendi gereğince görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, müvekkili banka ile … arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ipoteğin ticari kredilerin teminatını teşkil etmek amacıyla tescil ve tesis edildiğini, müvekkili ile diğer davalı şirket arasında akdedilen sözleşmenin ticari nitelikte olduğunu ileri sürerek istinaf itirazında bulunmuş ise de davacının tacir olmadığı, dava konusu taşınmazların konut niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki esas uyuşmazlığın davacı-alıcı tüketici ile davalı-satıcı yüklenici şirket …A.Ş. arasında imzalanan konut satım sözleşmesine (yüklenicinin temlikine) dayalı davacı adına konut satım sözleşmesi gereğince tapuda tescili yapılan taşınmazlardaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkin olduğu bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak veya nispi nitelikte ticari dava olmadığı, uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinin görev alanına girmediği, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla davalı … A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvuru sebeplerinin reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve açıklanan nedenlerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarih ve 2020/410 esas 2020/546 karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar tarifesi gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu ret karar ve ilam harcından davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf maktu karar harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsiline, 3-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/01/2021