Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/3834 E. 2021/3151 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3834
KARAR NO: 2021/3151
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/12/2020
NUMARASI: 2020/493Esas, 2020/621 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
KARAR
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirketin yapımını üstlendiği İstanbul İli Esenyurt İlçesi … Köyü , … ada, … parselde üzerinde yer alan … nolu bağımsız bölümdeki dükkan vasfındaki ana taşınmazın satışına dair davalı ile 09.03.2014 tarihli sözleşme akdedildiğini, satış bedelinin vadesinde ödendiğini, ancak dava konusu taşınmaz üzerine hacizler ve ipotekler tesis edilmiş olması sebebiyle müvekkili şirketin dava konusu dükkânın devir ve tescili imkânsız göründüğünü belirterek … Blok … Bağımsız bölümün (tapuda …) nolu taşınmazın her türlü ipotekten ve hacizden ari şekilde tapu kaydının iptal edilerek müvekkil şirket adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde söz konusu sözleşmeye ilişkin müvekkil şirket tarafından ödenen satış bedelinin uyarlama ve denkleştirici adalet kuralları gözetilerek taşınmazın dava tarihine kadar ulaştığı değerin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve müvekkilin elde edemediği kira geliri için şimdilik 1.000TL müspet zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sözleşmenin 5. maddesi g bendi uyarınca ödenmesi gereken cezai şart alacağı için şimdilik 1.000TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ….A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü doğmadığını, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine ve ayrıca esastan da hukuki yarar şartı olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olarak tapu iptal ve tescil ve ipoteklerin fekki talebiyle açılmış davanın hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerine müvekkili şirket lehine diğer davalı … ile müvekkil şirket arasında imzalanmış finansal kiralama sözleşmelerinin teminatını teşkil etmek üzere ve tapu kaydına güvenilerek ipotek tesis edildiğini, resmi şekil şartına aykırı şekilde adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının ipoteğe yönelik haksız taleplerini oluşturan olay ile müvekkil şirket arasında herhangi bir kredi ilişkisi ve illiyet bağı bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : …’ce “…Dava görev yönünden incelendiğinde, davacının bağımsız bölüm edinmek için sözleşme imzaladığı bedelini ödediği ancak kendisine akdedilen taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğu bu nedenle de ipotekli taşınmazın AYIPLI bulunduğu gerekçesiyle iş bu dava açılmakla ,taraflar arasındaki işlemin 6502 s.k m. 2-3 uyarınca tüketici işlemi olduğu görüldüğünden (İST BAM 7 Huk. Da.2020/1791-1544) aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle dosyanın Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …bank vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davaların ticari dava iş sayılacağı hüküm altına alındığını ve aynı maddenin a fıkrasında ise bu kanunda öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava sayılacağını belirtildiğini, ayrıca işbu taşınmazın ticari vasıflı olup, huzurdaki uyuşmazlıkta ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek … kararın kaldırılmasına dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine DELİLLER: Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı her türlü ipotek ve hacizlerden ari tapu iptal ve tescil terditli olarak ödenen bedelin denkleştirici adalet kuralları çerçevesinde iadesi istemine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (“Kanun”), tüketiciyi “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi…” diye ifade etmektedir. Kanun’un lafzından anlaşılan; mesleki veya ticari amaç gütmeyen, kazanç elde etmek yerine kullanım veya yararlanma odaklı hareket eden gerçek veya tüzel kişiler tüketicidir. Bir gerçek kişinin amacı ve edinmiş olduğu mal veya hizmet doğrultusunda hangi amaçla hareket ettiğini tespit etmek tüzel kişiliğinkine göre daha kolaydır. Bir tüzel kişiliğin özellikle ticari şirketlerin ne zaman tüketici ne zaman tacir olduğunu tespit etmesi daha zor olmaktadır. Tam da bu noktada Türk Ticaret Kanunu’nun Ticari İş Karinesi başlıklı maddesinde tacirlerin borçları ve işlerinin ticari olmasının asıl olduğundan ancak aksinin ispat edilebilirliğinden bahsedilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 1. Ticari iş karinesi madde 19: “(1) Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. (2) Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.” Tacirler için tüketici olup olmama konusunda kıskaç Türk Ticaret Kanunu’ndan kaynaklanmaktadır. Türk Ticaret Kanunu tacirlerin borçlandırıcı işlemlerini ticari iş saymıştır. Aksinin anlaşılması için borçlandırıcı işlemde bulunmadan önce karşı tarafa açıkça bildirme zorunluluğu veya işin niteliği gereği ticari sayılamayacak olması gerekmektedir. Tacirler ancak bu noktada tüketici olarak isimlendirilebilecek ve tüketicilere dair hak arama yollarına başvurabileceklerdir. Ancak buradaki bir başka husus da; tacirin borçlandırıcı işlemde bulunurken karşı tarafa işin ticari olmadığını açıkça bildirmiş olmasının söz konusu işlem niteliği itibari ile ticariyse veya mesleki bir faaliyetse yine taciri tüketici kılmayacak olmasıdır. Somut olayda; davacı ticari şirket olup dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; taşınmazın dükkan vasfıyla tapuya kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin de dükkan satım sözleşmesi olduğu sabittir. Davacı ticari şirket olup dava konusu taşınmazda dükkan nitelikli olup ticari faaliyete yöneliktir. Dava konusu taşınmazın tapuda dükkan niteliği ile kayıtlı olması, davacının şirket olması birlikte değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın ticari işletme ile ilgili olarak ticari faaliyetle ilgili olarak satın alındığını gösterdiği ve davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda …’ce davaya bakmakta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu yönündeki tespiti hatalı olmuştur. Davalı …bank vekilinin görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu yönündeki istinaf başvurusu yerinde olup kabulü gerekir. Davacının terditli istemlerinden ilki tapu iptal ve tescil ve ipoteğin fekki istemi içermekle taşınmazın aynına ilişkindir. HMK 12. Madde hükmü gereği taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin davalar taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülecektir. Bu düzenlemede yer alan yetki kuralı kesin yetki olup kamu düzeni ile ilgilidir. HMK 18. Madde uyarıncada kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılması halinde yetki sözleşmesi geçersiz olacaktır. Bu nedenle davalı …bank vekilinin İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı …bank vekilinin itirazlarının kısmen kabulü ile … kararının görev yönünden kaldırılmasına , dairemiz kararı doğrultusunda görev hususunda yeniden değerlendirme yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin HMK 353/1-a-3 madde uyarınca kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı …bank AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/3. maddesi gereğince Kısmen KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Mahkemesi’nin 07/12/2020 tarihli 2020/493Esas, 2020/621 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı …bank AŞ. yatırılan istinaf karar harçlarının istem halinde iadesine, 5-Davalı …bank AŞ. tarafından yapılan istinaf masraflarının ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren …bank AŞ. yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2021