Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/3324 E. 2021/2645 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3324
KARAR NO: 2021/2645
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 10.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/08/2021
NUMARASI: 2021/493 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı … A.Ş arasında Şile İlçesi, … Mah. … ada … parsel sayılı taşınmazın %25 hissesinin devir işlemlerinin 16/07/2023 tarihine kadar gerçekleştirilmesi ve davacı adına tescili amacıyla Gebze … Noterliği’nin 16/07/2019 tarih ve … yevmiye numarası ile düzeleme şeklinde satış sözleşmesi düzenlendiğini, satış bedelinin 10.000.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını ve 110.000,00 TL’lik kısmının kaparo olarak verildiğini, bakiye kısmın ise her ay 209.000,00 TL taksitler halinde ödenmek suretiyle davacı şirketin üzerine düşen hak ve yükümlülüklerini gerçekleştirmiş olmasına rağmen 4 ay sonra sözleşmeye aykırı olarak taşınmazın davalı … Ltd. Şirketine Şile Tapu Müdürlüğünde 28/11/2019 tarihinde satıldığını, yapılan devrin kötü niyetli olduğunu, devrin mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, davalılar arasında kurulan alım satım akdinin davacı şirketten mal kaçırma saiki ile gerçekleştirilmiş olmasından dolayı muvazaalı olduğunun tartışmasız olduğunu, taşınmazın tapuda satış bedeli olarak gösterilen 20.000.000,00 TL bedelin gerçeği yansıtmadığını, rayiç bedelinin 130.000.000,00 TL olduğundan salt bu hususun bile satışın davalıların gerçek iradelerini yansıtmadığının açıkça gösterdiğini beyan ederek dava konusu taşınmazın satışının muvazaalı olması nedeniyle tapu kaydının iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı … A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; şerh edilmemiş sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali davası açılamayacağını, muvazaa iddiasının yersiz ve dayanaksız olduğunu, davanın dürüstlük kuralına aykırı olup müvekkiline karşı tuzak kurulduğunu beyan ederek davanın reddini talep ettiği görülmüştür. Davalı … vekili 15/08/2021 tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmaz üzerinde davacının haczi bulunduğunu, davacının eldeki dava ile tarafları birebir aynı olan icra dosyasında aynı taşınmazın satışı için Şile İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile satış işlemlerini başlattığını belirterek dava konusu taşınmazın cebri icra yoluyla satışının ve devrinin önlenmesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, İDM’ce 16/08/2021 tarihli ara karar ile davalı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, davalı … vekilinin 03/09/2021 tarihli dilekçesi ile İDM’nin 16/08/2021 tarihli ara kararını istinaf ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN 16/08/2021 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “…İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 12. Hukuk Dairesinin 2021/871 Esas 2021/990 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere” Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre tedbir kararları, sadece malikin taşınmazın üçüncü kişilere rızai devrini ve tasarruflarını engelleyici nitelikte olup, taşınmazın üçüncü kişilere cebri icra yolu ile satışını engelleyici nitelikte değildir.” şeklindeki açıklamalarından ihtiyati tedbir yolu ile davaya konu taşınmazın üçüncü kişilere rızai devrinin ve tasarruflarının engellenebileceği; cebri icra yolu ile satışının engellenemeyeceği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, davalı vekilinin 15/08/2021 tarihli 15 sayfadan ibaret beyan dilekçesi içeriğindeki esasa ilişkin beyanlarının dosya muhteviyatı kapsamında esasla birlikte değerlendirilmesine ve cebri icra satış yoluna yönelik teminatsız ihtiyati tedbir talebinin yukarıda açıklanan Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları muvacehesinde reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmazın cebri icra ile satışını önleme yönünde ihtiyati tedbir talebinin İDM’nin 16.08.2021 tarihli ret kararı ile hukuka ve dosya içeriğine aykırı olarak reddedildiğini, İDM’nin cebri icra satışı ile ihtiyati tedbir ilişkisini kavramakta yetersiz kaldığını, ret kararının yok hükmünde olduğunu, davaya tek hakimle bakılamayacağını, yargılama usulü ve görev gibi konuların dava konusunun tamamını dikkate alarak belirlenmesi gerektiğini, mahkeme/hakim önündeki dosyanın hususiyetlerini dikkate almadan soyut bir bakışla değerlendirme yapamayacağını, davalı … A.Ş. dava konusu taşınmazı diğer davalı … A.Ş.den Kasım 2019’da satın aldığını ve şimdi bu taşınmazın cebri icra yoluyla satılmak üzere olduğunu, davacının tarafları işbu davayla birebir aynı olan icra dosyasında aynı taşınmazın satışını talep ettiğini ve icra dairesinin de satış işlemlerine başladığını, takipte alacaklı görünen kişi buradaki davacı olduğunu, işbu dosyada, davacının talebi üzerine taşınmazın üçüncü kişilere temliken devrini önleme konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine rağmen davacının icra dosyasında bu taşınmazı sattırmaya çalıştığını, davalının Şile’deki bu taşınmazı 28.11.2019 tarihinde diğer davalı …’tan satın aldığını, bu satış ve devirden hemen 2 ay sonra 07.02.2020 tarihinde davacının …’ye karşı satış vaadinden kaynaklanan işbu tapu iptal davasını açtığını, davacının bu taşınmazda kiracı olduğunu, taşınmazın satışı istenen icra dosyasının ve senedin gerçek olmadığının mahkeme kararıyla tespit edildiğini, dürüstlük kuralına ve çelişkili davranış yasağına aykırı davranışın korunamayacağını, davacının tacir olduğunu, cebri icranın davanın konusuz kalmasına yol açacağını, tarafların menfaat dengesinin gözetilmek zorunda olduğunu, yasal düzenlemelerin bu tedbiri mümkün kıldığını, ihtiyati tedbir için yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, tedbir taleplerinin teminatsız kabul edilmesi gerektiğini belirterek ihtiyati tedbir talebinin reddine dair İDM kararının kaldırılarak ve bozularak, acilen dava konusu taşınmazın cebri icra yoluyla satış ve devrinin önlenmesi yolunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, tedbir kararı verilmesi halinde bu hususun Şile İcra Müdürlüğü, … E. S. dosyasına bildirilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karışı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. 6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir. Somut olayda; davacının davalılara karşı satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğu, davalı … Şirketinin ise aynı taşınmazın davacı tarafça yapılan icra takibi neticesinde cebri icra yoluyla satışının istendiği gerekçesi ile cebri icra yoluyla satışının durdurulmasını tedbiren talep ettiği ancak davalı … tarafından açılmış herhangi bir karşı dava bulunmadığı, davanın muhteviyatı ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı …vekilinin tedbir talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla talebin reddine yönelik İDM kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalı … Sanayi Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Tarifesi gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/11/2021