Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/3000 E. 2021/2462 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3000
KARAR NO: 2021/2462
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2021
NUMARASI: 2020/56 Esas – 2021/289 Karar
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin babası … ile davalılardan … A.Ş. arasında 20.01.2014 tarihinde “İstanbul, Kartal İlçesi, … Mahallesi, … pafta … ada … parsel”de yer alan … isimli binanın 20.katındaki …-…-…-…-…-…-…-…nolu bağımsız bölümlerin satışı konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin bu anlaşma gereği üzerine düşen satış bedelini ödediğini, taşınmazların tapu kayıtlarının müvekkilinin üzerine devredildiğini, fakat bu devir sırasında taşınmazlar üzerinde davalılardan … A.Ş.’nin ipotekleri bulunduğunu, davalı … A.Ş yetkililerinin “…’tan kredi kullandıklarını, ama bu kredi borcunun ödenerek bittiğini, yakında …’ın ipoteği kaldıracağını” sözlü olarak beyan ve taahhüt ettiklerini, müvekkilinin de davalı … A.Ş yetkililerinin bu sözlerine güvenerek, taşınmazları bu şekilde devraldığını, taşınmazların devralınmasının üzerinden geçen uzun zamana rağmen, ipoteklerin henüz kaldırılmadığını, buna ilişkin … A.Ş yetkileri ile yapılan görüşmelerde, “…’a olan borcun bittiğini ama banka tarafından ipoteklerin kaldırılmadığı”nın belirtildiğini, bu durumda müvekkilinin, davalıların arasında kaldığını, oysa, müvekkilinin yatırım amaçlı aldığı bu taşınmazları bir an önce satarak, başka bir faaliyet alanı için sermaye olarak kullanmak istediğini, taşınmazların ipotekli hali ile satışının mümkün olmaması nedeniyle müvekkilinin zararının her geçen gün büyüdüğünü, davalılarca taşınmaz üzerindeki ipoteğin fek ettirilmediğini, müvekkilinin maddi zararının had safhada olup; davalı banka şubesi ile yapılan görüşmelerin olumsuz neticelendiğini, sonradan edinilen bilgilere göre, davalılar … A.Ş, diğer davalı … A.Ş. arasındaki sözleşme gereği müvekkiline ve diğer maliklere ait bağımsız bölümlere işlenen ipotekler ile teminat altına alınan kredi borcunun henüz bitmediği ve bu sebeple de müvekkiline ait olan bağımsız bölümler üzerindeki ipoteklerin fek edilmediğinin beyan edildiğini, müvekkilini temsilen davalılar … A.Ş. ve … A.Ş.’ye 24.05.2017 tarihinde, Kartal … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi tebliğ edilmişse de gelinen aşamada bu zamana kadar, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması yolunda herhangi bir işlem yapılmadığını beyanla; İstanbul ili, Kartal İlçesi, … Mahallesi, … pafta … ada … parsel”de yer alan … isimli binanın … Katındaki …-…-…-…-…-…-…-… nolu bağımsız bölümler üzerindeki ipoteklerin taşınmaz teminat vasfını yitirdiğinden söz konusu ipoteklerin fekkine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili yazılı beyanda bulunarak, öncelikle görev itirazlarının bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuşlardır. Davalı … vekili de cevap dilekçesinde, usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “Somut olayda, uyuşmazlık ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, davacının tacir olmadığı gibi, taşınmazların konut niteliğinde olduğu, ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlem ya da fiil de söz konusu olmadığına göre, ticari niteliği bulunmayan uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2020/946 Esas, 2020/1961 Karar sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2020/1480 Esas, 2020/2020/861 Karar sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2020/2334 Esas, 2021/88 Karar sayılı ilamı). Görev Kamu düzenine ilişkin olup aynı zamanda görev hususu dava şartı olduğundan, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın deviri sırasında taşınmazlar üzerinde davalılardan … A.Ş.’nin ipotekleri olması nedeniyle davalı … A.Ş yetkililerinin “…’tan kredi kullandıklarını, ama bu kredi borcunun ödenerek bittiğini, yakında …’ın ipoteği kaldıracağını” sözlü olarak beyan ve taahhüt ettiğini, taşınmazların devralınmasının üzerinden geçen uzun zamana rağmen, ipoteklerin henüz kaldırılmaması nedeniyle müvekkilinin maddi zararının had safhada olduğunu, tüm çabalarına rağmen bankayla görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, davalılar … A.Ş. ve … A.Ş.’ye 24.05.2017 tarihinde, Kartal … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi tebliğ edilmişse de bu zamana kadar, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması yolunda herhangi bir işlem yapılmadığı belirterek, davada asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunun tespiti ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasının talep etmiştir.
DELİLLER:Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yükleniciden temlik alınan konut niteliğindeki taşınmaz üzerinde bulunan hukuki ayıp niteliğindeki ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davacı ipotek sözleşmesinin tarafı olmayıp davalılar arasında kurulan kredi ilişkisinin teminatı olan dava konusu ipoteğin kendisine satışı yapılan taşınmazda ayıp niteliğinde bulunduğu iddiasına dayanmaktadır. Eldeki davada da alıcı davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konutun tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir. Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklısı da etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir. Alıcının aldığı mal ya da hizmetten faydalanma olanağını azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran hukuki yasaklama ya da sınırlamaların varlığı halinde hukuki ayıp söz konusu olur. Özetle bu dava; sözleşme ile aldığı maldaki hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkin olup TBK 223-227 vd maddelerinde açıklanan biçimde satışta ayıp hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda İDM tarafından davacının aldığı konut sayısı ve kullanım amacı bulunduğunu bildirmemiş olması ve satış sözleşmesi nedeni ile aldığı konutlardaki hukuki ayıbın giderilmesini istediği, nitekim satıcının da davada taraf gösterildiği anlaşılmakla İDM’ce d verilen görevsizlik kararı açıklanan yasal düzenlemelere uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle İlk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususa da rastlanmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan reddine kesin olarak karar verilmesi gerektiği karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2021 tarih ve 2020/56 Esas-2021/289 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 istinaf maktu karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/10/2021