Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/2769 E. 2021/2275 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2769
KARAR NO: 2021/2275
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2020
NUMARASI: 2020/572 Esas- 2020/375 Karar
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İ D D İ A: Davacılar vekili dava dilekçesiyle özetle; dava dışı …’nın davalı bankadan kullanmış olduğu kredi borcunun teminatını oluşturmak üzere davalı bankanın, müvekkili şirketlerin maliki olduğu İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel sayılı taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin dayanağı 22.07.2014 tarih, … yevmiye numaralı Resmi Senedin HMK m. 106 uyarınca hukuka aykırı olduğunun tespitine, tapuda davacı müvekkillerine ait taşınmaz üzerinde kurulan yabancı para ipoteği tescilinin HMK m. 106 uyarınca yolsuz olduğunun tespitine, taşınmazda acele kamulaştırma kararı alınması sebebiyle belirlenen kamulaştırma bedelinin ipotek lehtarı davalı bankaya ödenmesi işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmediğinden cevap dilekçesi bulunmamaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece “…Somut olayda; davacılar vekili 22.07.2014 tarih, … yevmiye numaralı resmi senedin ve tapuda davacı şirketlere ait taşınmaz üzerinde kurulan yabancı para ipoteği tescilinin HMK’nun 106. maddesi uyarınca yolsuz olduğunun tespitini talep etmekte olup, ipoteğin terkini yönünde eda hükmü içerecek bir talebi bulunmadığı” gerekçesiyle; 1-)Davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tespit davası, eda davasının öncüsü olup, işlevi bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitinden ibaret olduğunu, tespit davasının konusu bir hukuki ilişki olmalı ve davacının, bu hukuki ilişkinin var olup olmadığının hemen tespit edilmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir menfaati bulunması gerektiğini, somut olayda tespit davası için gereken tüm şartların gerçekleştiğini, müvekkili şirketlerin hak kaybına uğraması tehlikesi bulunduğunu, somut olayda yabancı para ipoteği kurulabilmesi için aranan şartlara uyulmadığını, 22.07.2014 tarih, … yevmiye numaralı Resmi Senet TMK m. 851/2 de aranan şartlara aykırı olarak düzenlenmiş olup, hukuka aykırı olan resmi senede istinaden yapılan tescil de TMK m. 1024 uyarınca yolsuz olduğunu, resmi senet davacı müvekkili şirket yönünden hükümsüz olduğunu, somut olayda tescil edilen ipoteğin niteliği ve miktarı dikkate alındığında resmi senedin imzalanabilmesinin genel kurul kararının varlığına bağlı olduğunu, bu yönde bir genel kurul kararı bulunmadığını, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.07.2020 T. 2020/572 E. 2020/375 K. numaralı kararının kaldırılmasına, 22.07.2014 tarih, … yevmiye numaralı Resmi Senedin HMK m. 106 uyarınca hukuka aykırı olduğunun tespitine, tapuda davacı müvekkillerine ait taşınmaz üzerinde kurulan yabancı para ipoteği tescilinin HMK m. 106 uyarınca yolsuz olduğunun tespitine, tüm yargılama gideri ve ilam vekalet ücretinin davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Delil listesi, tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tespit istemine konu ipoteğin dayanağı resmi senedin HMK m.106 uyarınca hukuka aykırı olduğunun tespiti ile ipoteğin tescilinin HMK m.106 uyarınca yolsuz olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun tespit davası başlıklı 106.maddesinde; “(1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.”hükmü mevcuttur. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda elde edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması(6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini koruması zorunludur. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re’sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir(HMK 114/1-h, 115 m.) Öğretide ve Yargıtay’ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Davacıların tespit istemine konu ipoteğin dayanağı resmi senedin HMK m.106 uyarınca hukuka aykırı olduğunun tespiti ile ipoteğin tescilinin HMK m.106 uyarınca yolsuz olduğunun tespiti istemi yönünden hukuki yararının bulunmadığı tüm dosya kapsamı ile sabittir. Zira iş bu tespit istemi sonucu verilecek kararın icra ve infaz kabiliyeti de olmayacaktır. Yerel mahkemece davacıların tespit davasının hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle usulden reddine ilişkin kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususa da rastlanmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan reddine temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2021 tarih ve 2020/572 esas 2020/375 karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL maktu ret karar ve ilam harcı davacılar tarafından yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/09/2021