Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/2737 E. 2023/934 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2737
KARAR NO: 2023/934
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/03/2021
NUMARASI: 2020/640 Esas, 2021/265 Karar
DAVANIN KONUSU: Haksız Kötüniyetli ve Yasal Dayanaktan Yoksun İpoteklerin Fekki
KARAR TARİHİ: 13/04/2023
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı… İnşaat ve Ticaret A.Ş ile 06/04/2013 tarihinde Konut Satım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede satıcı sıfatını taşıyan … İnşaat ve Ticaret A.Ş tarafından yapılacak İstanbul ili Esenyurt ilçesi … Mahallesi Ada … parsel no … olan … (…) Blok, … Kat daire no .. olan konutun 211.500,00 TL bedel ile tarafına teslimi ve mülkiyetinin devrinin olduğunu, bedelini ödendiğini taşınmazın tapu devir işlemlerinin başlatıldığında dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, tapu işlemleri sırasında kaldırılacağı vaadedilen ve kesinlikle kabul etmediği hukuka aykırı ipoteklerin kısa süre içinde kaldılacağı sözünün uzun bir zaman gerçekleşmediğini, … bank T.A.Ş tarafından ihtarname gönderildiğini, maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde kurulmuş sözde teminat sebebiyle herhangi bir şahsi sorumluluğu bulunmadığından şahsına yüklenmiş borcu kabul etmediğini,ipoteğe konu gayrimenkulün ipotek konulmadan önce alındığını ve mülkiyetinin kendisine ait olduğunu, öncelikle ve acilen teminatsız olarak dava sonuna kadar taşınmaz üzerinde tedbir talebi verilmesine, haksız,kötü niyetli ve yasal dayanaktan yoksun olarak taşınmaz üzerine tesis edilmiş ipoteklerin fekkine, davalı … bank T.A.Ş tarafından çekilen ve hukuka aykırı olan ihtara cevap niteliği taşıyan Noter kanalıyla gönderdiği ihtarın ücretinin geri ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … bank TAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … 2013 yılında dava konusu taşınmazın bulunduğu … Projesi kapsamında dava dışı … Bank A.Ş.’den kredi kullandığı bu krediden kaynaklı olarak … Bank A.Ş.’ye kredi borcu 2016 Eylül itibarı ile 400.000,00TL seviyesine ulaştığı, davalı … hem … Bank kredisini ödeyerek kapatmak için hem de kalan inşaat harcamalarını finanse etmek için müvekkil bankadan yeni bir kredi kullandığı, müvekkil banka ile davalı … arasında 23/09/2016 tarih 1.325.000,00TL limitli bir genel kredi sözleşmesi ve GKS nin eki ve ayrılmaz bir parçası olan ek protokol imzaladığı, taraflar arasında imzalanmış GKS ve ek protokol kapsamında müvekkil banka sözleşmesel edimini yerine getirdiği ve davalı …’ya 27/09/2016 tarihinde 750.000,00TL tutarında nakit yatırım kredisi kullandığı, …’nın sözleşmesel yükümlülükleri ise ödemelerini vadesinde yapmak ve tüm kredi süresi boyunca teminat koşullarını yerine getirmek olduğunu, ancak … bu edimlerini yerine getirmediğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkil bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü doğmadığı, davacı ile müvekkil banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, dava açısından müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından, satıcı … ile müvekkil banka arasında davacının konut tedarikine ilişkin bir sözleşme de bulunmadığından dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tapu iptalini talep ettiği ipotekli dava konusu taşınmaz üzerinde … bank A.Ş. Lehine tesis olan 1.750.000,00TLşirketi lehine tesis olan ipotek limiti ise 53.621,00EURO olduğu iş bu davanın bu ipotek limitleri esas alınmak kaydıyla harca esas değeri üzerinden harç ikmali yapılması gerektiğini, davacı ile müvekkil şirket arasında herhangi bir tüketici işlemi başkaca sözleşmesel bir ilişki mevcut olmadığından müvekkil şirkete karşı açılması mesnetsiz olduğu, husumet itirazlarının olduğunu, müvekkil şirket ile diğer davalı … arasında Finansal kurumlar birliğince finansal kiralama sözleşmeleri akdedildiği, sözleşmelerin teminatını teşkil etmek üzere dava konusu taşınmazın yer aldığı taşınmazlar üzerine ipotek tesis edildiği, ipotek tesis edilen taşınmazın tapu kayıtlarında davacı ile davalı … arasındaki ilişkiye dair herhangi bir şerh bulunmadığından müvekkil şirketin bu durumu bilmesinin mümkün olmadığını, resmi şekil şartına aykırı şekilde adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının ipoteğe yönelik haksız taleplerini oluşturan olay ile müvekkil şirket arasında herhangi bir kredi ilişkisi ve illiyet bağının bulunmadığını açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf haciz ve ipoteklerin fekki hususunda dava edilmesi gerekin tarafın kendileri olmadığını, müvekkili şirket tapunun devrini gerçekleştirmek amacıyla gerekli prosedürü işleterek taşınmazın tapusunu devrettiği, tapunun ipoteksiz devri hususunda müvekkil şirketin elinde herhangi bir imkan bulunmadığını, … bank A.Ş.nin müvekkil şirket tarafından ilgili taşınmazın davaı tarafa satıldığını bildiğini, ayrıca … bank A.ş.ile ikdedilen sözleşme uyarınca ipotek fekki taahhüt edildiği, buna rağmen bu aşamada diğer davalı şirket tarafından gereğinin yapılmaması haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket davacı tarafın haklarını gözeterek ve menfaatini koruyarak gerekli tüm işlemleri gerçekleştirdiği ve yükümlülüklerini yerine getirdiği sözleşmenin her aşamasını müvekkil şirket gerek yazılı gerek sözlü olarak açık bir şekilde davacı yanın bilgi ve onayına sunduğu davacı tarafın muvafakati ile sözleşme ve sair tüm anlaşmaların akdedildiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla ilk itirazları ve usule ilişkin karşı beyanları yönünde karar verilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece “…dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda, dosyanın Bakırköy Tüketici Mahkemesine açıldığı, mahkemece görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının istinaf incelemesi sonucunda yerinde görülerek, dosyanın mahkememize gönderildiği, davacı taraf ile davalı … şirketi arasında 06.04.2013 tarihinde satım sözleşmesi akdedildiği, davaya konu taşınmazın 17/02/2017 tarihinde davacı tarafa teslim edildiği, davacı tarafın ödemelere ilişkin yükümlülüklerini yerine getirdiği, davaya konu İstanbul İli Esenyurt İlçesi … Mahallesinde kayıtlı bulunan … ada .. parsel .. blok … Kat … nolu bağımsız bölümün davacı adına 06.12.2018 tarihinde tapuya kayıt ve tescil edildiği, davaya konu taşınmazın konut niteliğinde olduğu, taşınmazın tapu kaydının celbedildiği, davalıların ipotek kayıtlarının bulunduğu, ipotek kayıtlarının taraflar arasındaki satım sözleşmesinden sonraki tarihe ilişkin olduğu, davacının taşınmazın satışına ilişkin sözleşmenin yapıldığı tarihte tapu kaydına güvenerek satış sözleşmesini imzaladığı, davalı … şirketinin davacı tarafa taşınmazı hukuki ayıplı olarak teslim ettiği, davacı tarafın sözleşme tarihinden sonra tapuya şerh edilen ipotek kayıtlarından, edimlerini de yerine getirdiği dikkate alınarak sorumlu tutulamayacağı, emsal İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 2019/1736 E. 2019/1716 K. Sayılı kararı, aynı dairenin 2019/1684 E. 2019/1560 K. Sayılı kararı da dikkate alınarak davalıların savunmalarına itibar edilmediği, edimlerini yerine getiren davacının ipoteklerin kaldırılması talebinin yerinde olduğu, yargılama sırasında davalı … şirketinin alacağının diğer davalı … bank tarafından devralındığı, ancak tapu kayıtlarında herhangi bir değişiklik yapılmadığı, bu nedenle her iki davalı yönünden ipoteğin kaldırılması gerektiği”gerekçesiyle; 1-Açılan davanın kabulüne, davacı adına tapuya kayıtlı, İstanbul İli Esenyurt İlçesi … Mahallesi, … ada … parsel .. (…) blok … Kat … nolu taşınmaz üzerinde, davalı … Anonim Şirketi İle davalı … bank T.A.Ş lehlerine diğer davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine 06.04.2013- 11.02.2020 tarihleri arasında yapılan ipotek kayıtlarının FEKKİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … bank T.A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında müvekkili … bank T.A.Ş. adına tescil edilen ipoteğin fekkine ilişkin hiç bir gerekçe yer almadığını, zahiri gerekçeli karar niteliğinde olduğunu, yerel mahkeme tarafından emsal alınan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 2019/1736 E. 2019/1716 k. sayılı kararı, aynı dairenin 2019/1684 e. 2019/1560 k. sayılı kararlarının hükme esas alınması mümkün olmadığını, kararlarda esasa dair herhangi bir inceleme yapılmasığı gibi kararlar henüz kesinleşmemiş olup Yargıtay nezdinde incelemelere devam edildiğini, yerel mahke tarafından bilgi ve belgeler üzerinde gerekli incelemeler yapılmamış defter ve kayıtlar incelenmemiş bilirkişi incelemesi dahi yapılmadasn eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, müvekkili banka … arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde balğı kredi ilişkisi bulunduğu kabul edileceğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü doğmadığını, dava konusu taşınmaz; üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devir alındığını, adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince müvekkili banka lehine tesis ve tescil edilen ipoteğin fekkine karar verilemeyeceğini, müvekkili banka lehine tesis ve tescil edilen ipoteğin, taşınmazın satışının taahhüt edilmesinden önce veya sonra tesis edilmesinin, ipotek hakkı açısından etkisi bulunmadığını, müvekkili banka taraflar arasında akdedilen harici satış sözleşmesini bilmediği gibi bilebilecek durumda da olmadığını, diğer davalının bankaya sunulan mali verilerinde, dava konusu taşınmazın satıldığına dair bilginin olmadığını, uyuşmazlığa konu taşınmaz bakımından ifa imkansızlığı mevcut olup davacının taleplerinin reddi gerektiğini, yargılama esnasında diğer davalı … A.ş’ye ait ipotek hakkı müvekkili bankaya devredilmiş olup davacıya hmk 125.madde gereği seçimlik hakları dahi sorulmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, buna göre de yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, yerel mahekeme tarafından verilen konusu ve davalıları aynı olan bir diğer kararında müvekkili banka lehine karar verildiğini, kararın ve işbu diğer dosyasında alınan hukukçu bilirkişinin de görüş bildirdiği bilirkişi raporu haklılığı ortaya koyduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin müvekkili banka ipotek haklarını ortadan kaldıran kısmı ile ilgili usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasını, yeniden hüküm tesis edilerek davacı tarafın bu yöndeki haksız taleplerinin reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararı gerekçeden yoksun olduğunu, yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararda bahsi geçen ve karara emsal alınan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 2019/1736 e. 2019/1716 k. sayılı kararı, aynı dairenin 2019/1684 e. 2019/1560 k. sayılı kararları henüz kesinleşmemiş dahi olup hükme esas alınması mümkün olmadığını, müvekkili şirket dava konusu taşınmaz üzerine davalı … ile aralarında imzalanmış finansal kiralama sözleşmelerinin teminatını teşkil etmek üzere ve tapu kaydına güvenerek usul ve hukuka uygun şekilde ipotek tesis etmiş olup söz konusu teminatlara güvenerek davalı …’ya finansman sağladığını, kimse kendi kusuruna dayanmak suretiyle hak ve menfaat elde edemeyeceğini, bu noktada hem davacının hem diğer davalı … nın kendi kusuru dolayısıyla müvekkili şirkete sorumluluk ve kusur izafe etmesi kabul edilemeyeceğini, kaldı ki müvekkili şirketin, davacı ile davalı … arasındaki hukuki ilişkiyi bilmesi ya da bilebilecek duruma olması mümkün olmadığını, müvekkili şirket lehine tescil edilen ipotek ayni bir hak olup taşınmazın satışının taahhüt edilmesinden önce veya sonra tesis edilmesinin, ipotek hakkı açısından etkisi bulunmadığını, davacının ipoteğe yönelik haksız taleplerini oluşturan olay ile müvekkil şirket arasında herhangi bir kredi ilişkisi ve illiyet bağı bulunmadığını, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını, yerel mahkemenin müvekkili şirketin ipotek haklarını ortadan kaldıran kısmı ile ilgili usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasını, yeniden hüküm tesis edilerek davacı tarafın bu yöndeki haksız taleplerinin reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tapu kaydı, konut satım sözleşmesi ve ekleri, Bakırköy …İcra Dairesinin … iflas sayılı dosyasından davalı ……AŞ.’nın iflasına karar verildiği ve tasfiye işlemlerine başlanıldığını bildirir yazı, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız kötüniyetli ve yasal dayanaktan yoksun ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 191 ve 192. maddeleri uyarınca iflas açıldıktan sonra müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması müflisin iflas masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil iflas idaresine aittir.İflastan önce müflisin açmış olduğu davalarda iflas idaresinin bu davayı takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını, müflis aleyhine açılan davalarda ise dava konusu alacağın kabul edilip edilmeyeceğini tespit edebilmek için, öncelikle iflas organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle Kanun, müflisin taraf bulunduğu hukuk davalarının, iflasın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir (İİK md. 194). Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra duran hukuk davalarına devam edilebilir (md. 194/1). Davaların durduğu bu süre içerisinde iflas idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Müflisin davacı olduğu davalarda, iflas idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davacı olarak iflas idaresi tarafından devam edilir. İflas idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa, masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde, o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir (md. 245). İflastan önce müflis aleyhine açılmış olan davalarda iflas idaresi, dava konusu alacak iddiasının masaya kaydı için tayin olunan müddet bittikten sonra dava konusu iddiayı tahkik ve tetkik eder ve icabına göre kabul veya ret kararı verir (md.230). İkinci alacaklılar toplantısında belirtilen alacak miktarının iflas masasına kabul edilmesi halinde dava konusuz kalacağından mahkemece karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi; alacağın masaya kabul edilmemesi halinde ise açılmış olan davaya kayıt kabul davası olarak devam edilmesi gerekir. Dosya içerisinde mevcut Bakırköy …İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasından 31/05/2021 tarihli yazısından açıkça anlaşıldığı üzere karardan sonra Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/03/2021 tarih ve 2020/917 esas sayılı kararı ile …….AŞ.nin 30/03/2021 günü saat:14:24 itibariyle iflasına karar verilmiş olup tasfiye işlemlerine başlanıldığı bildirmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı … bank TAŞ. vekili ile davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurularının kamu düzenine aykırılık yönünden ayrı ayrı kabulü ile İDM kararının kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararı doğrultusunda yargılamanın 2. alacaklılar toplantısının yapılmasına kadar durması ile sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin HMK 353/1-a-6 madde uyarınca kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı … bank TAŞ.vekili ile davalı … AŞ.vekilinin istinaf başvurularının kamu düzenine aykırılık yönünden 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi gereğince ayrı ayrı KABULÜNE,2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2021 tarih, 2020/640 esas, 2021/265 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davalı … bank TAŞ. ve davalı … AŞ. tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde yatıranlara iadesine,6-İstinaf talebinde bulunan davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına,7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendilerini vekille temsil ettiren istinaf talebinde bulunan davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/04/2023