Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/2488 E. 2021/2115 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2488
KARAR NO: 2021/2115
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/167 Esas-Derdest
DAVANIN KONUSU: Vefa Hakkının Hükümsüzlüğüne Yolsuz Tescilin Terkinine, Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı, davacı şirkete kullandırdığı krediler için, mülkiyeti diğer davacıya ait 5 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın … payına ipotek koydurduğu gibi bununla yetinmediğini birtakım hile ve desiselerle (hukuken geçersiz) bir vefa hakkı sözleşmesi ile taşınmazın mülkiyetini de ele geçirdiğini, taşınmaz üzerinde tesis edilen İpotek davacı şirketin, kullanacağı kredi ticari kredinin teminatı, diğer bir ifade ileüst limit ipoteği olduğunu, davalı önce taşınmaz üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi sürecini başlatırken, aynı alacak için bir de ilamsız takip yaptığını, davacılar, mükerrer takip, taşkın haciz ve bankaya teminat olarak verdikleri (ikametgah olarak kullandıkları) ipotekli taşınmazın cebri icra yolu ile satılacağı tehdidi ile karşı karşıya kalınca, şirket sahibinin eşi olan tapu maliki müvekkili, gerçek borç miktarını bile müzakere etme imkanı bulamadan (müzakere edildiğinin ispat yükü davalı üzerindedir.), kendisine ait ve ipotekle yükümlü olan yukarıda bahsi geçen taşınmazın mülkiyetini, 27.03.2019 tarihli yok hükmündeki (hukuken geçersiz) adi yazılı vefa hakkı sözleşmesi ile, baskı altında davalı bankaya devretmek zorunda kaldığını, sözleşmenin tümüyle tek taraflı olarak hazırlandığını, resmi şekil kurallarına aykırı olduğunu, sözleşme müzakere edilmediğinden, şaşırtıcı hükümler ihtiva ettiğini, faiz oranın da fahiş olduğunu, işlemler taşınmaz malikini sömürme amacı taşımadığını, davalı bankanın uyguladığı yöntemler tefeciliği çağrıştırdığını, kamu düzeni kurallarının ihlal edildiğini, davalı adına gerçekleşen tescil yolsuz olduğunu, davalı sebepsiz zenginleşmenin peşin olduğunu, kanuna karşı hile yapıldığını, davalının yöntemleri Bankacılık kurallarına aykırı olduğunu, davanın, yolsuz tescilin terkini ve menfi tespit (satılması halinde piyasa rayiç değeri üzerinden istirdat) davası olduğundan, gerçek borcun miktarının tespiti ise yargılamayı gerektirdiğinden, davayı (…md.107 gereğince) belirsiz alacak davası olarak açtığını, gerçek tutar bilirkişi raporları ile netleşeceğinden, bakiye harcı, süresi içerisinde mahkeme veznesine yatıracağını, öncelikle ve ivedilikle ve dosya üzerinden,tensip kararı ile, İstanbul ili, Kartal ilçesi, … mah. … pafta, … (…) ada, … parsel sayılı taşınmazın … payı üzerine, (taşınmazı değerinin altında bir fiyata satması halinde, davalı da dahil olmak üzere) tüm tarafların ve iyiniyetli üçüncü kişilerin zarara uğramaması için, hüküm kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere, dava tarihi itibariyle gerçek borç miktarının bilirkişi incelemesi yaptırılarak tespiti, ile bu tutarın davalıya ödenmesi şartı ile ve birlikte ifa suretiyle, vefa hakkı sözleşmesinin hükümsüzlüğüne, sebepten yoksun hale gelen yolsuz tescilin terkinine, tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı tapu maliki adına tashihen tesciline, kanuna aykırı vefa hakkı sözleşmesinin hükümsüz ve geçersiz olduğunun tespitine, geçersiz sözleşmede belirlenen faiz oranı da geçersiz olacağından, borç miktarına uygulanacak faiz oranının yasal sınırlar üzerinden hesaplanmasına, davanın açıldığı tarihe kadar taşınmaz satılmak suretiyle el değiştirmişse, yargılama sonucunda davalının alacağının tespiti ile, taşınmazın serbest piyasa alım-satım değerinden gerçek borç tutarı düşüldükten sonra, artan ve tapu malikine iadesi gereken tutarın, dava tarihinden itibaren ticari temerrüd faizi ile davalıdan tahsili ile tapu malikine ödenmesine, yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmamış olması nedeniyle dava şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine, dava ile fekki istenen toplam ipotek bedeli üzerinden harç bedelinin yatırılmamış olduğu ve tapu iptali ile tescili istenen dava konusu taşınmazın tapu ve sözleşme ile belirli değeri dikkate alındığında eksik ödenen harç tamamlanmaksızın davanın görülmesi mümkün olmadığından öncelikle anılan eksikliğin giderilmesine, zamanaşımına uğrayan davanın bu yönden reddine, işbu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davanın usul ve esas yönünden reddine, davacı tarafın tedbir taleplerinin reddine, haksız ve kötü niyetli açılan iş davada davacı yanın aleyhine HMK 329/2 uyarınca disiplin para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARININ ÖZETİ: Davacılar vekili 25/04/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebi konulu dilekçe ile henüz ihale işlemleri kesinleşmemişken, borç tutarı olan 1.792.484.83.-TL üzerinden, mümkünse teminatsız (zira taşınmaz değeri banka alacağından oldukça yüksektir.), değilse %10 teminat (teminat mektubu) karşılığında, dava konusu taşınmazın satışının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmemiş, ihtiyati tedbir istemine ilişkin karar verilmemiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kötüniyeti açık, basiretli bir tacir gibi hareket etmeyen davalı bankayı zarara uğratmayan sadece art niyetli kişilerin iyiniyet iddiasında bulunmasını ortadan kaldırmaya matuf, TMK.md.1011 maddesi gereğince taşınmazın kaydına davalıdır şerhi işlendiği halde, bilemedikleri sebeplerle bu şerhi kaldırmak yerine, müvekkilinin halihazırda temin etmiş olduğu nakit ile borcunu ödeyebilmesi için (Bu yöntemle dava da konusuz kalacağından, T.C.Anayasası md. 141, …md.30 usul ekonomisi ilkesi gereğince) bir fırsat verilmesi, taşınmaz üzerine teminatlı yada teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulması talebinin suskun geçiştirilmesinin zımni bir red olarak kabulü ile kaldırılmasını, mümkünse yerel mahkeme yerine geçilerek taşınmaz üzerine, henüz satış gerçekleşmeden ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tapu kaydı, resmi senet ve ekleri, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vefa hakkının hükümsüzlüğüne yolsuz tescilin terkinine, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 22/07/2020 tarih ve 7251 Sayılı Yasanın 34.maddesi ile değişik 341/1 maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. 6100 sayılı HMK’nun ihtiyati tedbir talebi başlıklı 390-(1.) maddesinde “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.” hükmü mevcuttur. Davacılar vekili 25/04/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebi konulu dilekçe ile ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmemiş, ihtiyati tedbir istemi hakkında bir karar verilmemiş, davacılar vekili istinaf dilekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin suskun geçiştirilmesinin zımni ret olarak kabulü ile kaldırılmasını, mümkünse yerel mahkeme yerine geçilerek taşınmaz üzerine, henüz satış gerçekleşmeden ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İDM’ce davacılar vekilinin ihtiyati tedbir istemi değerlendirilmediğinden, olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmediğinden ortada istinaf kanun yoluna tabi bir karar bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebi hakkında yerel mahkemece HMK’nun 341/1.maddesi gereğince verilmiş istinaf kanun yolu açık bir ara karar bulunmadığından görevli mahkemece davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmesi gerekirken ortada istinaf incelemesine tabi bir karar bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvuru talebinin usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE, 2-Davacılar tarafından yatırılan 60,00 TL istinaf nispi karar harcının istem halinde davacılara iadesine, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/09/2021