Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1676 E. 2021/1607 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1676
KARAR NO: 2021/1607
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2020
NUMARASI: 2020/626 Esas – 2020/722 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili … Ltd. Şti’i, ile yüklenici firma … İnşaat A.Ş ve arsa sahipleri …, … arasında arasında, Esenyurt … adlı projeden 1 (bir) adet bağımsız bölümün satışı hususunda anlaşma sağlandığını ve taraflar arasında davanın konusunu oluşturan ve davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Mah. … Ada, … Parselde kayıtlı … Kat, … no.lu bağımsız bölümün 512.500,00 TL’ye satışı hususunda 19.04.2016 tarihli “… Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi-Kredisiz Satış” başlıklı adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini ve davacı müvekkilinin satış bedelinin tamamını davalı … İnşaat A.Ş’ye ödenmişse de yüklenici … İnşaat A.Ş firması ve arsa sahipleri sözleşmenin “Teslim Süresi ve Şekli” başlıklı 4. Maddesinde taahhüt edilen 30.03.2018 tarihli teslim yükümlülüğünü yerine getiremeyerek müvekkil şirketin mağduriyetine neden olduğunu belirterek 61 no.lu bağımsız bölümün 3. Kişilere devrinin ve satışının önlenmesi için İstanbul Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/21 D. İş sayılı dosyası ile verilen teminatsız ihtiyati tedbirin yargılama sonuna kadar devamına, dava konusu gayrimenkulün davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle müvekkilim adına tüm hacizlerden ve takyidatlardan ari bir şekilde kayıt ve tesciline, tapu iptal ve tescil mümkün olmadığı takdirde davaya konu edilen gayrimenkulun bilirkişi tarafından belirlenecek rayiç bedelin (şimdilik 512.500,00 tl fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla) ve 6100 sayılı yasanın 107. maddesi uyarınca belirlendiğinde arttırılmak üzere mahrum kalınan şimdilik 1000 tl kira kaybı(tazminat)’nın faizi ile birlikte tarafına iadesine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini vekil olarak talep ve dava etmiştir. Davalı şahıslar vekili cevap dilekçesinde özetle; Görev itirazı ile esas yönden itirazlarının da sözleşmeyi diğer davalı şirket ile yaptıklarını davacılara karşı sorumluluklarının olmadığını ve sözleşmede de imzaları bulunmadığından kendileri yönü itibariyle davanın reddini talep ettiği görüldü. … İnşaat Aş vekilinin dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “…sözleşmeye konu taşınmazın daire niteliğinde konut olduğu, davacının dava dilekçesinde taşınmazı konut amaçlı kullanmak üzere satın aldığını beyan ettiği, aynı şekilde davacı vekilinin duruşmadaki beyanında bu hususu teyit ettiği, bu itibarla davacının “tüketici” olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine ait olup Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin hatalı gerekçe ile davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu yönündeki görevsizlik kararı hatalıdır. Bu açıklamalar ışığında; davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, yargılama yapma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemesinde olması sebebiyle dosyanın Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İDM’ce verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu 61 nolu bağımsız bölümün davacı adına tescili ile ödenen bedelin iadesine yönelik terditli olarak işbu davanın ikame edildiğini, davacı ticaret şirketi olup faaliyet alanı göz önüne alındığında projeden henüz lansman aşamasında bağımsız bölüm satın almasının ticari veya mesleki amaçla hareket ettiğine karine teşkil ettiğini, bu minvalde somut olayın özelliğine göre davacının hangi sıfat ve saikle hareket ettiğinin önem arz ettiğini, davacının tüketici sıfatıyla şahsi ihtiyacı mesnetiyle hareket ettiği iddia ve beyanında da bulunmadığını, ticari işten kaynaklı davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının taşınmazı şahsi kullanım için aldıklarını beyan ettiklerini, işbu beyanın iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı olup bu yönü ile itiraz etmekle beraber; her şeyden önce davacının basiretli bir tacir olduğunun gözetilmesi gerektiğini, taşınmazın şirketin konut ihtiyacı amacıyla alındığının davacı tarafça da ifade edildiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurularının kabulü ile İDM kararının kaldırılmasına, aynı davada 2 kez görevsizlik kararı verilmesi üzerine incelenemeyen cebri icrayı engeller nitelikteki tedbirin usul ve yasaya aykırı olduğu, 02.10.2020 tarihli itiraz dilekçelerine ve benzer mahiyetteki itirazları üzerine hiçbir karar verilmediği gözetilerek itirazlarının aynen tekrarla talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenici temlikine dayalı tüm takyidatlardan ari tapu iptali ve tescil, terditli olarak rayiç bedel tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafça dava Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/350 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılarak açılmış olup mahkemece 26/02/2019 gün 2018/350 Esas 2019/65 Karar sayılı karar ile alıcı davacının şirket olup şirket adına taşınmaz aldığından davacının ticari nitelikte olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiş, istinaf incelemesi için dosya dairemize gönderilmiş, inceleme sonunda 27/06/2019 gün 2019/1103 Esas 2019/1169 Karar sayılı karar ile davacının taşınmazı satın alma amacının araştırılarak nihai amaca göre görev hususunun belirlenmesi gerektiğinden bahisle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, dosya mahkemenin 2019/350 Esas sırasına kaydı yapılmış, 23/01/2020 tarihli duruşmada davacı vekili dava konusu taşınmazın konut olarak kullanılmak amacı ile şirket yetkilisine tahsis edildiğini belirterek davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu beyan etmiş, mahkemece 23/01/2020 gün 2019/350 Esas 2020/23 Karar sayılı karar ile davacı taşınmazın şirket yetkilisine konut amaçlı tahsisi için alındığı yönündeki beyanına tapu kayıtları ve taşınmazın davalılar adına paylı olarak kayıtlı olduğu hususu dikkate alınarak itibar edilmediği gerekçesi ile taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olmadığından bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyaya bakmakta görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar vermiştir. Görevsizlik kararı üzerine dosya Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/626 Esas sırasına kaydı yapılmış, mahkemece 26/11/2020 tarih 2020/626 Esas 2020/722 Karar sayılı karar ile taşınmazın konut niteliğinde olup davacı tarafça konut amaçlı kullanılmak üzere satın alındığı yönündeki beyanı karşısında davaya bakmakta görevli mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemeleri olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, yüklenici temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, terditli olarak bedel iadesi ve mahrum kalınan kira kaybı istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Davacı şirket vekili dava dilekçesinde de dava konusu taşınmazın konut satım sözleşmesiyle ticari amaç güdülmeden şirket yetkilisi …’ün konut ihtiyacı için satın alındığını ve onun kullanımında olduğunu belirtilerek iş bu davayı açmıştır. Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Dava konusu somut olayda; davacı şirket ile davalı … A.Ş. arasında dava konusu konut niteliğindeki taşınmaza ilişkin konut satım sözlemesi imzalandığı, dava konusu taşınmazın konut niteliğinde olduğu, davacı şirket vekilinin duruşmadaki beyanında taşınmazın konut olarak kullanılmak amacıyla şirket yetkilisine tahsis edildiğini belirtmiştir. Tüzel kişilerin lojman, konut ya da başka amaçla kullanılmak üzere mal satın aldıklarında tüketici sayılmalarının önünde yasal ve hukuki bir engel bulunmadığı, tüzel kişilerin de 6502 Sayılı Yasa kapsamında tüketici olabileceği, davacının iddialarının aksine dosyada bu aşamada kanıtta bulunmadığı anlaşılmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Her ne kadar davanın her iki tarafı da tüzel kişiliğe sahip ticari şirket ve tacir ise de bir işin ticari iş olmasının bu konudaki uyuşmazlığın da ticaret mahkemesinde görülmesine yeterli olmadığı, davacı vekilinin duruşmadaki beyanında açıkça dava konusu taşınmazın konut olarak kullanılmak amacı ile şirket yetkilisine tahsis edildiğinin belirtildiği, taşınmazın konut niteliği ile tapuya kayıtlı olduğu, yukarıdaki açıklamalar ışığında davaya bakmakta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu ve İDM’nin davaya bakmakta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu yönündeki tespitinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı … mirasçıları ile davalı … vekilinin davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu yönündeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Arsa sahibi davalılar vekili taşınmazın cebri icra yoluyla satışa ilişkin verilen ihtiyati tedbir kapsamının daraltılarak sadece davada taraf olarak yer alan davalılara ilişkin cebri icra yoluyla taşınmazın tedbiren durdurulmasını talep etmiş ise de tedbir hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesi gerekeceğinden bu hususta istinaf incelemesi yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı … mirasçıları ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353-1/b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2020 tarih ve 2020/626 Esas 2020/722 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … mirasçıları ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 istinaf maktu karar ve ilam harcı davalı … mirasçıları ile davalı … tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı … mirasçıları ile davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/06/2021