Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1566 E. 2021/1381 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1566
KARAR NO: 2021/1381
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2021
NUMARASI: 2019/521 Esas – 2021/259 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu olan ve davalılardan … A.Ş. adına kayıtlı bulunan İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, … Köyünde kain, tapuda … ada, … parsel Toskana Vadisi Faz III Projesi 2.Etap Tip … Villa … No’lu villa niteliğinde bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkilşirket adına tesciline, tapu İptali ve Tescil Talebimizin hukuken mümkün olmaması durumunda İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, … Köyünde kain, tapuda … ada, … parsel Toskana Vadisi Faz III Projesi 2.Etap Tip … Villa … No’lu villa niteliğinde bağımsız bölüm denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncellenmiş değerinin tespiti yönünden uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenecek olan tazminatın, (rayiç değerden az olmamak kaydı ile) dava tarihinden başlamak üzere en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin diğer davalı … A. Ş ile yapmış olduğu sözleşme çerçevesinde davacı … Ltd. Şti.ne İstanbul İli Büyükçekmece İlçesi, … Köyünde kain, tapuda … Ada, … parsel olarak kayıtlı Villa niteliğinde olan … bağımsız bölümü sattığını, yer teslimini de davacıya yaptığını, ancak diğer davalı … A.Ş’nin yarattığı haksız ve mesnetsiz muaraza nedeni ile tapu devir işlemini gerçekleştiremediğini, müvekkili şirketin Toskana Vadisi 3 Faz olarak tanımlanan etaplarda satışa başlamadan evvel; diğer davalı … A. Ş ile 28.01.2013 tarihinde Niyet Mektubu ve toplantı tutanağını imzalayarak İstanbul İli Büyükçekmece İlçesi, … Köyünde kaim, tapuda … ada, … parsel sayısında kayıtlı daha evvel kat irtifakı kurulmuş taşınmaz üzerinde proje geliştirmek için mutabakata vardıklarını, akabinde müvekkilinin İstanbul İli Büyükçekmece İlçesi, … Köyünde kaim, tapuda … ada, … parsel sayısında kayıtlı taşınmazda 187 adet villanın yapılması ve satışı için diğer davalı diğer davalı … A. Ş ile hasılat paylaşımı esasına dayalı Kadıköy … Noterliğinin 19.06.2014 tarih … yevmiye numarası ile “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” imzalandığını, 19.06.2014 tarihli ana sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkili şirket ile diğer davalı … bu defa Kadıköy … Noterliğinin 23.10.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ek sözleşmeyi düzenlediklerini, ilk ana sözleşmenin imzalanmasından sonra satış ve pazarlama konusundaki yetki de sözleşmeler ile müvekkili şirkete verildiğinden müvekkili ve diğer davalı … A.Ş. projenin lasmanını yani tanıtımının proje ortaklığı olarak birlikte yapıldığını, diğer davalı … Şirketi ile müvekkili şirket Arıkan tarafından yapılan sözleşmeler ve projenin tanıtımının birlikte yapılması sonrasında bu sözleşmeler kapsamında ve bu sözleşmelere dayalı müvekkili şirketin satış yetkisi uyarınca Müvekkili şirket davacı … ile, İstanbul İli Büyükçekmece İlçesi, … Köyünde kaim, tapuda … ada, … Parsel olarak kayıtlı villa niteliğinde olan … bağımsız bölüm numaralı taşınmazın satışı ile ilgili olarak “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşme “sini imzaladıklarını ve anılan … nolu bağımsız bölüm davacıya teslim ettiğini, davacıya müvekkili şirketin satışı yapmış olmasına ve inşaatı tamamlayıp yer teslimini de gerçekleştirmiş olmasına rağmen, davacı şirkete tapu devir ve tescil işleminin gerçekleştirememesin nedeni diğer davalı … A.Ş. tarafından yaratılan haksız ve mesnetsiz muaraza olup; bu konuda diğer davalı … A. Şnin yarattığı haksız ve mesnetsiz muarazanın giderilmesi için müvekkil şirket tarafından diğer davalı … aleyhine dava açıldığını, davacıya satılan yerin tapusu halen diğer davalı … A.Ş.nin üzerinde olup esasında davacı şirkete tapu devrinin yapılması gerektiğini, söz konusu talepleri diğer davalı …ın yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklandığından sorumluluğun diğer davalıda olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin gelir paylaşımlı kat karşılığı inşaat sözleşmesi esaslarına göre düzenlenmiş karma nitelikte olmakla birlikte, adi ortaklık unsuru öne çıkan bir sözleşme olduğunu, sözleşme konusu ile ilgili tarafların hak ve yükümlülükleri belirlenirken adi ortaklık hükümleri çerçevesinde bakılması gerektiğini, şirketin huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, müvekkili aleyhine ileri sürülen davacı taleplerinin müvekkil şirket yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkiline karşı maddi hukuka dayalı hiçbir alacağının ve talep hakkının bulunmadığını, müvekkilinin “davalı sıfatının” bulunmadığı ve müvekkili … A.Ş. aleyhine tescil veya tazminata karar verilmesinin hukuken mümkün bulunmadığını, davacı ile diğer davalı … A.Ş.arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan, arsa maliki müvekkili aleyhine cebrî tescil veya tazminat talebini içeren bir dava açılması hukuken mümkün bulunmayıp, müvekkilinin davalı sıfatı bulunmadığını, sözleşmenin, hiçbir şekilde adi ortaklık sözleşmesi niteliğinde olmadığını, müvekkili ile davalı … arasında bir adi ortaklık sözleşmesi yapma ve müşterek gayeye birlikte ulaşma konusunda ortak irade mevcut olmadığını, müvekkiline ait arsa üzerinde fuzuli şâgil konumunda bulunan davacıya karşı tüm yasal haklarımız saklı olmak üzere öncelikle husumet açısından ve müvekkiline karşı davacının herhangi bir maddî hakkının da bulunmaması nedeniyle haksız ve hukukî temelden yoksun nitelikteki davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece “…Tüm dosya kapsamından; somut uyuşmazlık 6502 sayılı Kanunun 3.maddesine göre tüketici işlemi veya tüketiciye yönelik uygulamalardan doğmuş olup, aynı kanunun 73.maddesi gereği davaya bakmak görevi tüketici mahkemesine aittir. Davanın açıldığı tarih itibarı ile 6502 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir .(İstanbul 9.BAM 2018/2349 Esas, 2018/939 Karar ilamı, İstanbul BAM 7.Hukuk Dairesinin 2020/183 Esas, 2020/269 Karar sayılı kararı ile 2020/356 Esas, 2020/633 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.) HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115.maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İDM’nin davacı tüzel kişi tacirin TTK md.19 ve TKHK md.3 uyarınca bilimsel esaslar ve yerleşik içtihatlar çerçevesinde hiçbir şekilde tüketici sayılamayacağı gerçeğine rağmen dosyada verdiği açıkça hukuka aykırı görevsizlik kararı uyarınca Tüketici Mahkemelerini görevli mahkeme olarak belirlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İDM kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölümün tapu iptali ve tescil, terditli olarak da ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre tahsili istemine yöneliktir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 4077 sayılı Kanunun 3.maddesinin ilk şeklinde “mal” kavramı “ticaret konusu taşınır eşya” olarak tanımlanmışken 4822 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle bu tanım genişletilmiş; diğer unsurlar yanında ” alış-verişe konu olan konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da mal kavramına dahil edilerek, bunlar da tüketici hukukunun kapsam ve koruması altına alınmıştır.
Eş söyleyişle, 4822 sayılı Kanunla, tüketicinin korunacağı alanlar genişletilerek; konut ve tatil amaçlı taşınmazlar da bu Kanun uygulamasında mal olarak kabul edilmiştir. Kanunun uygulanabilmesi için bu taşınmazların satıcısının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında bu malı sunuyor olması ve alıcının da bunları konut amacıyla satın alması gerekli ve yeterlidir. Kanunda konutun tamamlanmış olup olmadığı yönünden bir ayırıma gidilmemiş; konut amaçlı taşınmaz mal ifadesiyle kullanım amacının konut olması yeterli bulunmuştur. O halde, 4822 sayılı Kanunla konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/c maddesinin kapsamına alındığından, tüketici hukuku hükümleri kapsamında ve onun koruması altında olduğu kabul edilmelidir. 6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin satıcı olması gerekir. Somut olayda; davacı ile … A.Ş. arasında 18/03/2015 tarihli Taşeron Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede satışa konu taşınmaz bilgilerinde taşınmazın villa niteliğinde olduğu, sözleşme içeriğinde taşınmazdan konut olarak bahsedildiği, bu haliyle sözleşmeye konu taşınmazın villa niteliğinde konut olduğu, davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde taşınmazı satın alma amacına konut olarak kullanma amacını beyan ettiği, dava dilekçesinde taşınmazı ticari ya da mesleki amaçla satın aldığı yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığı, bu itibarla davacının “tüketici” olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine ait olup İDM’nin davaya bakmakta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesi ile vermiş olduğu görevsizlik kararı yerinde olup davalı … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekir. İlk derece mahkemesince reddediliş sebeplerinin gerekçeleriyle açıklandığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususa da rastlanmadığı anlaşıldığından davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan reddine kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2021 tarih ve 2019/521 Esas 2021/259 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 istinaf maktu karar ve ilam harcı davalı … A.Ş. tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/05/2021