Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/116 E. 2023/247 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/116
KARAR NO : 2023/247
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 10/03/2023
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İ D D İ A:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında İstanbul İli, Pendik İlçesi Kurtköy Mahallesinde bulunan… numaralı parselde inşa edilecek taşınmazın 442 numaralı bağımsız bölümün inşaatının teknik şartnameye uygun olarak yapılması, işin bedeli, ödeme şekli, teslim koşulları ile taraflarca uyulması gereken kurallar hususunda tarafların mutabık kalındığını ve sözleşme imzalandığını, müvekkilince sözleşmede belirtilen tarih ve miktarda müvekkili tarafından ödeme yapıldığını, sözleşmede inşaatın teslim tarihi olarak 24 aylık sürenin belirlendiğini ve bu sürenin 16/04/2017 tarihinde dolmasına rağmen söz konusu konutun halen müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkili tarafından konutun tapu tescil işleminin yapılmasının talep edildiğinde, tapu üzerinde muhatap firmanın borcundan dolayı haciz olduğu ve bu sebeple tapu tescil işleminin yapılmayacağının telefonda sözlü olarak belirtildiğini, müvekkilinin sözleşmenin 3.maddesi gereği işin tutarını muaccel hale gelen taksitlerinin tümünü eksiksiz olarak ödediğini, Kadıköy 4. Noterliği nezdinde 27/02/2018 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmek suretiyle takyidattan ari olarak tapu tescilinin yapılmasını ve cezai şartın ödenmesini talep edildiğini, ancak hiçbir işlem yapılmadığı gibi ihtarnameyede bugüne kadar cevap verilmediğini, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüyle davaya konu taşınmazın 3. Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilinin yapılmasına, tapu iptali ve tescil talepleri uygun görülmezse müvekkili tarafından ödenen bedelin ticari faizi ile birlikte günümüz değerlerine güncellenerek ve değiştirilerek davalıdan tahsiline, cezai şartın davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılırken dava değeri olarak 15.000,00-TL gösterildiğini ve eksik harç yatırıldığını, dava değerinin 212.000,00-TL olduğunu, eksik harcın tamamlatılmasını aksi halde davanın esasa girilmeden usulden reddinin gerektiğini, taşınmaz üzerine konulan davalıdır şerhinin hukuka aykırı olduğunu, davalıdır şerhinin kaldırılmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin teslimde gecikmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığının, sözleşmeden dönülerek ödenen bedelin iadesi talebi ile cezai şart talebi birbiri ile çeliştiğini, bu iki hususun hukuken bir arada talep edilemeyeceğini, usul ve yasaya aykırı olan davalıdır şerhinin kaldırılmasını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Yerel mahkemece “…Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve yukarıda özetlenen bilirkişi incelemeleriyle; davacı ile davalı arasında … Grand Palas Konut Satış Sözleşmesi’nin 16/04/2012 tarihinde imzalanmış olduğu, sözleşmede satış bedelinin KDV hariç 212.000,00-TL olarak belirlendiği ve ödemelerin nasıl yapılacağının ayrıntılı olarak düzenlenmiş olduğu, davacının sözleşmede belirlendiği şekliyle tüm ödemeleri gerçekleştirdiği, sözleşmenin 4.1.maddesine göre teslim tarihinin sözleşmesin imzalanmasından itibaren 24 ay olarak gösterilmesine ve buna göre konut tesliminin 16/04/2014 tarihine kadar yapılmasının gerekmesine rağmen konutun davacıya teslimi ile tapu devrinin dava tarihi itibariyle gerçekleştirilmediği, davacının sözleşmede gösterilen bedeli (212.000,00-TL) eksiksiz olarak ödemiş olduğu ve defterlerinde bu miktarın davalıdan alacak olarak göründüğü, davalı defterlerinde davacı ödemelerinin aynı şekilde kayıtlı olduğu ve tarafların bu konuda mutabık oldukları, ancak davalının düzenlemiş olduğu “…Grand Palas Projesi 442 nolu daire bedeli” açıklamasıyla toplam 214.120,00-TL tutarlı 2 faturanın davacı defterlerinde yer almadığı, dairenin teslim edilmemiş olması karşısında bu faturaların içeriği mal veya hizmetin karşı tarafa verilmemiş olması nedeniyle davalının bu fatura bedellerini talep edemeyeceği, tüm bu hususlar gözetildiğinde davacının bedelini ödemiş olduğu konutu teslim alamaması karşısında sözleşmeden dönerek ödemiş olduğu bedeli talep edebileceği, davacının hacizden ve ipotekten arındırılmış tapu iptal ve tescil isteminin yerinde olmaması nedeniyle davacının terditli taleplerinden bedel iadesi talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davacının sözleşmeden dönmüş olması karşısında ayrıca sözleşmeye dayalı olarak cezai şart istemi yerinde görülmemiş, her ne kadar dava dilekçesinde böyle bir alacak isteminden bahsedilmiş ise de, bu konuda değeri gösterilerek harçlandırılmış bir miktar söz konusu olmadığından bu konuda ayrıca ret kararı verilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının terditli taleplerinden ödenen bedelin iadesi talebinin kabulü ile, 212.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili davalı firma arasında taşınmaz devri nedeniyle ihtilaf oluştuğunu, müvekkili tarafından davacı ile anlaşıldığı üzere İstanbul ili, Pendik ilçesi, Kurtköy Mahallesi,… Parselde yer alan 442 numaralı taşınmazın devri hususunda taraflar bedel karşılığında anlaştıklarını ve adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesini imzaladıklarını, sözleşmenin geçerli olarak kabul edilmesi durumunda da sözleşmenin 4.3.maddesinde, “Mücbir sebeplerden ileri gelen gecikmeler, bayram ve hafta sonu tatil günleri ve şantiyede her sebeple oluşabilecek çalışılamaz günler, kamu kuruluşlarındaki gecikmeler sözleşmenin 4.1.maddesinde belirtilen süreye ayrıca ilave edilecektir.” hükmü düzenlendiğini, buna göre inşaat süresi içindeki gerek meteorolojiden tevsikli olumsuz hava koşulları ve gerekse şantiyede meydana gelen gecikmelerin ve hafta sonu tatil günlerinin ve tapudan kaynaklanan gecikmelerin de teslim süresine eklenmesi neticesinde müvekkili şirketin teslimde gecikmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, dolayısıyla dairenin tesliminde sözleşme ile kararlaştırıldığı üzere herhangi bir gecikme bulunmadığını, söz konusu taşınmaz üzerinde müvekkili firmadan kaynaklı olan veyahut olmayan bir takım 3. Şahıslarca davaya konu taşınmaz tapu kaydı üzerinde haciz şerhlerinin bulunması sebebi ile taşınmazın davacıya devri ve tesciline ilişkin hukuki imkansızlık durumunun söz konusu müvekkili firma taşınmazı her ne kadar davacı adına tescilini istese, davacı tarafça taşınmazın bu şartlarda devrini kabul etmemesi sonucu bunu gerçekleştiremediğini, ülkemizde mevcut ekonomik daralma ve kriz büyük, küçük tüm işletmeleri ve şirketleri etkisi altına aldığı gibi müvekkili firma gibi köklü firmaları da zor duruma soktuğunu, hal böyle iken müvekkili firma davacı ile yapılan sözleşme ve protokole bağlı kalarak, kararlaştırıldığı gibi taşınmazın devrini ve tescilini sağlamak maksadında olduğunu belirterek Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.10.2020 tarih ve 2018/306 E.-2020/408 K. Sayılı usul ve hukuka aykırı terditli taleplerden olan taşınmaz bedelinin iadesine ilişkin kararın kaldırılarak gecikmede müvekkili firmanın menfi bir kusuru olmadığından davanın reddine, aksi takdirde davacının terditli taleplerinden olan tapu iptal tescile karar verilmesine, dava yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tapu kaydı,
Konut Satış SözleşmesiBilirkişi raporu,
Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, konut satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tüm takyidatlardan ari tescil, olmadığı takdirde ödenen bedelin güncellenerek tazmini istemine ilişkindir.
Terditli davada davacının ilk istemi tapu iptali ve tescil olup uyuşmazlığın taşınmazın aynına yönelik olduğu kuşkusuzdur. Tapu iptali ve tescil istemli taşınmazın aynına ilişkin davalarda dava değeri dava konusu taşınmazın dava değerindeki gerçek değeridir.Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesinde “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahalenin men’i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır. Gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harç, gayrimenkulün değeri ile talep olunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz. Noksan tespit edilen değerler hakkında 30 uncu madde hükmü uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunun 32.maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı vurgulanmıştır. Aynı Yasanın 30. maddesinde ise; “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde dava 212.000 TL harca esas değer gösterilmek suretiyle açılmış, ne var ki, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle harca esas değeri keşfen saptanmadığı gibi harç da ikmal edilmeden sonuca gidilmiştir. Zira tapu iptali ve tescil istemine konu taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen belirlenecek değeri kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gereken harç yönünden önem arz ettiği gibi kanun yollarına (istinaf, temyiz) başvuruda da karar tarihi itibariyle esas alınan parasal sınırın belirlenmesi açısından da zorunlu ve gereklidir. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın başında keşif yapılarak Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle harca esas dava değerinin uzman bilirkişi aracılığıyla belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup doğru değildir. Kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil eden ve resen dikkate alınması gereken bu husus dikkate alınarak kamu düzenine aykırılık yönünden kararın kaldırılması gerekir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri incelemeksizin kamu düzenine aykırılık nedeniyle resen gözetilen sebeplerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dosyanın mahkemesine iadesine kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri incelenmeksizin kamu düzenine aykırılık yönünden davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/4. maddesi gereğince KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/09/2020 tarih, 2018/306Esas, 2020/408 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/02/2023