Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/764 E. 2020/741 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/764
KARAR NO: 2020/741
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2020
NUMARASI: 2019/645 Esas – 2020/219 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
KARAR YAZIM TARİHİ: 26/06/2020
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının uzun yıllardan beri inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir tacir olduğunu, maliki bulunduğu İstanbul ili Maltepe ilçesi … Mahallesi … Mevki … pafta, … ada, … parsel, … cilt no, … sayfa no, Kat … Daire … numaralı bağımsız bölümü davalıya sattığını, davacının, davalı ile satış sözleşmesinin görüşmeleri sırasında satış bedelinin nasıl ödeneceği konusunda anlaşarak 27.04.2018 tarihli Gayrimenkul Satış Sözleşmesini imzaladıklarını, bu sözleşmenin 2. maddesinde ödeme konusunda müvekkiline 30.10.2018 tarihli çek ile ödeme yapılacağının belirtildiğini, davalının taşınmazı bu sözleşme kapsamında ön ödemesini yapıp kalan borcu için ipotek tesis edildikten sonra davacının gayrimenkul sözleşmesi kapsamında kendisine verilen keşideci … Dış Ticaret olan, … Bankası A.Ş Batı Ataşehir Şubesi, … çek numaralı, 30.10.2018 vade tarihli 325.000 USD bedelli çekin vadesini beklediğini, müvekkilinin çekin vadesi geldiğinde muhatap bankaya ibraz ettiğini, ancak karşılığının olmadığını görünce çekin arkasını yazdırmadan davalı ile görüşerek durumu izah ettiğini, ancak çek bedelinin ödenmediğini, davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesin sunmamıştır. İDM tarafından 31/05/2019 gün 2019/230 Esas – 2019/655 Karar sayılı karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen Gayrimenkul Satış Sözleşmesinden kaynaklanan alacakla ilgili olduğu, davaya bakmakta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğundan bahisle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın davalı tarafından davaya bakmakta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olmadığından bahisle istinaf edildiği, dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gönderildiği, dairemizin 17/10/2019 gün 2019/1754 Esas 2019/1717 Karar sayılı karar ile öncelikle tarafların sıfatının belirlenmesi gerektiği, davacının yüklenici olup olmadığı, mesleki amaçla daire satışı yapan kişi olup olmadığı belirlenmeden görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile kararın kaldırılıp İDM’ne gönderilmesine karar verildiği, dairemizin gönderme kararı üzerine dosyanın İDM’nin 2019/645 Esas sırasına kaydının yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN 2019/645 ESAS SAYILI DOSYASINDAKİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece “…Somut olayda taraf avukatlarının beyanları ve dosya içeriği dikkate alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın düzenlenen gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili ipoteğin paraya çevrilmesi yönünde yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline yönelik bulunduğu, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, bu nedenle Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleşip, talep halinde dava dosyasının İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; Davacının tacir olup ünvanı ‘… – … İnşaat Taahhüt’ olduğunu, davacı tacirin iştigal sahası taşınmaz satışı yaptığını, tacir olduğunu ve ticari amaçla bu satışı yaptığını belirterek kanuna ve usule aykırı kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Tapu senedi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış bedelinin ödenmeyen bakiye kısmı için yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe davalının itirazı nedeni ile itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemenin görevli olması dava şartıdır (HMK. m.114/1-c). Dava şartları ve ilk itirazlar, ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılır (HMK. m.137/1, 139/1 ilk cümle). Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğü giren ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinin (h) bendinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşya, konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, (d) bendinde hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu, ( i ) bendinde Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) bendinde Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendinde tüketici işlemi mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesince “…Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir…” 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Somut olayda; dairemizin kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sırasında 05/02/2020 tarihli celsede davacı vekili müvekkilinin müteahhitlik yaptığı taşınmazları sattığını, bir adet konut niteliğindeki dubleks daireyi de davalıya sattığını, müvekkilinin arsayı satın alıp üzerine bina yaptığını, bunu müşterilerine sattığını, müşterilerden birinin de davalının konut olarak bu dairede halen ikamet edip konut olarak kullandığını beyan etmiştir. Davalı vekili 19/02/2020 havale tarihli dilekçesiyle müvekkilinin aile konutu olarak kullanmak üzere taşınmazı davacıdan satın aldığını ve halen ailesi ile birlikte taşınmazda ikamet ettiğini, davacı vekilinin duruşmada belirttiği şekilde tacir olduğunu, müteahhitlik yapıp yüklenici olduğunu beyan etmiştir. Davaya konu taşınmazın konut nitelikli olup davalının kişisel ihtiyaçları dışında yatırım ve gelir elde etme amaçlı olarak satın aldığı konusunda herhangi bir delil, iddia ve ispatın bulunmadığı, bu haliyle davacının tüketici konumunda olduğu, davaya bakmakta görevli mahkemenin yukarıdaki belirtilen kanuni düzenleme karşısında Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince tüm delillerin toplandığı, değerlendirilip tartışıldığı, kabul ve reddediliş sebeplerinin gerekçeleriyle açıklandığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususa da rastlanmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih ve 2019/645 Esas 2020/219 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından harç peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/06/2020