Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/2334 E. 2021/88 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2334
KARAR NO: 2021/88
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2020/243 Esas – 2020/635 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 20/09/2013 tarihinde … Konut Satış Sözleşmesi imzalandığını, … Blok … kat … nolu (Tapuda … Blok …. Kat … nolu) taşınmazın satışı konusunda anlaşıldığını, 20/09/2013 tarihli sözleşme konusu konuta ait satış bedelinin tamamen ödendiğini ve taşınmazların zilyetlerini 10/06/2016 tarihinde devraldığını, müvekkilinin daha sonra taşınmaz üzerinde davalı lehine ipotek tesis edildiğini öğrendiğini, davalının borcu sebebiyle konulmuş olan ipoteklerin taşınmazın satış bedeli ve satışa dahil olmayan diğer bedeller ödendiği halde taşınmaz üzerindeki takdiyatların kaldırılmadığını belirterek dava konusu bağımsız bölüm üzerindeki taşınmazın müvekkiline satışından sonra davalının borçları sebebiyle konulan ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … – … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın kendilerine karşı açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, … Kiralama A.Ş. tarafından konulan ipoteklerin yasal mevzuat ve sözleşmeye aykırı şekilde terkin edilmemesi nedeni ile davalı banka ile aralarında İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/256 Esas sayılı dosyasından dava açıldığını bu nedenle öncelikle davanın husumetten, bu mümkün olmadığı takdirde esastan reddini talep etmiştir. Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekili banka ile … arasında 23.09.2016 tarihli (GKS) kredi ilişkisi bulunduğunu bu nedenle 25.10.2016 tarihinde 1.dereceden ipotek tesis edildiğini, Eylül 2017 tarihinde taşınmazlar üzerinde kat irtifakı tesis edilmesi nedeni ile müvekkili banka lehine kurulan ipoteklerin bağımsız bölümler üzerine aktarıldığını, müvekkili banka ile davalı şirket arasındaki anlaşma gereğince …’nın müvekkili bankaya sağlayacağı teminatların ipotek, nakit blokaj ve satışlara konu senetlerin müvekkili bankaya devrinden, tahsil edilen bedellerinin müvekkili bankaya aktarılmasından ibaret olduğunu, kredi veren müvekkili bankanın vermiş olduğu kredinin en önemli güvencelerinden biri olan bu tahsilatlardan yoksun kaldığını, müvekkili banka tarafından davacıya huzurdaki davaya konu taşınmazı davalı …’dan satın alabilmesi amacıyla verilmiş bir kredi bulunmadığını, dolayısı ile kullandırılan kredinin bağlı kredi olmadığını, davacı ile aralarında sözleşme bulunmaması nedeni ile kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın arabuluculuk yoluna başvurmadan açıldığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Eksik harcın ikmali gerektiğini, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, tapuya güven prensibi gereği ipotek tesis eden müvekkilinin iyiniyetinin korunması gerektiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece “…Davacının açmış olduğu davada ipoteğin içeriğine, ipotek konusu kredi sözleşmesinin geçerliliğine , kredi borcunun ödenip ödenmediğine ilişkin herhangi bir iddiası bulunmamakta olup; huzurda ki davada ipotek konusunu teşkil eden GKS’nin içerik ve geçerliliği hususunda değerlendirme yapılmayacaktır. Buna göre, uyuşmazlığın bankacılık mevzuatı yada genel kredi sözleşmesiyle ilgisi bulunmamaktadır. Davalılar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinin geçerliliği yada borcun miktarı, faizin oranı vs. tartışılmayacaktır. Davacı, usulsüz tesis edilen ipoteğin fekkini istemekte olup, talep, münhasıran sınırlı ayni hakka ilişkindir. (İstanbul BAM 14. HD 2020/1480 Esas -2020/861 K. Sayılı 09.09.2020 KT kararı) Uyuşmazlığın niteliği itibari ile genel yetkili mahkemede çözümlenmesi gerektiğinden Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği sonucuna varılarak…” mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İDM kararına konu uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğini, husumet yaygınlaştırılmadan, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğun, müvekkili banka … arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı …’ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek İDM’nin yetkisiz ve görevsiz Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi kısmı ile ilgili usul ve yasaya aykırı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yeniden hüküm tesis ederek dava dosyasının yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının görev ile birlikte yetki hususunun da değerlendirilmesi ve yetkisizlik kararı verilmesine ilişkin bulunduğu anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nın “Dava şartları” başlıklı 114/1. maddesi, “Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b) Yargı yolunun caiz olması. c) Mahkemenin görevli olması. ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e) Dava takip yetkisine sahip olunması. f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” şeklindedir. Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan hâllere dava şartları denir. Dava şartlarının amacı, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır (Kuru B.: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, İstanbul 2016, s 190). Dava şartlarının neler olduğu 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde belirtilmiş olup, anılan düzenlemenin 1. bendinin (c) alt bendinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bir dava ancak görevli mahkemece incelenebilir. Mahkeme her şeyden önce görevli olmalıdır. Madde dava şartlarını sıra ile vermiş olmakla Görevsiz mahkemece bu husus atlanarak kendisinden sonra gelen diğer dava şartlarının incelenmesi yasaya aykırı olacaktır. Bu durumda kesin yetkiye ilişkin dava şartı varsa bunu inceleme ve değerlendirme yetkisi görevli mahkemeye ait olacağından İDM tarafından görevsizlik kararı verilirken aynı anda yetkisizlik kararı verilmesi hususundaki itirazı yerinde değildir. Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede; 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Davada istem, davacı ile davalı … Anonim Şirketi arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu senedi ve tapu kaydının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı yüklenici vaad ettiği şekilde hukuki ayıpsız bir taşınmaz devir etmemiş, ayıpsız teslim ve devir yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konutun tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir. Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir. Bu durumda davalı yüklenici ayıpsız bağımsız bölüm devri yükümlülüğünü yerine getirdiğinden bahsedilemeyeceğinden davacı ile davalı yüklenici arasında tüketici işlemi kalmadığı ve davalılar arasında kredi sözleşmesi gereğince davalıların davacıya karşı ipoteğin kaldırılmasına yönelik açık taahhütlerinin bulunmadığı ve davaya Tüketici Mahkemesinde bakılması gerektiğinden İDM’nin davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu yönündeki değerlendirmesi doğru görülmemiştir. Ancak davacı tarafından dava önce Tüketici Mahkemesinde açıldığı, davanın tevzi olduğu Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesinin 2020215 Esas 2020148 Karar sayılı kararıyla davaya bakmakta görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararı verdiği, görevsizlik kararının istinaf edilmemesi üzerine dosyanın Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/243 Esas sırasına kaydının yapıldığı ve incelemeye konu görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğindeki ipoteklerin kaldırılmasına yönelik açılan davada taşınmazın davacı adına tapuda tescil edilmiş olması davacının tüketici sıfatını kaldırmayacağı gibi yükleniciye karşı davanın yöneltilmiş olması nedeni ile tüketici işleminin sona erdiği sonucuna varılamaz. Davacı tüketici olup davalı yüklenici ile arasındaki ilişki tüketici işlemi olmakla davaya tüketici mahkemesinde bakılması gerekir. Davaya bakmakta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla İDM’ce görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğundan bahisle karşı görevsizlik kararı vermesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle davalı …A.Ş. vekilinin sair istinaf başvurusunun reddine, kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen gözetilen sebeplerle davalı …vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/3. maddesi gereğince kabulüne, kamu düzeninden olan görev kurallarına aykırılık yönünden resen İDM kararının kaldırılmasına, dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, ilişkin kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı …A.Ş. vekilinin sair istinaf itirazlarının ESASTAN REDDİNE, kamu düzeni yönünden yapılan inceleme ile görev yönünden istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/3. maddesi gereğince KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2020 tarih, 2020/243 Esas 2020/635 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı …A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde davalı …A.Ş.’ye iadesine, 5-Davalı …A.Ş. tarafından yapılan istinaf masraflarının ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı …A.Ş. yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/01/2021