Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/2275 E. 2020/2080 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2275
KARAR NO : 2020/2080
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2020
NUMARASI : 2019/268 Esas – 2020/480 Karar
DAVANIN KONUSU:Tapu İptali ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalıların ortak projesi olan İstanbul ili Büyükçekmece ilçesi … köyünde kain … ada … nolu parsel üzerinde bulunan Tip 17 villa niteliğindeki 269 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, taşınmazın bedelinin ödendiğini ve taşınmazın kendilerine teslim edildiğini, ancak davalıların kendi aralarında olan ihtilaf nedeniyle davalı … adına olan tapu kaydının müvekkil adına intikal ettirilmediğini, bu nedenlerle davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle müvekkili şirket adına tesciline, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece “…toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen gayri menkul satış vadi sözleşmesinde taşınmazın villa tipi konut niteliğinde olduğu, Tüketici Kanununa göre tüzel kişiliği olan davacı şirketin de tüketici olabileceği, bu bağlamda davacı tarafın tüketici, davalı tarafın da mal ve hizmet sağlayıcısı olduğu dikkate alındığında davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu (İBAM 7.HD 2020/356-633 EK sayılı ilamında da belirtildiği üzere), bu nedenlerle mahkememiz nezdinde açılan davanın mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İDM’nin davacı tüzel kişi tacirin TTK md.19 ve TKHK md.3 uyarınca ve yerleşik içtihadlar çerçevesinde hiçbir şekilde tüketici sayılamayacağı gerçeğine rağmen dosyada verdiği görevsizlik kararı uyarınca “Tüketici Mahkemeleri”ni görevli mahkeme olarak belirlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan İDM kararının kaldırılmasına talep etmiştir.
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölümün tapu iptali ve tescil, terditli olarak da ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre tahsili istemine yöneliktir.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 4077 sayılı Kanunun 3.maddesinin ilk şeklinde “mal” kavramı “ticaret konusu taşınır eşya” olarak tanımlanmışken 4822 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle bu tanım genişletilmiş; diğer unsurlar yanında ” alış-verişe konu olan kout ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da mal kavramına dahil edilerek, bunlar da tüketici hukukunun kapsam ve koruması altına alınmıştır.Eş söyleyişle, 4822 sayılı Kanunla, tüketicinin korunacağı alanlar genişletilerek; konut ve tatil amaçlı taşınmazlar da bu Kanun uygulamasında mal olarak kabul edilmiştir.Kanunun uygulanabilmesi için bu taşınmazların satıcısının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında bu malı sunuyor olması ve alıcının da bunları konut amacıyla satın alması gerekli ve yeterlidir. Kanunda konutun tamamlanmış olup olmadığı yönünden bir ayırıma gidilmemiş; konut amaçlı taşınmaz mal ifadesiyle kullanım amacının konut olması yeterli bulunmuştur.O halde, 4822 sayılı Kanunla konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/c maddesinin kapsamına alındığından, tüketici hukuku hükümleri kapsamında ve onun koruması altında olduğu kabul edilmelidir.6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin satıcı olması gerekir. Somut olayda; davacı ile …. Tic. A.Ş. Arasında Bakırköy …. Noterliğinin 27/02/2018 gün … yevmiye nolu “Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi” düzenlendiği, sözleşmede satışa konu taşınmaz bilgilerinde taşınmazın villa niteliğinde olduğu, sözleşme içeriğinde taşınmazdan konut olarak bahsedildiği, bu haliyle sözleşmeye konu taşınmazın villa niteliğinde konut olduğu, davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde taşınmazı satın alma amacına konut olarak kullanma amacıyla satın alındığını, kişisel zevk ve bütçeye uygun olarak dava konusu taşınmazın tadilat ve dekorasyon işlemlerinin yapıldığını ve hali hazırda müvekkilinin ikamet ettiğini beyan ettiği, dava dilekçesinde taşınmazı ticari ya da mesleki amaçla satın aldığı yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığı, bu itibarla davacının “tüketici” olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine ait olup İDM’nin davaya bakmakta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesi ile vermiş olduğu görevsizlik kararı yerinde olup davalı … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekir.İlk derece mahkemesince reddediliş sebeplerinin gerekçeleriyle açıklandığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususa da rastlanmadığı anlaşıldığından davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan reddine kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2020 tarih ve 2019/268 Esas 2020/480 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı …. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2020