Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/2186 E. 2020/2031 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2186
KARAR NO : 2020/2031
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI : 2020/487 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından .. bedelini tamamen ödeyerek satın alınan İstanbul ili … ilçesi … Mahallesi … ada … parselde yer alan .. blok …. kat … nolu bağımsız bölümün müvekkiline natamam olarak 01/03/2017 tarihinde teslim edildiğini, 21/02/2019 tarihinde tapu devrinin gerçekleştiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan diğer davalılar tarafından konulan ipoteklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu ipoteklerin tapudan tüm ferileri ile birlikte terkin edilerek ipoteklerin kaydının terkin edildiğinin ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesini ve dava konusu olan taşınmazın üzerine davalılar tarafından konulan ve tapu kaydında mevcut tüm ipoteklerin ve varsa diğer takyidatlar ile haciz kayıtlarının paraya çevrilmesine yönelik yapılacak her türlü yasal takibin ve icra işlemlerinin dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar durdurulması mahiyetinde HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın görev ve yetki itirazıları kapsamında İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, müvekkili yönünden husumet nedeniyle reddine, taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasına, esasa ilişkin diğer itirazları kapsamında haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin her türlü hakkları saklı kalmak kaydıyla, ilk itirazları ve usule ilişkin karşı beyanları yönünde karar verilmesini ve ayrıca huzurdaki davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuki mesnedi bulunmayan davanın ipotek haklarına yönelik aleyhe talepler yönünden reddine, davacının dava dilekçesi ve eklerine karşı savunma hakkları saklı kalmak kaydıyla davacının ihtiyati tedbir taleplerinin de reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İDM tarafından 17/08/2020 tarihli tensip zaptı ile dava konusu ipoteğin paraya çevrilmesine veya cebri icra yoluyla satışa yönelik tüm icra takiplerinin durdurulması yönünde teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulduğu, tensip zaptının 24/08/2020 tarihinde davalı …vekiline tebliğ edildiği, davalı … A.Ş. vekilinin 24/08/2020 havale tarihli itiraz dilekçesi ile İDM’nin ara kararına itiraz ettiği, itiraz üzerine 05/10/2020 tarihinde duruşma açıldığı, duruşmada tedbirin kaldırılmasına yönelik itirazın reddi ile tedbirin devamına karar verildiği ve 06/10/2020 tarihinde reddin gerekçesine yönelik ara karar tesis edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN 06/10/2020 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece “…Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekli olup, dava konusu ipoteğin paraya çevrilmesi durumunda satılarak elden çıkacağı, bu kapsamda davacının hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunduğu, ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde taşınmaz cebri icra yoluyla satılarak paraya çevrilebileceğinden bu durumda yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi ihtimalinde verilecek olan kararın uygulanma kabiliyeti bulunmayan bir karar olacağı, tüm bu nedenlerle ihtiyati tedbirin yasal şartlarının oluştuğu, taraflar arasındaki menfaat dengesi ve verilen tedbir kararının uygulanmasının dava dışı alacaklıların durumunda olumsuz bir sonuç yaratmayacak nitelikte olması nedeni ile takdiren teminat alınmasına da gerek bulunmadığı kanaatine varılarak mahkememizce teminatsız olarak verilen ihtiyati tedbir kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalının itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak itirazın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerektiğini, davacının davalı ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında davaya konu bağımsız bölümün davacıya satış işleminin gerçekleştiğini, somut olayda tedbir konulması talebinin, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği gibi bir durumun söz konusu olmadığından davacının talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek İDM ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu iptali ve tescil, ipoteklerin tapudan tüm ferileri ile birlikte terkini istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.6100 Sayılı HMK ‘nun 394/1.maddesinde “karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.” HMK’nun 394/2. maddesinde “ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir.” HMK’nun 394/4. maddesinde “itiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.”HMK’nun 394/5. maddesinde “itiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.” hükmü mevcuttur. HMK’nun 394/4. maddesinde, tedbir kararına itiraz üzerine mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği, gelmedikleri takdirde dosya üzerinde inceleme yaparak kararını vereceği belirtilmiştir. HMK 394/4.madde duruşma açılması ve ilgilileri dinlemek üzere davet hususunda emredici hüküm içermekte, hakime takdir hakkı tanımamaktadır. İtiraz üzerine ilgilileri dinlemek üzere davet etmesi ve incelemenin duruşmalı yapılması zorunlu olduğundan, mahkemece öncelikle, duruşma günü verilerek ilgililer dinlenmek üzere usulen davet edildikten sonra gelmeseler dahi itiraz sebepleri incelenerek sonucuna göre gerekçeli karar yazılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacak ve davacının talepleri hakkında karar verilecektir. Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davada gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil ile hukuka aykırı tesis edilen ipoteğin ve kötüniyetli haczin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda dava konusu bağımsız bölüm üzerinde davalı …A.Ş. lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasının istendiği , ipotek alacaklısının davada taraf olduğu, İDM’ce tensip zaptı ile sadece dava konusu ipotek yönünden ipoteğin paraya çevrilmesinin ve cebri satışın engellenmesi yönünde tedbir kararı verildiği, tedbirin tüm cebri icra işlemlerinin değil sadece dava konusu ipoteği kapsadığı ve satış işleminin durdurulmasına ilişkin olduğu, taşınmazın satışı halinde elde davanın konusuz kalacağı, giderilmesi güç zararlara ve yeni uyuşmazlıklara neden olabileceği değerlendirilmiştir.Açıklanan nedenlerle davalı …A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı …A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Tarifesi gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL istinaf maktu ret karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı …A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/12/2020