Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1070 E. 2020/1016 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1070
KARAR NO: 2020/1016
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 05/02/2020
NUMARASI: 2020/89 Esas-Derdest
DAVANIN KONUSU: İpoteklerin Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 17/07/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalılardan … Anonim Şirketi arasında 20.01.2014 tarihinde gayrimenkul satım vaadi sözleşmesi akdedildiğini, … A.Ş., … Konutları projesindeki binaları inşa ederek sözleşme gereği 3 adet taşınmazı müvekkiline teslim etme yükümlülüğü altına girdiğini, taşınmazlar 19.12.2018 tarihinde müvekkilinin tapuda devir alınmadan önce davalılardan … A.Ş.’nin kullanmış olduğu krediler nedeniyle davaya konu taşınmazlar üzerinde … T. A Ş.’ye ve … Kiralama A Ş.’ye ait ipotekler bulunmakta olduğunu, aradan 7 ay süre geçmesine rağmen davalılar davacı müvekkiline devredilen 3 adet taşınmazdaki ipotekleri kaldırmaması neticesinde ipotekleri kaldırılması için davalılara Beyoğlu … Noterliğinin 26 07.2019 tarihli ve … yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini, davalı … A.Ş- İkitelli Ticari Şubesi, Bakırköy … Noterlıği’nin 02.08.2019 tarih ve … yevmiye no’lu cevap ihtarnamesinde, ipoteğin kurulduğu, taşınmazlar için 14.12.2013 ve 20.01.2014 tarihinde konut satım sözleşmeleri imzaladığını, oysaki davaya konu taşınmazlar üzerine davalılardan …, 2016 yılının 10. ayında ve 2018 yılının 11. ayında olmak üzere iki kez, … Kiralama A.Ş. ise 2017 yılının 3. ayında bir kez olmak ipotek koydurduğunu, görüldüğü üzere ipotek tesis tarihinden yaklaşık 2 yıl önce müvekkili … şirketin taşınmazları satın aldığını ve parasını ödediğini, davalılardan … TAŞ. ve … Kiralama A.Ş. birer taciri şirket olduğunu, doğal olarak kredi veren davalılar 3.000.000.000,00-TL tutarında yüksek bir kredi kullandırması nedeniyle basiretli bir tacirden daha özenli davranarak, diğer davalı … A.Ş.’nin tüm şirkete ait defterleri inceleyerek mali durumunu en ince ayrıntısına kadar belirlemek, ortada bir konut yapım-satım projesi olması nedeniyle bu projedeki konutların kaç tanesinin satıldığını belirlemek, proje ile ilgili ekspertiz raporu hazırlatılmak, şirketin diğer projeleriyle ilgili bilgi toplamak yükümlülüğü altında olduğunu, banka ile yapılan yazışmalarda davalılar tarafından kabul edildiğini, hatta ipoteklerin fekki için müvekkilinden evraklar istendiğini, ancak 293 adet taşınmaz dışında müvekkili ve binlerce insanın taşınmazları üzerindeki ipotekler bugüne kadar fek edilmediğini, davalılardan … Kiralama A.Ş. ve … TA.Ş.’nin diğer davalı … A.Ş.’ye 1.750.000.000,00-TL ve 1.250.000.000,00-TL tutarında 3-4 kez çok yüksek miktarlı kredi kullandırıldığını, davalı … TA.Ş-İkiteİli Tİcari Şubesince Bakırköy … Noterliğinin 02. 08.2019 tarih ve … yevmiye nolu cevap ihtarnamesinde; ipoteğin kurulduğu tarihte ipoteğe konu taşınmazların üzerinde herhangi bir şerh (satıldığına dair satış vaadi sözleşmesi) bulunmadığı, bu nedenle ipotek tesis edildiği yönündeki beyanlarının kabul edilmesi hukuken mümkün olmadığını, kredi veren davalıların 293 adet taşınmaz üzerindeki ipoteği fek etmesi, davalılardan … A.Ş.’nin projede konut satımı yaptığını bildiklerini gösterdiğini, bu doğrultuda ipoteği fek edilen taşınmazlara ilişkin tüm satış sözleşmelerinin, ödeme dekontlarının ve fek edilmeye ilişkin belgelerin davalılardan celbini talep etiklerini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve tüm yasal hakları ve dava değerini arttırma hakkı saklı kalmak kaydıyla (manevi tazminat hakkımız saklı kalmak üzere) davanın kabulüne, müvekkili tarafından satın alınan ve bedeli ödenen yukarıda bilgileri verilen taşınmazlar üzerindeki davalılara adına olan tüm ipoteklerin kaldırılmasına, davaya taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin paraya çevrilmesi amacıyla icra takibi başlatılabilme tehlikesi mevcut olduğundan ve/veya ipoteklerin 3. şahıslara devir ve temlik tehlikesi bulunduğundan davanın konusuz kalmaması ve ilerde telafisi güç zararların doğmaması hüküm kesinleşinceye kadar öncelikle teminatsız olarak, bu talebinin kabul edilmemesi halinde ise mahkemenin hakkaniyetli bir şekilde belirleyeceği uygun bîr miktar teminatla ipoteklerin 3. kişilere devir/temlikin engellenmesi, davaya konu taşınmazlar için hiçbir hukuki işlemi yapılmaması ve/veya yapılmış/yapılacak olan hukuki işlemlerin durdurulması ve/veya ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan/yapılacak olan takiplerde davaya konu taşınmazlara ilişkin tedbirlerinin alınması ve satış işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının işbu dava ile mahkemeden talep ettiği gecikme cezasını ve mahrum kaldığı kira gelirini talep etmesinin haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, davacı taraf haciz ve ipoteklerin fekki hususunda her ne kadar taraflarına dava açmışsa da taşınmaz üzerindeki haciz ve ipotekleri kaldırması için dava edilmesi gereken tarafın müvekkili şirket olmadığını, müvekkili şirket taşınmazı takyidatlı olarak devre hazır olup takyidatların kaldırılmasına ilişkin sorumluluğun … ve … Kiralama A.Ş.ne ait olduğunu, davacının işbu dava tarihinden itibaren tapunun 3. şahıslara devrinin engellenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini haksız olarak istediğini belirterek ilk itirazları ve usule ilişkin karşı beyanları yönünde karar verilmesini ve ayrıca davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı arasında krediden ve sair nedenden kaynaklı herhangi bir sözleşme, sebepsiz zenginleşme, taahhüt, haksız fiil ve sair borç doğuran bir hukuki ilişki bulunmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında tüketici işlemi bulunmadığından mahkeme nezdinde müvekkili bankaya karşı dava açılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığını ve bu yönüyle de görev itirazında bulunduklarını, davacının davasını müvekkili yönünden somutlaştırmadığını, dava dilekçesinde atıf yapılan içtihadı birleştirme kararı gereğince ipoteğin fekkine karar verilemeyeceğini, adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının dava konusu talepleri ile müvekkili banka arasında illiyet bağı olmadığını, davacının davaya konu taşınmazı alırken müvekkili bankadan her hangi bir kredi kullanmadığını, dava konusu taşınmaz üzerine müvekkili banka tarafından davalı … firmasına kullandırılmış olan kredilerin teminatını teşkil edecek şekilde ve tapu kaydına güvenerek ve hukuka uygun ipoteğin tesis ve tescil ettiğini, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekalet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini belirterek müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 05/02/2020 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK madde 389 şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 05/02/2020 tarihli ara kararında yerel mahkeme davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteklerin 2016, 2017 ve 2018 yıllarında konulduğunu, müvekkilinin ise davaya konu taşınmazları daha sonradan 19/12/2018 tarihinde tapuda devir aldığını ileri sürerek ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini, davaya konu taşınmazın bulunduğunu projenin bir konut satım projesi olduğunu, davalılardan …ve … Kiralama A.Ş.nin birer taciri şirket olduğunu ve basiretli tacir olarak hareket etmesi gerektiğini, davalıların kredi kullandırmadan önce … İnşaat …A.Ş.’nin mali durumundan belirlemek için tüm ticari defter ve belgeleri incelendiğini ve bu inceleme sonucunda projedeki davaya konu taşınmazların müvekkili tarafından 2014 yılında satın alındığının ve alım bedellerinin ödendiğinin davalılarca bildirildiğini, davalılarca ipoteklerinin fek edileceği taahhüdünde bulunulduğunu gözardı ettiğini, yerel mahkeme müvekkilinin iyi niyetle hareket ettiğini, kredi veren davalıların ise TMK 2.ve 1023 maddelerine göre iyiniyetle hareket etmediğini, ipotekler tesis ettiğini, eksik incelemeye dayanarak tedbir talebinin reddine dair verilen kararın kaldırılması gerektiğini, yerel mahkeme ara kararında İstanbul BAM 7.HD. 2019/1171 esas 2019/1164 karar sayılı kararını emsal olarak gösterdiğini, müvekkili ile kredi veren davalılar arasında hukuki ya da sözleşmesel ilişki bulunmadığını ileri sürerek tedbir talebinin reddedildiğini, yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre hakim tedbir karan verir iken ihtiyati tedbir konulan yer ile birlikte, tarafların karşılıklı hak ve menfaat dengesini, hak ve yükümlülüklerini dikkate almak durumunda olduğunu, davalılar, davaya konu taşınmaz üzerindeki ipotekleri fek etme yükümlülüğü altına girdiklerini, özellikle de davalıların kendi aralarında yaptıkları sözleşmeler ve uygulama (teamüller) ile ipoteklerin fek edeceğini taahhüt etmelerine karşın bugüne kadar hiçbir işlem yapmamaları düşünüldüğünde müvekkilinin menfaatlerinin daha afeır bastığını, ayrıca davalıların ipotekleri fek edeceklerine dair taahhütte bulunmaları dikkate alınınca işbu davada ipotek veren (… A.Ş.) ve ipotek alan davalılardan (…ve … Kiralama A.Ş) üçüncü kişi olarak düşünülmesinin mümkün olmadığını, bu hususlar doğrultusunda müvekkilinin hak ve menfaatleri dikkate alınarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, benzer davalarda davaya konu taşınmazlar için teminatsız tedbir kararları verildiğini, HMK’nun 389 ve devamı maddeleri şartlarının oluştuğunu, taşınmazlar hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla icra takibi başlatılması tehlikesi mevcut olduğundan davanın konusuz kalmaması ve telafisi güç zararların doğmaması için ret kararının kaldırılması ve tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle usul ve kanuna aykırı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/89 esas sayılı dosyasındaki tedbir karanna ilişkin ara kararın kaldırılmasına, dava konusu bağımsız bölümlerle ilgili ihtiyati tedbîr talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tapu kayıtları, resmi senetler, İhtarname, İpoteğin dayanağı, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ihtiyati tedbir talepli ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Yerel mahkemece 05/02/2020 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK madde 389 şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş, davacı vekili ara kararını süresinde istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. 6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun ihtiyati tedbirde teminat gösterilmesi başlıklı 392-(1) maddesinde “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez.”hükmü yer almaktadır. İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda; ipoteğin kaldırılması istemine konu 97, 687 ve 24 bağımsız bölüm nolu konut niteliğindeki taşınmazların davacı adına kayıtlı olduğu, bağımsız bölümlerin üzerinde alacaklı davalı …A.Ş. lehine 1.750.000.000,00 TL borç tutarlı 25/10/2016 tesis tarihli borçlusu davalı … A.Ş. olan ayrıca alacaklı davalı … lehine 53.621.000,00 EURO borç tutarlı 29/03/2017 tesis tarihli borçlusu davalı … A.Ş. olan ipotekler bulunduğu, ipotek alacaklılarının iş bu davada taraf olduğu, tapu kaydındaki bu ipoteklerden dolayı dava konusu bağımsız bölümlerin cebri icra yoluyla satılması durumunda taraflar arasındaki hak ve yarar dengesinin bozulacağı, eldeki davanın konusuz kalma olasılığı bulunduğu, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşabileceği ya da tamamen imkansız hale gelebileceği telafisi imkansız veya güç zararların ortaya çıkabileceği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; yerel mahkemenin 05/02/2020 tarihli davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı davanın niteliği, tarafların karşılıklı hak ve yarar dengesi ve dosya kapsamına uygun olmadığı, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin ileride telafisi güç ve imkansız zararlara sebebiyet verebileceği hak kaybına neden olabileceği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İDM’nin 05/02/2020 tarihli davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına, davaya konu taşınmazlar üzerindeki davalıların lehtarı olduğu ipoteklerin 3. kişilere devir/temlikin engellenmesi, davalılar tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılacak icra takiplerinde davacı adına tapuda kayıtlı bağımsız bölümlerin cebri icra yoluyla satış işleminin ihtiyati tedbiren durdurulmasına, davanın niteliği, tapu kaydı, gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davalılar ve 3.kişilerin uğrayabilecekleri muhtemel zararlara karşılık ileride artırılmak veya eksiltilmek kaydıyla şimdilik dava değerinin % 15’i tutarında 15.000,00 TL nakdi teminat veya bu miktarda kesin süreli banka teminat mektubunun davacıdan alınmasına, ihtiyati tedbire ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yapılmasına gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2020 tarih ve 2020/89 esas sayılı “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK’nun madde 389.şartları oluşmadığından reddine” ilişkin ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile davacının maliki olduğu dava konusu İstanbul ili Esenyurt ilçesi … Mahallesi … ada … parsel … blok … kat … bağımsız bölüm nolu, … blok …. kat … bağımsız bölüm nolu ve … blok …kat … bağımsız bölüm nolu taşınmazların tapu kayıtlarında kayıtlı davalıların lehtarı olduğu ipoteklerin 3. kişilere devir/temlikin ENGELLENMESİ ve davalılar tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılacak icra takipleri nedeniyle cebri icra yoluyla satışının İHTİYATİ TEDBİREN DURDURULMASINA, davalı ve dava dışı 3.kişilerin ihtiyati tedbir nedeniyle uğrayabilecekleri muhtemel zararlara karşılık taktiren dava değerinin % 15’i tutarında 15.000,00 TL nakdi teminatın veya bu miktarda kesin süreli banka teminat mektubunun davacıdan ALINMASINA, 4-Teminat ve ihtiyati tedbire ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 5-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının istem halinde iadesine, 6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/07/2020