Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2019/406 E. 2019/367 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/406
KARAR NO : 2019/367
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/01/2019
NUMARASI : 2018/1079 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı şirket arasında “Protokol” başlıklı adi yazılı anlaşma imzalandığını ve davalıya ait üzerinde karkas üç katlı binanın bulunduğu İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, .. Mahallesi, … yolu mevki … parselde kain 2.307 m2 alanlı taşınmaz ile yine İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, … Mahallesi, … yolu mevki … parselde kain 773 m2 alanlı taşınmazların 17.000.000TL karşılığında alım satımı, zilyetliği müvekkiline devri ve taşınmazların temliki yapılıncaya kadar da sözleşmenin ilgili hükümleri gereği belirlenen bedel karşılığında kullanması konusunda anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin taşınmazın zilyedi olduğunu ve belirlenen bedeli protokol ekinde sıralanan çeklerle ödediğini, taşınmazın müvekkiline temlikinin davalı şirketin sözleşme dışı birtakım menfaatlerinin temini maksadıyla tehir edildiğini, müvekkilinin taşınmazları devralmasının akabinde taşınmazlarda büyük iyileştirmeler yaparak 1.500,000TL’nin üzerinde gider yaptığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmenin yürürlükte ve geçerli olmasına rağmen ve müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafın sözleşmeyi iptal ettiğini bildirdiğini, davalı şirketin sayısız fesih beyanının akabinde müvekkili şirketin 12 Ekim 2018 tarih ve Bakırköy …. Noterliğinin … sayılı ihtarnamesi ile “sözleşmenin halen yürürlükte olduğu ve davalı muhatabın da sözleşmeye uygun davranması gerektiğini” ihtar ettiğini, müvekkilinin ihtarı sonrasında ise davalı şirketin Gaziosmanpaşa … Noterliğinin 18/10/2018 tarih ve … sayılı ihtarı ile “müvekkili şirketin ödemelere riayet etmediğini, bunun protokolün 3. maddesinin ihlali olduğunu ve bu sebeple 01/07/2017 tarihli protokolün alım satıma yönelik kısmının ihtarın tebliğden itibaren feshedildiğini, sözleşme ilişkisinin kira ilişkisine döndüğünü, kira mahsuplaşmasının yapılması gerektiğini ve şirketlerinin tapu devir yükümlülüklerinin kalmadığını” ihtar ettiğini, söz konusu ihtarnamede yer alan maddi bilgilerin gerçek dışı olduğunu ve fesih beyanının da geçersiz olduğunu, davalı tarafın sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde çıkan imar affı sebebiyle taşınmazların değerinin artması sebebiyle sözleşmeye bağlı kalmak istemediklerini izah edilen nedenlerle; davalıya ait taşınmazların tapularının iptali ile müvekkili şirket adına tesciline, taşınmazlar üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi konulmasına, tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul görmemesi durumunda davalının kusuru ile müvekkilinin uğradığı zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 17.000.000,00TL tutarın faiziyle birlikte müvekkili şirkete ödenmesine, müvekkilinin alacağını güvence altına almak için teminatsız olarak davalı şirkete ait tüm taşınır ve taşınmazlara, banka hesapları ile doğmuş ve doğacak tüm alacak ve haklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “… Mahkememizce 23.11.2018 tarihinde İhtiyati Haciz talebinin reddine karar verildiği, delil durumunda değişiklik olmadığından aynı gerekçelerle davacının ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki 01/07/2017 tarihli satış sözleşmesinin sona erdiği hususunun tartışmasız olduğunu davalı tarafa yapılan kazandırmaların sözleşmeye davalı iade yükümlülüğü ya da sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edileceği hususunda tereddüt olmadığını, dava açıldıktan sonra davalı satıcının 14/11/2018 tarihinde 11.500.000,00- TL tutarında çekin müvekkiline iade edildiğini ancak protokol gereği karşı tarafa verilen bakiye çeklerin iade edilmediğini, sözleşmenin tasfiyesi sebebiyle tüm kazanımların iade edilmesi gerekirken davalının çekleri kötü niyetli olarak elinde bulundurduğunu, davalının cevap dilekçesindeki ikrarları ve banka dökümlerine göre davalıya 2.435.000,00 -TL ödeme yapıldığının sabit olduğunu, davalının karşı alacak olarak kira sözleşmesinden kaynaklanan alacakları olduğunu beyan etse de protokolün haksız feshi nedeni ile müvekkili için kiranın feshi tarihinden itibaren başlayacağını, müvekkilinin davalının belirttiği gibi 1.784.160,00-TL kira borcu olsa bile 650.840,00-TL fazla ve haksız ödeme yapıldığının kesin olduğunu, bu nedenle İDM tarafından 1.329.840,00-TL tutarındaki 04/01/2019 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını, olmadığı takdirde davalı vekilinin beyanı ile sabit olan 650.840,00-TL bakımından kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: İhtarname, 01/07/2017 tarihli protokol, Banka dekontları, İhtarname cevabı, Hesap ekstresi, Sunulan ve toplanan deliller,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemli protokolden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde çek bedellerinin tahsili ve alacak istemine ilişkin olup davacı vekili 02/01/2019 tarihli dilekçelerinde tapu iptal ve tescil taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiş, vekaletnamesinde de feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 02/01/2019 tarihli dilekçesi dikkate alındığında dairemiz önüne gelen uyuşmazlığın tapu iptal ve tescil davasından feragat üzerine değişen şartlar nedeni ile ihtiyati haciz talebinin reddine yöneliktir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.İhtiyati tedbir ile ihtiyati haciz farklı geçici hukuki koruma müesseseleridir. İhtiyati tedbir, genelde dava konusunun el değiştirmesine engel olurken, ihtiyati haciz alacağı teminat altına almaktadır.İhtiyati haciz talebi yönünden alacak davası bulunması ve ifanın herhangi bir nedenle imkansız hale gelmesi durumunda bu hakkını kullanmak istediğine ilişkin istemi değerlendirilerek ödeme iddiaları da gözetilerek dava değeri olarak ileri sürülen alacakları yönünden ihtiyati haciz talep hakları bulunmaktadır. İhtiyati haciz geçici koruma önlemi olup yargılama ile kesinleşmiş bir alacağın varlığı aranmayıp İİK 257.maddesindeki koşulların bulunması halinde ya da İİK’nun 258.maddesinde açıklandığı üzere kanaat getirecek deliller sunulması yeterlidir.İİK’nin 257. maddesinde ihtiyati haczin koşulları sayılmıştır. Buna göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacak muaccel olmalı ve rehinle temin edilmemiş olmalıdır. Aynı Yasa’nın 258. maddesi uyarınca alacaklının, alacağın varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemede olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterli olup, buradaki ispat asıl davadaki gibi tam bir ispat olmayıp yaklaşık ispattır. Somut olayda, ihtiyati haciz talebinde bulunan davacı taraflar arasındaki protokolün feshedilmiş olması nedeniyle çek ile yapılan bir kısım ödemelerin iadesine yönelik alacak talebinde bulunmuş, bir kısım ödemelere ilişkin banka dekontlarını dosyaya sunmuş, bir kısım çekler ile ilgili ödeme iddiası üzerine bir çok banka ve şubelerine mahkemece müzekkere yazılmış, ilgili bankalardan ödemeye ilişkin belgeler ve çek görüntüleri dosyaya sunulmuştur. Bu hali ile alacağın varlığını yaklaşık olarak ispat ettiği, kesin kanaatin ise yargılama sonunda belli olacağı açıktır.
Bu nedenle İDM’nin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararı yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulüne, İDM’nin 04/01/2019 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına, davacı vekilinin 29/01/2019 tarihli dilekçesinin sonuç kısmında ki beyanları da dikkate alınarak 650.840 TL üzerinden %20 i tutarında teminat ile davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/01/2019 tarih ve 2018/1079 Esas sayılı ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacının ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile aleyhine ihtiyati haciz kararı istenilen davalı (borçlunun) 650.840,00 TL ile sınırlı olarak borcuna karşılık, borca yeter miktardaki TAŞINIR ve TAŞINMAZ MALLARI ile ÜÇÜNCÜ KİŞİLERDEKİ HAK ve ALACAKLARININ İİK’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince % 15 teminat karşılığında İHTİYATEN HACZİNE,
4-Teminat ve ihtiyati hacze ilişkin işlemlerin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf maktu karar harcının istem halinde davacı iadesine,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nın 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/03/2019