Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2019/1493 E. 2019/1354 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1493
KARAR NO : 2019/1354
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2019
NUMARASI : 2019/247 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/09/2019
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; tazminat taleplerinin saklı kalmak kaydıyla; tapuda davalılardan … A.Ş. adına kayıtlı İstanbul ili Büyükçekmece ilçesi … Mah., … ada … parsel Tl 7 villa tipli 261 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın tapusunun iptali ile tapunun davacı müvekkili şirket adına tescili, tapu iptal ve tescil taleplerinin kabul görmemesi halinde satım bedeli olarak ödenen 2.800.000,00TL’ nin ödeme tarihi olan 25 Nisan 2018 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi üzerinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, dava konusu taşınmazın 3. şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/144 D. iş sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararının devamına veyahutta yeniden tedbir kararı ittihazına, yine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, inşaatı bitirip davacı tarafa teslim etmiş olduğunu, davacı tarafın dava konusu villayı kullanmakta olduğundan, müvekkili aleyhine ileri sürülen davacı taleplerinin müvekkili şirket yönünden reddine, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden her halükarda yargılama gideri ve vekalet ücretinin müvekkili şirkete yüklenilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Gayrımenkul Geliştirme A.Ş. cevap dilekçesinde; müvekkilinin bu davadaki tescil ve tazminat taleplerine davalı sıfatıyla muhatap olmasının mümkün olmaması ve dava süresi de göz önüne alındığında müvekkili şirket açısından telafisi mümkün olmayacak zararlara sebebiyet verecek olması nedeniyle öncelikle ihtiyatî tedbirin kaldırılmasına, bu mümkün görülmezse davalıdan taşınmazın değerinin %40’ından az olmamak üzere teminat alınmasına, müvekkilinin davacı ile arasında hiçbir ticarî ve hukukî ilişkinin bulunmadığını, davacının müvekkiline karşı hiçbir talep hakkının söz konusu olmadığı nazara alınarak, davada “pasif husumet ehliyeti” bulunmayan müvekkili bakımından davanın bu sebeple reddine, neticede maddî ve hukukî dayanaktan yoksun bulunan davanın esastan reddine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 10.04.2019 tarihli tensip zaptının 14 nolu ara kararı ile; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/144 Değişik İş sayılı dosyası ile İstanbul İli , Büyükçekmece İlçesi, … Mah…. Ada, … Parsel T17 villa tipli 261 bağımsız bölüm sayısında kayıtlı taşınmaz hakkında, davalı adına kayıtlı ise söz konusu bağımsız bölümün 3. Kişilere satış ve devrinin önlenmesi yönünde verilen tedbir kararının devamına ve Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde teminat alındığından başkaca teminat alınmasına yer olmadığına dair karar verilmiş, davalı … AŞ. vekili itirazda bulunmuş mahkemece “…davalılar arasında hasılat paylaşımı şeklinde inşaat yapımı ve taşınmaz satım vaadi sözleşmesinin bulunduğu, davacının bu sözleşmeye dayalı olarak davalı … Yapıdan davaya konu villa tipi bağımsız bölümü satım vaadi sözleşmesi ile satın aldığı, bedelini ödediği iş bu taşınmazın adına tescili talebinde bulunduğu, her ne kadar davacı taraf ….Yapı ila… arasında yapılan sözleşmenin tarafı değil ise de temlik hükümleri uyarınca… yerine geçerek tapu iptal tescil talebinde bulunabileceğinden davacı tarafın tedbir talebinin kabul edildiği ve tedbir kararının kaldırılması halinde davacı aleyhine hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden davalı tarafın itirazının reddine” karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … .Geliştirme A.Ş vekili süresinde verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İDM’nin görevsiz olduğunu, tüketici işlemi bulunmadığını, davacı ile müvekkil şirket arasında hukuki işlem bulunmadığını, satışı diğer davalı … AŞ’nin yaptığını, satış bedelinin kendilerine ödendiğini, taşınmazların nasıl değerlendirileceği hususunun müvekkilleri dışında geliştiğini, müvekkilinin inşaatın yapımına ilişkin hiçbir sıfatının olmadığını, yaklaşık ispat bulunmadığını, teminat alınmamasının yasaya aykırı olduğunu, yasal şartların bulunmadığını ileri sürerek tedbirin kaldırılmasına, aksi halde %40 teminat alınmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yükleniciden temlik alınan taşınmazlara ilişkin tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.
Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık davalının ihtiyati tedbir kararına itirazlarının reddine ilişkin ara karara yöneliktir.6100 sayılı HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.6100 sayılı HMK’nun 389. maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1. fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez… bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması…” hükme bağlanmıştır.İhtiyati tedbirin uygulanmasındaki en önemli kıstaslardan biri de tarafların hak ve yarar dengesinin korunması olduğu değerlendirilmiştir.Dava konusu somut olayda davacının terditli istemlerinden ilkinin taşınmazın aynına ilişkin bulunduğu taşınmazın dava konusu bulunduğu sabittir.İhtiyati tedbir ise koruma önlemi işlevi nedeni ile yargılama sonucu beklenene kadar giderilmesi güç zararların önüne geçilmesi için tesis edilir. Taşınmazın devri halinde giderilmesi güç zararların oluşacağı değerlendirilmekle İDM’nin tedbirin devamına yönelik takdirinde bir yanılgı görülmemiştir.Davalı taraf istinaf itirazlarında ihtiyati tedbirin uygulanmasının HMK 393/1 madde de gösterilen sürede istenilmediğini ileri sürmüş ise de dairemiz önüne gelen ara kararın temeli olan ilk derece mahkemesi nezdinde bu hususu ileri sürmediği ve bu hususta İDM tarafından bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.Teminat alınmamasına yönelik itirazların değerlendirilmesinde ise HMK 392/2 madde hükmü gereği durum ve koşulların gerektirdiği takdirde mahkemenin teminatsız tedbir kararı verebileceği vurgulanmış olup; davacının ödeme belgelerine dayanarak bu belgeleri mahkemeye sunduğu, tüketici sıfatı bulunduğu, durum ve koşullar gereği teminat alınıp alınmayacağının mahkemenin takdirinde olup bu durumda İDM hakiminin değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle İDM kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı … Geliştirme A.Ş vekilinin istinaf başvuru talebinin esastan reddine ilişkin kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Geliştirme A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı … Geliştirme A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/09/2019