Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2018/2435 E. 2019/1120 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2435
KARAR NO : 2019/1120
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2018
NUMARASI : 2017/835 Esas – 2018/401 Karar
DAVANIN KONUSU: İntifak Hakkı Tesisi, Olmadığı Takdirde Taşınmazın Bedelinin Tespiti ile Tahsili İstemine İlişkin
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; dava dışı … ve … Toplu İşyeri Yapı Kooperatifindeki … ada … parselde bulunan koperatifin 46 nolu üyesi olduğunu, bu üyeliğe tahsis edilen arsa üzerine davacı şirketin yap-işlet-devret modeli ile 4266 m2 alanlı binayı inşa ettiğini, bilahare 2008 yılında … kooperatif üyeliğini teminat olarak … Sanayi AŞ’ne devrettiğini, ancak …’in bu yeri muvazaalı bir şekilde … isimli şirkete, … banka borcunu ödemek adına konuların tamamına vakıf olan davalı şirkete devrettiğini,…. teminat olarak verdiği bu yeri yazılı ve sözlü olarak defalarca istediğini , davalı tarafa ihtarname tebliğ ettiğini ancak sonuç alamadığını beyanla İstanbul, …, … Bulvarı …. Sitesi no: … adreside kain tapuda … ilçesi, … Mh. … pafta … ada … parselde kayıtlı arsa üzerine kurulu binanın kullanım hakkının davacı şirkete ait olduğunun tespitine ve tapu kaydına tesciline, taşınmazın boş olarak davacıya teslimine , bunun mümkün olmaması halinde belirsiz alacağın şimdilik 10.000,00 TL lik kısmının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatif üyesinin ve yap işlet devret modeli sahibinin dava dışı 3. kişi… olduğundan bahsetmesine rağmen davayı … San. ve Tic. A.Ş. adına ikame ederek ettiğini, açılan davada davacının taraf sıfatı, aktif husumet ehliyeti ve hukuki yararının bulunmadığını, yine davacının dava dilekçesinde “kooperatif üyeliğini devir ettiğini iddia ettiği dava dışı … San. A.Ş. firmasına da dava açtığını, bu davanın da derdest olduğunu” beyan ettiğini,iş bu davada davacının haksız çıkması halinde başkaca kimseye husumet yöneltmesi de mümkün olmayacağında Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E.2017/120 sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin davaya konu olaylar zincirinde iyiniyetli üçünçü kişi olduğundan bahisli davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece “…Dava, dava konusu arsa üzerine kurulu binanın kullanım hakkının davacı şirkete ait olduğu- nun tespiti ve tapu kaydına tescili, taşınmazın boş olarak davacıya teslimi , bunun mümkün olmaması halinde belirsiz alacağın şimdilik 10.000,00 TL lik kısmının davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Her ne kadar davacı … davalı şirket aleyhine iş bu davayı ikame etmiş ise de ; davacının dava dilekçesinde dava konusu arsanın koopertif üyesi dava dışı …. ait iken teminat olarak verildiğinden bahsettiği, söz konusu arsanın davacı şirket ile ilgisinin bulunmadığı, celp olunan ticaret sicili kaydına göre … davacı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu, ancak davayı ikame eden davacı şirketin iş bu davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla başkaca hususlar incelenmeksizin davanın usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin, taşınmaz niteliğindeki arsa üzerindeki binanın kendisi tarafından yapıldığı yani binanın kendisine ait olduğu ve yanı sıra 2007 yılından itibaren 49 yıllığına kullanım hakkının kendisine ait olduğu gerçekliğine dayanarak ve aktif husumet ehliyeti sahibi olarak işbu davayı ikame ettiğini, davalarının bir eda davası olmakla birlikte, davalarının muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmesi gerektiğini, hak ve talepleri konusunu teşkil eden dava konusu arsa üzerindeki muhdesatın tespiti ve buna bağlı alacaklarının tazmini yönünden müvekkili şirketin husumet ehliyetinin varlığının kabulü hukuki bir zorunluluk olduğunu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin E:2013/4308 K:2013/5643 Karar Tarihi: 21.10.2013 olan kararında husumet ehliyetinin malik ya da kiracı sıfatlarından ayrık olarak değerlendirme konusu yapılması gerektiği hususunu açıkça ortaya koyduğunu, tüm bu hukuki nedenler ve somut olgular birlikte değerlendirildiğinde haklı davalarının kabulü ile Yerel Mahkeme kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tapu senedi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yap-işlet-devret sözleşmesine dayalı üst hakkının tespiti, tapuya tescili, taşınmazın davacıya teslimi ile terditli olarak bina bedelinin tespiti ile davacı adına tahsili talebine yöneliktir. Üst hakkı, başkasının taşınmazı üstünde veya altında inşaat yapma veya önceden yapılmış bir inşaatı koruma yetkisi sağlayan ve inşaat üzerinde irtifak hakkı sahibine mülkiyet hakkı kazandıran bir irtifak hakkıdır. Üst hakkına ilişkin hükümlerin Türk Medeni Kanununun 726. ve 826 ila 836. maddelerinde düzenlendiği görülmektedir.Somut olayda; davacı 9 parsel üzerindeki kooperatif listesinin dava dışı … ait olduğu dönemde parsel üzerindeki binayı kendisinin inşa ettiğini ve … ile arasında 49 yıllığına yap-işlet-devret modeli ile binanın inşa edildiğini, daha sonra inançlı işlem ile… tarafından üyeliğin … San. Tic. A.Ş.’ye, … tarafından muvazaalı olarak Anadolu Ticaret Şirketi’ne, Anadolu Ticaret tarafından da banka borcunu ödemek için durumu bilen davalı şirkete üyeliğin devredildiğini belirterek eldeki davayı açmış, mahkemece aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de 9 parseldeki davaya konu Sınırlı Sorumlu Depo ve … Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifi’nin kayıtlarının getirtilmediği, davaya konu parseldeki hissenin aidiyetinin tespit edilmediği ve bu hissenin hisse üzerindeki devirlerin tespit edilemediği, kooperatif hisse devirlerine ilişkin devir sözleşmelerinin getirtilmediği, davacı ile … arasında yapıldığı belirtilen yap-işlet-devret modeline ilişkin sözleşmenin dosya içerisinde alınmadığı, davacının bu yöndeki delillerinin toplanmadan davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığının tespit edilemeyeceği, davacının söz konusu parseldeki binayı kendisinin yaptığını belirterek terditli talep olarak binanın bedelinin de tahsili talebi bulunduğundan bu yöndende ayrıca aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği, İDM kararının eksik incelemeye dayalı olduğu anlaşılmakla İDM’ce verilen karar yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle kamu düzeni yönünden yapılan inceleme ve davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a/6 maddeleri gereği İDM kararının kaldırılmasına dairemiz kararı gereğince işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6 maddeleri gereğince KABULÜNE,2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2018 tarih ve 2017/835 Esas 2018/401 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davacı tarafından yatırılan istinaf maktu karar harcının istem halinde davacıya iadesine,5-Davacı tarafından yapılan istinaf masraflarının ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/06/2019