Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/837 E. 2022/1357 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/837
KARAR NO: 2022/1357
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/10/2020
NUMARASI: 2017/803 Esas- 2020/581 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Yerel mahkemece verilen 21/10/2020 tarihli karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında konusu internet sitesi üzerinden … ve … şirketleri personeline vereceği ingilizce dil eğitim programı hizmetine ilişkin olarak 02/10/2012 tarihinde sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin 6. maddesine göre taraflar arasındaki anlaşmanın 2 yıl + 1 yıl opsiyonlu olarak düzenlendiğini, müvekkilinin hizmet sağladığı 01/12/2012- 30/11/2013 tarihleri arası alınan hizmete ilişkin ücretin davalı tarafından 2013 yılı içerisinde sözleşmeye göre ödendiğini, ancak ikinci yıla ilişkin ödeme tarihinin üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, sözleşmeye aykırı davranılması sebebiyle hizmete erişimin engellendiği ve ikinci yıla ait ödenmeyen hizmet bedelinin 3 gün içerisinde davacının hesabına ödenmesine ilişkin Kadıköy … Noterliği’ nin 28/11/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, keşide edilen bu ihtarnameye cevaben davalı tarafından sözleşme bedelinin daha önce ödendiğinden bahisle ödemeleri de gösterir Kadıköy … Noterliği’nin 15/12/2014 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinin keşide edildiğini, bu ihtarname ekinde belirtilen ödemelerden de görüleceği üzere ödemelerin ilk hizmet yılına ait olduğunu, davalının hizmet aldığı ikinci yıla ilişkin ödemelerin yapılmadığını, davalı şirkete yapılan tüm ihtarlara ve gönderilen faturalara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Gebze … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalı tarafın bu takibe süresinde itiraz ettiğini, davalı tarafın müvekkiline borcu olmadığına, borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir makbuz belge de sunmadığını belirterek, Gebze … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takip alacağının % 20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı şirkete dava konusu sözleşmeyi imzalama hak ve yetkisini tanıyan distribütörlük sözleşmesinin, bu hak ve yetkiyi kendisine vermiş olan … tarafından 09/04/2013 tarihi itibariyle feshedilmiş olduğunu ve durumun 12/09/2013 tarihinde … tarafından davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketin dava konusu sözleşmeden kaynaklanan tüm borçlarının ödendiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 2016/302 Esas, 2016/971 Karar sayılı ilamla, taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca, davalı borçlunun, davacı alacaklıya takip konusu edilen 101.159,91-TL borçlu bulunduğu, borcu ödediğine dair belge sunamadığından icra takip dosyasına yaptığı itirazın haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile, davalı borçlunun Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, borç likid olmadığından ve yargılama sonucunda belirlendiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiş, Dairemizin 2017/435 Esas, 2017/508 Karar sayılı, 28/09/2017 tarihli ilamı ile; “Dava; İİK.nun 67. maddesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Gebze ..İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile,alacaklı …tarafından, borçlu … İç ve Dış Ticaret A.Ş. aleyhine, 99.444,73 TL asıl alacak, 715,18 TL. İşlemiş faizi olmak üzere toplam 100.159,91 TL. alacak yönünden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun borca tüm ferileriyle birlikte itiraz ettiği, davacı alacaklı vekili tarafından İİK.nun 67/1 maddesi gereğince itirazın iptali davasının açılmış olduğu anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasına konu alacak, davalının davacı kurumdan online ingilizce eğitim hizmeti aldığı, ancak aldığı hizmetin karşılığı olan ücreti aralarında tanzim edilen sözleşme gereğince ödemediği iddiasına dayanmaktadır. Yerel mahkemece tarafların iddialarının değerlendirilmesi için dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de alınan bilirkişi raporu denetim ve karar vermeye elverişli değildir. Davalı vekili gerek cevap dilekçesinde, gerekse bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacı şirketin … tarafından tanınan lisans hakkı ve http:/…com internet sitesi üzerinden hizmet verme yetkisinin … tarafından 09/04/2013 tarihinde feshedildiğini, bu tarihten sonra da davalı şirketin internet sitesine ve programlara erişemeyip hizmet alamadığını beyan etmesine rağmen bu hususlarda bilirkişi raporu alınmaması doğru olmamıştır. Bundan ayrı, personel için ingilizce eğitim hizmetinin ticari veya mesleki gaye ile alınıp alınmadığı hususunun davalı tarafa açıklattırılması, davalının tüketici konumunda tüzel kişi olup olmadığının tartışılması, ondan sonra kamu düzenine ilişkin olan ve mahkemece resen nazara alınması gereken görev hususunun aydınlığa kavuşturulması gerekirken bu hususlar göz önünde tutulmadan yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde görüldüğünden esasa ilişkin nedenler incelenmeksizin kabulüyle, yerel mahkemece bilişim uzmanı bilirkişinin de katılımıyla oluşturulacak alanında uzman bilirkişi heyetinin belirlenmesi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak, denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, görev hususunun da değerlendirilmek suretiyle olumlu veya olumsuz bir karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine ” karar verilmiş, Yerel mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, davacının, davalı şirket çalışanlarına online İngilizce eğitim hizmeti verdiğini, hizmet sözleşmesi nedeni ile de takibe konu faturanın düzenlendiğini ve bedelinin ödenmediğini iddia ettiği, davalının ise; hizmetin alınmadığını ve davacıya hiç bir borcu bulunmadığını savunduğu, davacının, her iki tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanmış olduğundan istinaf kaldırma kararı öncesinde yapılan yargılamada tarafların ticari defterleri incelendiği, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu alınan bilirkişi raporunda; takip konusu edilen faturanın davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre takip konusu faturanın kayıtlı olmadığı, davacının incelenen ticari defterlerine göre de davalıdan 99.444,73 TL asıl alacağının bulunduğunun belirtildiği, davada talep edilen alacak miktarı dikkate alındığında alacağın kesin delil ile ispatı gerektiği, davacının icra takibine konu ettiği faturadaki hizmetin davalıya sunulduğunu iddia ettiğinden ve hizmeti alan fatura bedelini ödemekle yükümlü olduğundan öncelikle davacının fatura muhteviyatı hizmeti yerine getirdiğini ispatlamak zorunda olduğu, HMK’ nın 219, 220 ve 222. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatının mümkün olduğu, ticari defterlerin kesin delillerden olduğu, yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediğinin açıkça anlaşıldığı, ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabileceği, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerektiği, tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabileceği, karşı tarafın defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olmasının mümkün olmadığı, istinaf kaldırma sonrasında, ilam doğrultusunda bilişim uzmanı bilirkişi vasıtasıyla hizmetin yerine getirildiğine ilişkin rapor tanzimi istenmiş ise de sözleşme ve ihtilaf konusu üzerinden uzunca bir süre geçmiş olması nedeniyle, davacının bilgisayar sistemi incelenememiş, ulaşılan kullanıcı ad ve şifreleriyle sisteme erişim sağlanamadığının anlaşıldığı, bu belirlemelere göre; dava dosyasında hizmetin yerine getirildiğine ilişkin kesin delil bulunmadığından ve dava dilekçesi ile yemin deliline dayanılmış olduğundan davacı vekiline yemin hakkı hatırlatılmış olup davacı vekilinin yemin metni hazırlayarak mahkemeye sunduğu, her ne kadar davacı vekilinin, yemin metninde, davalı şirket temsilcisinin takip konusu fatura muhteviyatı hizmetin alınmasına rağmen ödeme yapılmadığına dair yemin etmesini istemişse de, davalının faturayı kabul etmemesi ve davalı tarafın bu şekilde yemin metni sunulmasına itirazları da değerlendirilerek; 06/04/2020 tarihli ara kararı ile yemine konu maddi vakanın “davacı tarafça davalı tarafa takip ve davaya konu faturadaki hizmetin verilip verilmediği” olduğunun tespitine karar verilerek davalı şirket yetkililerine faturaya konu hizmetin alınıp alınmadığı hususunda yemin yaptırıldığı, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporları, hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın icra takibinde dayandığı faturadan kaynaklanan alacağın varlığını ve edimini yerine getirdiğini kanıtlamak zorunda olduğu, takip konusu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerindeki kayıtlar, belge ile doğrulanmadığı sürece tek başına davacının lehine delil olarak kabul edilemeyeceği, davalının takip konusu fatura muhteviyatı hizmeti almadığını ileri sürdüğü ve ödeme iddiasında bulunmadığı, takip konusu faturanın davalının ticari defter ve kayıtlarında yer almadığı, davalı vekilinin 22/03/2018 tarihli dilekçe ekinde sunduğu tercüme belgelerden davacı şirket ile dava dışı … arasındaki distribütörlük sözleşmesinin 09/01/2013 tarihli fesih mektubu ile feshedildiğinin anlaşıldığı, davacının hizmeti verdiğini ispat edemediği, davacı tarafça yemin deliline dayanıldığı, davalı şirket temsilcilerinin 21/10/2020 tarihli celsesinde takip ve dava konusu faturadaki hizmetin alınmadığına ilişkin yemini eda ettiği, davacı tarafça davanın ispat edilemediği, davacının takip yapmakta kötüniyetli olduğunun da ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesi ve aşamalarda sunulan dilekçelerdeki beyanları tekrarla, kararın yasanın gerektirdiklerine ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı tarafın hizmet süresi boyunca hizmet almasına rağmen bu hizmetlerin karşılığı olan ikinci yılda herhangi bir ödeme yapmayarak müvekkili şirket ile arasındaki sözleşmeyi ihlal ettiğini, dava dışı şirket ve müvekkili şirket arasındaki distribütörlük sözleşmesinin feshinin davalı tarafın hizmet alımını engellemediğini, davalıya sağlanan hizmetin kesintiye uğratılmadığını, nitekim davalıya çekilen ihtarda taraflar arasında akdedilen sözleşmenin hali hazırda devam ettiği ve müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri halen daha yerine getirdiği hususunun davalı tarafa bildirildiğini, bu sebeple de taraflar arasında sözleşmenin devam ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamasına rağmen, davalı tarafın halen daha hizmet aldığı ikinci yıla ilişkin ücreti ödememekte ısrar ettiğini, … tarafından davalıya gönderilen 12/12/2013 tarihli mailde de belirtildiği gibi, … tarafından satın alınmış olan lisanslı ürün ve hizmetlerin geçiş sürecinde kullanım sürelerinin sona ermeyeceği ve iadelerinin gerekmeyeceğinin garanti edildiğini, mailden de anlaşılacağı üzere taraflar arasında imzalanan 02/10/2012 tarihli sözleşmenin geçerliliğini koruduğunu, müvekkili şirketin dava dışı … firması ile yapmış olduğu mutabakat neticesinde davalının sözleşme sonuna kadar sözleşme konusu hizmetten faydalandığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının dayanağı olan faturanın ait olduğu dönemde davalıya hizmet vermediğini, nitekim davacının hizmet verdiğini ispatlayamadığını, davacının davalıya icra takibinden önce tebliğ ettirdiği faturanın dahi müvekkili tarafından kendisine iade edilmiş olmasına rağmen davacı şirketin müvekkili hakkında kötüniyetle icra takibi yaptığını, mahkemece kötüniyet tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, karardaki kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin hükmün kaldırılmasını ve davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilerek davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; İİK.nun 67. maddesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile,alacaklı …tarafından, borçlu … Ticaret A.Ş. aleyhine, 99.444,73 TL asıl alacak, 715,18 TL. işlemiş faizi olmak üzere toplam 100.159,91 TL. alacak yönünden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun borca tüm ferileriyle birlikte itiraz ettiği, davacı alacaklı vekili tarafından İİK.nun 67/1 maddesi gereğince itirazın iptali davasının açılmış olduğu anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasına konu alacak, davalının davacı kurumdan online ingilizce eğitim hizmeti aldığı, ancak aldığı hizmetin karşılığı olan ücreti aralarında tanzim edilen sözleşme gereğince ödemediği iddiasına dayanmaktadır. Tüm dosya kapsamından, davacı tarafın davalı taraf ile imzalanan 02/10/2012 tarihli sözleşme ile http://….com internet sitesi üzerinden 2 yıl+1 yıl opsiyonlu olarak (01/12/2012- 02/10/2014 tarihleri arası) eğitim hizmeti vermeyi taahhüt ettiği, davacı şirket ile dava dışı … arasında imzalanan Online İngilizce Eğitim İşbirliği Sözleşmesi’nin dava dışı şirket tarafından 09/04/2013 tarihinden geçerli olmak üzere 09/01/2013 tarihinde feshedildiği, bu hususun davalı şirkete de dava dışı şirket tarafından 12/12/2013 tarihli yazı ile bildirildiği, anılan yazıda … A.Ş.nin artık … hizmetleri verme yetkisine sahip olmadığından ve bu nedenle davalış şirkete karşı yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğinden, …’in, üyelik sürecinin geri kalan kısmında ya da taraflarca kararlaştırılacak daha uzun bir süre için … hizmetlerinin sağlanması için davalı ile bir sözleşme yapmayı amaçladığının belirtildiği, bu halde davacı tarafın davaya konu, sözleşmede taahhüt edilen eğitim hizmetini verdiğini sunulan delillerle ispat edemediği anlaşılmakla, yerel mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde ve kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: 1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2020 tarih, 2017/803 Esas, 2020/581 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, taraf vekillerinin istinaf talebinin HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Red harcı maktu olup davacı taraftan fazladan alınan 1.881,7 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine, 3-Davalı taraftan istinaf harçları peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf başvuru giderlerinin istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/1-b.1 ve aynı kanunun 7035 sayılı kanunla değişik 361. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/06/2022