Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2275 E. 2021/431 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/2275
KARAR NO: 2021/431
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/07/2019
NUMARASI: 2017/357 Esas 2019/724 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/03/2021
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2019 tarihli kararına taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; MEB … Anaokulunun sahibi olan vekil edeni şirketin, davalı şirket personeli çocuklarına okul önceki eğitim hizmeti verdiğini, taraflar arasında 01.09.2009-31.12.2016 arası dönemler için eğitim, servis ve yemek hizmetini içeren dört adet sözleşme yapıldığını, ihtilafa konu en son sözleşme döneminde … hastanesi personelinin 33 çocuğu … Anaokulunda eğitim-öğretim gördüğünü, ancak en son sözleşme yürürlükteyken 18 öğrencinin 10.10.2016 tarihinde, ay sonunda da kalan 15 çocuğun haksız ve kötü niyetli bir şekilde okuldan alınarak başka bir anaokuluna verildiğini, müvekkili şirketin iş potansiyelini yitirdiğini ve neredeyse ekonomik faaliyetlerini yürütemeyecek duruma geldiğini, 10.10.2016 tarihini kapsayan Ekim ayı hizmet bedeli için davalı şirkete 17.690 TL lik bir fatura kestiğini, davalı tarafından iş bu faturanın 10.11.2016 tarihinde teslim alındığını, sonraki iki ayda ise Ekim ayı fatura bedeli baz alınarak 31.11.2016 tarihli ve 31.12.2016 tarihli 17.690 TL’lik fatura kesildiğini, davalı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile ödenmeyen fatura bedelleri toplamı 53.070 TL için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibe kısmen itiraz ettiğini, borcun 10.370 TL’lik kısmını kabul ettiklerini, 42.700 TL’sine haksız itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptalini, takibin devamını ve davalının en az % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. Davalı vekili; 2016 senesi için öğrenci velilerinden sürekli şikayet gelmesi üzerine bu hususun davacı tarafa iletilmesine rağmen şikayetler giderilmediğinden velilerin çocuklarını Ekim başı itibariyle bu okula göndermemeye başladığını, öğrenci velilerinin bu konuda yazılı şikayet bildirimleri üzerine 31.10.2016 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, davacı tarafın anaokuluna devam etmeyerek kaydını bu okuldan alan öğrenciler için bedel talebinin haksız olduğunu, sözleşmede anaokuluna gönderilecek öğrenci sayısı taahhüdü bulunmadığını, anaokuluna devam eden öğrenci sayısına göre fatura düzenlenmediğini, eğitim alan öğrenci gün ve sayısına göre yaptıkları ödeme dışında borçları bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece “28/08/2009 tarihli sözleşmenin 14. maddesinde yaklaşık 36-40 öğrenci başlayacağı garantisinin verildiği, buna mukabil sonraki sözleşmelerde bu şekilde bir taahhüdün bulunmadığı görülmüştür. Bu hususta yapılan değerlendirme de her ne kadar 28/08/2009 tarihli sözleşme dışında diğer sözleşmelerde öğrenci sayısı taahhüt edilmemişse de eğitim döneminin başlangıcında okula başlayan öğrenci sayısının olağanüstü bir durum olmadığı sürece sezon sonuna kadar devam etmesi gerektiği hususunda taraflar arasında karşılıklı yükümlülük bulunduğu hususu işin doğası gereği olarak kabul edilmesi gerekmektedir…. davalının eğitim dönemi sonuna kadar taraflar arasındaki sözleşme kapsamında eğitim döneminin bitmesine 3 ay kala öğrencilerini davacıya ait okuldan ayrılması ve bu hususta haklı bir neden bulunduğunun ispatlanamaması nazara alındığında davacının kalan dönem için devam etmesi gereken öğrenci sayısı üzerinden zararını talep edebileceği kabul edilmiştir. Bunun yanında davacının eğitim döneminin kalan süresi içerisinde devam etmeyen öğrencilere yemek ve servis hizmeti vermemesi ve bir kısım eğitim masrafların da yapmayacak olması, ayrıca öğrenci başına belirlenen aylık 580.00-TL ücretin içerisinde bu harcama kalemlerinin de bulunması nazara alındığında bilirkişi raporunda devam eden öğrenciler için tüm harcama kalemlerini içerecek şekilde tespit edilen 13.340,00-TL yanında devam etmeyen öğrenciler için kalan (50.460,00 – 13.340,00 =) 37.120,00-TL için %40 oranında, takdiri indirim yapılarak 22.272,00-TL talep edilebileceği, bu durumda toplamda 13.340,00+22.272,00= 35.612,00-TL talep edilebileceği, davalının icra takibinde kabul edip ödediği 10.370,00-TL düşüldüğünde icra takibinin 25.242,00-TL üzerinden devamının gerektiği … alacak bilirkişi raporuyla tespit edilip likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle, “1- Davanın kısmen kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının asıl alacağın 42.700,00 TL lik kısmına yönelik kısmi itirazının 25.242,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devamına fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının 10.370,00 TL asıl alacak yönünden itirazı bulunmayıp, bu asıl alacak ve ferileri yönünden ödeme de yapılmış olduğu hususunun İcra Müdürlüğünce nazara alınmasına, 2-İcra inkar tazminatı şartları oluşmadığından reddine” karar verilmiş; karar, taraflar vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; eğitim öğretim dönemin bitimine 3 ay kala değil, 8 ay kala sözleşmenin haksız feshedildiğini, kalan dönem için okula devamı gereken öğrenci sayısına göre zarar talep edilebileceğinin mahkemece kabul edildiğini, ancak 8 aylık döneme göre hesap yapılmadığını, dönem ortasındaki haksız feshin davacı şirketin ticari mahvına neden olduğunu, vekil edeni şirketin eğitim kurumuna ilk şikayet dilekçesinin 07.11.2016 tarihinde ulaştığını, ilk sözleşmede mevcut 36-40 öğrenci taahhüdü nedeniyle her sene için 30-40 öğrenci öngörüsü ile hareket eden vekil edeni şirketin umulanın çok üzerinde zararı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını, 42.700 TL üzerinden itirazın iptalini ve en az % 20 inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan davaya konu sözleşmede öğrenci sayısı taahhüdünün bulunmaması nedeniyle Kasım – Aralık ayları için fatura kesilemeyeceğini, Ekim ayı hesabının da eğitim hizmetinden yararlanan öğrenci sayısına göre yapılması gerektiğini, vekil edeni şirketin öğrencilerin okula devamını sağlama yükümlülüğünün olamayacağını, mahkemenin hesabına göre dahi belirlenen 13.340 TL’den ödenen 10.370 TL’nin mahsubu halinde 2.970 TL yerine hatalı hesapla karar verildiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. Dava, eğitim ücreti iddasına dayalı alacağa ilişkin icra takibine itirazın iptali isteğidir. Dosya arasında mevcut Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına göre, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı fatura alacağına istinaden 53.070,00-TL bedelli ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun kısmi itirazı ile takibin 42.700,00-TL üzerinden durduğu, itirazın ve incelemeye konu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında 31.12.2014-31.12.2016 arasındaki dönemler için eğitim hizmetine ilişkin sözleşme yapıldığı tartışma konusu değildir. Davacı taraf, sözleşmenin haksız feshedildiğini, davalı şirket tarafından taahhüt edilen öğrenci sayısı üzerinden davalının eğitim hizmeti borcunun bulunduğundan bahisle faturalar düzenlendiğini ve itiraza uğramayan alacağı davalının ödemekle yükümlü olduğunu iddia etmekte; davalı taraf ise, feshin haklı olduğunu, öğrenci sayısı taahhüdünün sözleşmede buluınmadığını, sadece eğitime devam eden öğrenciler için ve eğitim alınan süreye göre ödeme yaptıklarını savunmaktadır. Mahkemece her ne kadar, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede öğrenci sayısı taahhüdünün bulunduğunun kabulü ile eğitim alacağı belirlenmiş ve yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu karara katılabilmek mümkün görülmemektedir. Şöyle ki; taraflar arasında düzenlenen 01.09.2009 tarihli sözleşmenin 14. maddesi ile davacı şirkete ait eğitim kurumuna davalı şirket personelinin 36-40 öğrencisinin devamı garantisi verilmiş ise de, devam eden sözleşmelerde ve son olarak davaya konu edilen sözleşmede böyle bir hükmün bulunmamasına, her ikisi de tacir olan sözleşme taraflarının, uyuşmazlık konusu sözleşmeye eklemedikleri taahhüdün yorum yoluyla eklenebilmesinin TBK’nun 26. maddesinde düzenlenen sözleşme özgürlüğü ilkesi gereği mümkün olmamasına, davacı tarafça faturalandırılan Ekim, Kasım ve Aralık aylarından Kasım ve Aralık aylarında hiç bir öğrencinin eğitim hizmeti almadığının sabit olmasına, beher ay eğitim ücreti 580 TL olarak belirlendiğinden; Ekim ayında 18 öğrencinin 10 gün devamı nedeniyle 3.480 TL ve toplam 17 öğrencinin 30 gün devamı nedeniyle 9.860 TL (toplam 13.340 TL) eğitim ücreti alacağının davalı şirketten tahsili gerekeceğine, icra takibi aşamasında davalı borçlu tarafından yapılan 10.370 TL kısmi ödeme mahsup edildiğinde davacı tarafça istenebilecek bakiye eğitim ücreti alacağının 2.970 TL olacağına göre, 39.730 TL için itirazın haklı olduğu, sözleşmede belirli olmayan alacağın likit olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına ve aşağıdaki gibi yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:1-Davacı vekilinin İSTİNAF TALEBİNİN ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin İSTİNAF TALEBİNİN KISMEN KABULÜ ile, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/357 Esas 2019/724 Karar, 04/07/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden hüküm tesisi ile, 3 a)-Davanın KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİNE, Davalı-borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan takibe kısmi itirazının (alacağın 42.700 TL lik kısmına itiraz edildiği) 2970 TL asıl alacak yönünden iptali ile belirtilen miktar asıl alacak üzerinden TAKİBİN DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, b) Dava konusu itibariyle alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE, c) Alınması gerekli 203 TL harcın davacıdan peşin alınan 463,86 TL harçtan mahsubu ile kalan 260,86 TL’nin karar kesinleştikten sonra ve istek halinde davacıya iadesine, d) Davacı tarafından yapılan 1.678,30 TL yargılama giderinin haklılık oranına hesaplanan 1.437,05 TL kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, kalan 241,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, e) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 68,45 TL’den aynı orana göre 58,45 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, f) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.970 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, g) Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.559,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, 4-İstinaf peşin harcının talep halinde istinaf eden davalı tarafa iadesine, 5-Davacı taraftan istinaf harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 6-İstinaf incelemesi dosya üzerinde yapıldığından ayrıca istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Gider/delil avanslarından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 8-Dairemizce hükmolunan karar ve meblağı aşan kısma yönelik teminatın İİK’nun 36/5. maddesi uyarınca davalı tarafa iadesine, Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2021