Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2115 E. 2020/1091 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/2115
KARAR NO: 2020/1091
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/06/2019
NUMARASI: 2018/954 Esas 2019/633 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2019 tarih, 2018/954 Esas 2019/633 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, vekil edeninin babasından kalan mirası 3 kardeşi …, …, … (ölümü nedeniyle mirasçısı …) ile 22/12/2017 tarihli protokolle paylaştığını, bu protokolün teminatı olarak kardeşi …’a aynı tarihli 75.000 TL lik bonoyu verdiğini, murisin 2. eşi olan …’ın miras payı protokolde olmadığından bahisle Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/15 Esas ile miras payının tenkisi ile tapu iptali ve tescil davası açtığını, 07/01/2018 tarihinde ihtiyati tedbir verilmekle, taşınmazların devrinin imkansız hale geldiğini, buna göre 22/12/2017 günlü paylaşım sözleşmesinin de geçersiz hale gelip, bononun bedelsiz kaldığını, ancak davalının bonoya Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas ile takibe koyduğunu, bononun aynı tarihli protokol gereği teminat olarak verildiğinin açık olduğunu, derdest dava nedeniyle protokolün hükümsüz hale geldiğini açıklayarak, davalıya borçlu olunmadığının tespitine, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas icra dosyasında takibin iptaline ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, hak düşürücü süresinin dolduğunu, Küçükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2018/800 Esas ile kambiyo senedi olmadığına dair şikayet davası olduğunu, bonoda teminat kaydı olmadığını, senedin soyutluğu ilkesi gereği iddiaya itibar edilemeyeceğini bildirerek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın miras paylaşım sözleşmesi ve protokol kapsamında davalıya verilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olduğu, temel uyuşmazlığın miras paylaşım sözleşmesinden kaynaklandığı, teminat olarak verilen menfi tespit davası olduğu, davacının tacir olmadığı, sözleşmenin ticari satım sözleşmesi niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle, davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine, mahkemenin görevsizliğine, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, TTK. 4. maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, TTK 670 vd. maddelerinde kambiyo senetlerinin düzenlendiğini, emsal Yargıtay kararlarında da görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun belirtildiğini, protokolün geçersiz hale gelmesi nedeniyle teminat amacıyla verilen bononun da geçersiz hale geldiğini, kararın kaldırılmasını, ticaret mahkemesinde görevli olmakla esasının incelenmesine karar verilmesini istemiştir. Dava, menfi tespit isteğine ilişkindir. Mahkemelerin görevine ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, talep üzerine veya resen yargılamanın her aşamasında mahkemece gözönünde bulundurulacaktır. Göreve ilişkin kurallar HMK nun 114/1-c maddesi gereğince dava şartlarındandır. Davacı taraf, talebe konu bononun dosyada mübrez bir kısım mirasçılar arasında düzenlendiğini iddia ettiği miras paylaşım sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, miras paylaşım sözleşmesinin mirasçılardan birinin açtığı dava nedeniyle geçerliliği kalmadığını, bu nedenle bono nedeniyle de borç bulunmadığı halde davalının icra takibi başlattığını ileri sürerek, menfi tespit isteğinde bulunmuş; davalı taraf ise bononun sebepten soyutluğu ilkesi gereği talebin reddini istemiştir. İddianın ileri sürülüş şekline göre, temel uyuşmazlığın miras paylaşım sözleşmesinden kaynaklandığı, davacı tarafca menfi tespit isteğinin dayanağı olarak gösterilen sözleşmede ilgili bonoya atıf yapıldığı iddia edildiğine, tarafların tacir sıfatı bulunmadığı, uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanmadığı anlaşıldığına göre, mahkemece yazılı gerekçeyle karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, kamu düzenine ilişkin aykırılık halleri bulunmadığından, istinaf nedenleriyle bağlı inceleme sonucu davacı vekilinin istinaf nedenlerinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : 1-Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/954 Esas 2019/633 Karar sayılı ve 17/06/2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf nedenlerinin HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından harç hususunda karar verilmesine yer olmadığına, 3-İstinaf başvuru giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.nun 362 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14/07/2020