Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1483 E. 2019/1972 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1483
KARAR NO : 2019/1972
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/10/2018
NUMARASI: 2016/1128 Esas 2018/803 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 19/12/2019
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/10/2018 tarih, 2016/1128 Esas 2018/803 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Merkezi ile 15/05/2016 tarihinde oğlu … eğitim merkezinde öğretim görmesi için sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşmeye karşılık müvekkilinin … Bankası A.Ş., Beylikdüzü E-5 Şubesinin 20/10/2016 keşide tarihli, … seri nolu, 3.500 TL bedelli, keşidecisi .. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. olan çeki davalıya ciro ettirdiğini, müvekkilinin sözleşme karşılığı olan bu çeki davalıya teslim etmesine rağmen davalı tarafın sözleşmenin yükümlülüklerine uymadığını, dava konusu çekin tahsili halinde, müvekkilinin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu çekin öncelikle teminatsız olarak, aksi halde takdir edilecek uygun bir teminat karşılığı muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, çekin iptalini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davalı …nin 667 sayılı KHK kapsamında kapatıldığı, şirketin tüzel kişiliğinin sonlandığı, herhangi bir kayyım atamasının söz konusu olmadığı, malvarlığının Maliye Bakanlığına devredildiğinin bildirildiği, Ticaret Sicili Müdürlüğünden gelen cevabi yazıda da söz konusu şirketin kaydının bulunmadığının bildirildiği, dosya kapsamında yapılan araştırma toplanan delillere göre davalı şirketin 667 sayılı KHK gereğince Milli Eğitim Bakanlığı oluru ile kapatıldığı, 667 sayılı KHK’nin 2/2-3. maddeleri uyarınca malvarlığının hazineye geçtiği, ticaret sicilinde kaydının silindiği ve tüzel kişiliğinin sonlandığı ve taraf sıfatının kalmadığı görüldüğü gerekçesiyle, davanın HMK.nun 114/1-d ve 115/2. madde hükümleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu çekin davalı etüt merkezine teslim edildiğini, ancak davalı etüt merkezinin 667 sayılı KHK ile kapatıldığını, müvekkilinin sözleşmesel sorumluluğu olan ödeme taahhüdünü yerine getirdiğini, ancak davalı tarafından sözleşmesel edimin yerine getirilmediğini, mahkeme tarafından dosya tetkik ve teşekkül ettirilmeksizin davanın usulden reddine karar verildiğini, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile davalı etüt merkezi kapatılmış olsa bile dava tarihi itibariyle işbu kapatılan davalı etüt merkezine kayyım atanıp atanmadığı, tüzel kişiliğin herhangi bir kamu kurumuna devri ile devam edip etmediği belirlenebilecek durumda olmadığını, bu durumda müvekkili tarafından huzurdaki davada davalı etüt merkezinden farklı bir hasım gösterilmesinin dava tarihi itibariyle mümkün olmadığını, müvekkili tarafından dava tarihinde öğrenilen tek bilginin davalı etüt merkezinin kapatıldığı bilgisi olduğunu, müvekkili tarafından haricen yapılan araştırmalarda ve kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan başvurularda ise davalı etüt merkezinin hangi kuruma devredildiği veya davalı etüt merkezine kayyım atanıp atanmadığı bilgisinin öğrenilemediğini, müvekkilinin ciro ettiği çekin vadesinin 20/10/2016 tarihinde dolacak olması nedeniyle taraflarınca edinilebilecek bilgiler dava dilekçesine eklenerek huzurdaki davanın ikame edildiğini, bu kapsamda yerel mahkeme tarafından yapılan araştırmalar sonucunda taraflarınca ancak davalı etüt merkezinin 667 sayılı OHAL kapsamında kapatıldığı ve kayyım ataması yapılmadığının öğrenildiğini, bu kapsamda dava tarihi itibariyle müvekkilinin davalı etüt merkezinin hukuki durumu ile ilgili bilgi sahibi olmasının ve işbu davayı kime ve ne şekilde ikame edeceğini bilmesinin beklenmemesi gerektiğini, davalı etüt merkezinin tüzel kişiliği devam etmediğinden ve kayyım atanmadığından, malvarlığı Maliye Hazinesi’ne devredildiğinden yerel mahkemenin taraflarına davaya Maliye Hazinesini dahil/ihbar etmeleri için süre verilmesi gerektiğini, HMK.nun 65. maddesinin “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.” şeklinde olduğunu bildirerek istinaf başvurularının kabulü ile davayı Maliye Hazinesine ihbar etmeleri için taraflarına süre verilerek, davanın kabulünü istemiştir.Dava, kapatılan eğitim kurumu ile yapıldığı ileri sürülen sözleşmeye istinaden eğitim ücreti olarak verildiği iddia olunan çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve çekin iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, davalı eğitim kurumunun kanun hükmünde kararname ile kapatılan özel eğitim kurumu olması karşısında, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesi uyarınca dava şartı değerlendirilerek, yazılı gerekçeyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : 1-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/10/2018 tarih, 2016/1128 Esas 2018/803 Karar sayılı kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/ 1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,3-Gider avansından kalan kısım bulunduğu takdirde talep halinde davacı tarafa iadesine,Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK.nun 362. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19/12/2019