Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2018/247 E. 2018/363 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/247
KARAR NO : 2018/363
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2017
NUMARASI : 2016/1177 Esas 2017/645 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1177 Esas 2017/645 Karar sayılı dosyasında verilen 05/10/2017 tarihli karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, vekil edeni …’in diğer davacı şirketin yetkilisi olduğunu, velisi olduğu kızını okullar açılmadan önce davalı şirketin sahibi olduğu “…” olarak bilinen özel okula göndermek için davalı ile anlaşıldığını, sözleşmeden örnek verilmediğini, buna göre 2.750 ve 3.000 TL nakit ve 6000 TL lik çek karşılığı toplamda 11.750 TL ye anlaşıldığını, naktin ödenmediğini, 6000 TL lik çek için şirket yetkilisi sıfatıyla kendi lehine davaya konu .. Bankası A.Ş. Derince şubesine ait 15/10/2016 keşide tarihli, … no’lu, 6.000 TL bedelli çekin keşide edilerek, cirolandığını ve davalıya teslim edildiğini, ancak 15 Temmuz sonrası yaşanan gelişmeler üzerine davalıya ait okulun 667 sayılı khk ye göre kapatıldığını, davalının sahibi olduğu eğitim kurumunun kapatılması nedeniyle davacı şirket yetkilisi ile davalı arasındaki sözleşmenin iptalini, davalıya borçları olmadığının tespitini, vekil edeni şirketin keşidecisi olduğu, diğer davacının cirolayarak davalıya verdiği … Bankası A.Ş. Derince/Kocaeli şubesine ait 15/10/2016 keşide tarihli, … no’lu, 6.000 TL bedelli çekin iptali ile bu çekten dolayı davalıya ve/veya 3. kişi hamillere borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan TMSF vekili, davalı kurumun fona devrolmadığını, fonun kayyım da atanmadığını, davalı şirketle ilgileri olmadığını bildirmiştir.
İhbar olunan Hazine vekili, davalı şirketin 667 sayılı KHK. ile kapatılmış olup, malvarlığının Hazineye devredildiğini, 670 sayılı khk nin 5/3 fıkrasında “Kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı oldukları şirketlerin faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilir. Bunların devralınan varlıkları dışındaki varlıkları da Hazineye bedelsiz devredilmiş sayılır. Bu durumda şirketlere daha önce atanmış kayyımlar tasfiye memuru olarak görevlendirilebilir veya bu şirketlere tasfiye memuru atanabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve birinci fıkrada yer alan hususları bu şekilde devralınan varlıklar için de uygulamaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.” denildiğini, yine 675 sayılı KHK nin dava ve takip usulü başlıklı 16/3 maddesinde “20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.” denildiğini, davanın 675 sayılı KHK 16/3 fıkrasına göre reddi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece, davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davalı şirketin olağanüstü hal kapsamında çıkarılan khk uyarınca sicilden terkin edildiği, 670 sayılı khk nin 5.maddesi gereğince dava ve takip şartı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, davalı şirketin 670 sayılı khk uyarınca dava tarihinden sonra kapatıldığını, dava tarihinde davalı şirketin tüzelkişiliği olduğunu, bu nedenle 675 sayılı KHK 16/3 maddesinin uygulanamayacağını, davanın kabulü gerektiğini, aksi halde dava tarihinde davalı şirketin husumet ehliyeti bulunması ve dava konusu çekin ödemesinin durdurulması ve iptali için dava açılmak zorunda kalındığı için lehe yargılama gideri ve vekalet ücreti verilmesi gerektiğini, ayrıca kararda 675 sayılı KHK 16/4 maddesine göre idari makama 30 gün içinde başvurulabileceğinin belirtilmediğini, hukuka aykırı kararın bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Dava, kapatılan eğitim kurumu ile yapıldığı ileri sürülen sözleşmenin iptali, eğitim ücreti olarak verildiği iddia olunan çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti isteğine ilişkindir.675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin, dava ve takip usulü başlıklı 16. maddesinde:
“(1)20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(2)20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(3)20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması sebebiyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükümleri düzenlenmiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı eğitim kurumunun kanun hükmünde kararname ile kapatılan özel eğitim kurumu olması karşısında, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 16. maddesi uyarınca dava şartı değerlendirilerek, yazılı gerekçeyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1177 Esas 2017/645 Karar sayılı ve 05/10/2017 tarihli kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/ 1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Gider avansından kalan kısım bulunduğu takdirde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK nun 362 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26/04/2018