Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 57. Hukuk Dairesi 2023/1131 E. 2023/213 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
57. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1131
KARAR NO: 2023/213
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2021
NUMARASI: 2020/385 Esas, 2021/1160 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ :05/10/2023
KARAR: Taraflar arasındaki davada; karara yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirketin, yurt içinde ve yurt dışında motorlu taşıtların alım, satım, kiralama, ithalat ve ihracatını yapmak üzere kurulan firmalardan olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında, davalının maliki olduğu … plaka numaralı “…” marka ve model motorlu aracın, müvekkili davacı şirkete satışı ve devredilmesi konusunda anlaşıldığını, aracın, müvekkili şirket tarafından devralınacağının karşılaştırılması üzerine, müvekkili şirket tarafından davalıya devir öncesinde avans olarak … Bankası’nın … seri numaralı, 24.11.2019 keşide tarihli ve 175.000TL bedelli çek verildiğini, ancak çekin keşide tarihinde devir konusu araç üzerinde ihtiyati tedbir kararı olması sebebiyle aracın devrinin ve bedelin geri kalanının ödemesinin ise ileri bir tarihte yapılmasının kararlaştırıldığını, satış ve devir işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için müvekkili şirketin yetkilendirdiği dava dışı … isimli kişi adına davalı tarafından Bakırköy … Noterliği’nin 29/11/2019 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesinin düzenlendiğini, ancak aracın devir işlemlerinin, davalının aracı satışa hazır hale getirmemesinden dolayı gerçekleştirilemediğini, ayrıca davalı tarafın … 09/12/2019 tarihinde vekillikten azlettiğini, aracın satış işlemlerinin davalının kusurlu davranışı yüzünden gerçekleştirilemediğini ve davalıya aracın satış ve devri karşılığında avans olarak verilen çekin davalı tarafından müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davalının söz konusu aracı müvekkili şirket ve müvekkili şirketin yetkilendirmediği dava dışı üçüncü kişi … isimli kişiye sattığını ve satış bedelinin tamamını da nakden aldığını, müvekkili şirketin … plakalı aracı Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile dava dışı …’tan 615.000 TL bedel ile satın aldığını ve satış bedelinin tamamını …’a ödediğini, adı geçen kişi ile müvekkili şirket arasında davaya konu aracın davalıdan satın alınması amacıyla kurulmuş herhangi bir vekalet ilişkisi olmadığını, davaya konu çekin temelinde yer alan işlemin bedelsizliğinin söz konusu olması sebebiyle, müvekkili şirketin dava konu çek bedelini ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını beyan ederek, davalının kötü niyetli davranışı ve kasten ve hiçbir surette yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması sebebiyle, müvekkili davacı şirketin davalı lehine keşide ettiği çek karşılığı davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu … Bankası’nın … Seri numaralı, 24.11.2019 keşide tarihli ve 175.000TL bedelli çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olmadığını, davacı ile müvekkili arasında … plakalı aracın 610.000 TL bedelle satılması konusunda anlaşmaya varıldığını, aracın yurtdışından getirilmiş olması sebebiyle araç üzerinde “satılamaz” şerhinin bulunduğunu, şerhin kaldırılmasından sonra devir ve tescil işlemi için notere gidildiğini, …’ın kendi rızası hilafına işlem yapılmasını önlemek adına, müvekkilince Bakırköy … Noterliği’nin 09/12/2019 tarih ve … yevmiye numaralı azilnamesi ile … satıma konu aracın satış yetkilerinden azledildiğini, bundan bir gün sonra davacı tarafın aracı satın almak istediği arzusunun devam ettiğini, satım bedeline istinaden dava konusu çeki vereceğini, kalan kısmını da nakden satış işleminden sonra elden vereceğini bildirdiğini, dava konusu çekin iddia edildiği gibi 24/11/2019 tarihinde verilmediğini, çekin doldurulmamış boş halinin davacı tarafından 10/12/2019 tarihinde gerekli kontrolleri sağlamak üzere whatsapp uygulaması aracılığıyla gönderildiğini, dava konusu çek üzerinde teminat olarak verildiğine dair bir açıklamanın bulunmadığını, çekin güvenilirliği kontrol edildikten sonra müvekkili tarafından kabul edildiğini, davacı tarafından aracın …’a devrinin yapılmasının söylenmesi üzerine Bakırköy … Noterliği’nin 11/12/2019 tarih ve … yevmiye numaralı sözleşmesi ile aracın devrinin gerçekleştiğini, aracın aynı gün … tarafından davacıya devredildiğini, bu işlemlerin davacının talimatı ve bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, yapmış oldukları araştırmalar neticesinde … plaka ve … şasi numaralı aracın 12/12/2019 tarihinde davacı şirket tarafından dava dışı … isimli şahsa satışının gerçekleştirildiğini ve aracın plakasının … olarak değiştirildiğini, davacı yanın 175.000 TL bedelli çeki satış bedeline istinaden avans olarak vermiş olduğu iddiasının da hayatın olağan akışı ile örtüşmediğini, araçların satımı için 3.000 TL, 5.000 TL gibi teminat bedellerinin verildiğinin uygulamada bilinen bir gerçek olduğunu, davalı müvekkiline davacı tarafından verilen 175.000 TL bedelli çekin, davacı yanın talebi üzerine, satıma konu aracın …’a devredilmesi karşılığında, satış bedeline istinaden ödeme aracı olarak verildiğini beyan ederek, Mahkemenin yetkisizliği sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine, mesnetsiz ve kötü niyetli açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “AÇILAN DAVANIN KABULÜ İLE, Dava konusu … Bankasının … seri numaralı 24/11/2019 keşide tarihli 175.000,00 TL bedelli çek nedeni ile davacının BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, çekin iptali talebinin REDDİNE, ” karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı vekili süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk itiraz olarak ileri sürmüş oldukları yetki itirazının öncelikli olarak karar verilmesi gerekirken, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmemesinin açıkça usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacı ile müvekkili arasında aracın satım bedeline istinaden … Bankası’nın … seri numaralı ve 175.000,00-TL bedelli çekin, 10/12/2019 tarihinde davalı müvekkiline teslim edildiğini, söz konusu çekin teslimi mesai bitimine denk geldiğinden dolayı aynı gün satış işlemi için notere gidilemediğini, bunun neticesinde, davacı tarafından, aracın bir sonraki gün mesai başladığında … TC kimlik numaralı …’a devrinin yapılması söylemesi üzerine, Bakırköy … Noterliği’nin 11.12.2019 tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmesi ile aracın devir işleminin gerçekleştirildiğini, bu nedenle, dava dışı …’un, davacı tarafın iddiasının aksine, davacı lehine hareket ettiğini, zira söz konusu satışa konu aracın davacı tarafından …’a devredilmesi talebinin de, tanıklar huzurunda dile getirildiğini, ayrıca … isimli şahıs da, aracı devralmasını takiben aynı gün ve aynı noterlikte, satıma konu aracı davacı lehine devir ve tescil ettirdiğini, gerçekleşen tüm bu işlemlerin, davacı yanın talimat ve bilgisi dahilinde olduğunu, aksinin kabulünün, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalıya, davacı tarafından verilen 175.000,00 TL bedelli çekin, davacı yanın talebi üzerine, satıma konu aracın …’a devredilmesi karşılığında satış bedeline istinaden ödeme aracı olarak verildiğini beyan ederek, gerçeğin ortaya çıkması adına ihbar olunan …’a tebligat gönderilmesi, duruşmaya gelmediği takdirde hakkında zorla getirme emri çıkarılması ve istinaf aşamasında dinlenilmesini, istinaf kanun yoluna başvurusunun KABULÜ ile , yerel mahkeme tarafından verilen usul ve yasaya aykırı kararın KALDIRILARAK, öncelikle yetki itirazının KABULÜNE, yetkisizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE, haksız ve mesnetsiz, kötü niyetli açılan davanın ESASTAN REDDİNE karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme genel yetki kurallarına göre belirlenmekle birlikte, 6100 sayılı HMK hükümlerine göre; Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde (HMK m. 10/1) veya, TTK. 781. Maddesi gereğince çekten kaynaklanan menfi tespit davalarında çekin ödeme yeri mahkemesi, çekte açıklık bulunmaması durumunda ise muhatabın ticaret unvanı yanında gösterilen yer ödeme yeri sayılacağından, böyle bir çekin söz konusu olduğu durumlarda muhatabın bulunduğu yer mahkemeleri de yetkili olduğunun tartışmasız olduğunu, bu kapsamda, öncelikli olarak çekte ödeme yerinin İstanbul olduğu açık bir şekilde görülmekle birlikte, “Çek”te muhatap olarak gösterilmiş olan Türkiye İş Bankası İstanbul Yayla Şubesi’nin bulunduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkisinin açık bir şekilde görülmekte olduğunu, bu kapsamda, davalının öncelikle “yetki” itirazlarına ilişkin istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkili tarafından keşide edilen çekin açık bir şekilde “bedelsiz” olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında, temel borç ilişkisinin geçersiz olması nedeniyle, ticari senedin temel alacağının oluşmadığı gerekçesiyle dava konusu bononun bedelsiz olduğunun kabulünün zorunlu olduğu belirtilerek, bedelsizliği saptamada temel alacağın esas alınması gerektiğinin açık bir şekilde vurgulandığını, müvekkili tarafından belirtilen tüm iddiaların “Kesin Delil” ile açık bir şekilde ispatlandığını beyan ederek, herhangi bir hukuki dayanağı bulunmayan davalının istinaf taleplerinin reddine, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/385E. 2021/1160K. Sayılı 10.12.2021 tarihli kararının “onanması”na karar verilmesini talep etmiştir.Dava, İİK’nun 72. maddesi gereğince davacının çek nedeniyle borçlu olup olmadığı yönünde borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı vekili süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK m.355 gereğince davalının istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;Dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkindir. Yine, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi;”c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. “;TTK’nın 5/1 maddesi: “ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görülür.”;TTK’nın 5/3. maddesi: “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmünü haizdir.Somut olayda, uyuşmazlık, davacının, bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine karşılık, davalının, davaya konu çeki, araç alım bedeli olarak davacı tarafından kendisine verildiği ve satışın gerçekleştiği iddiasına dayalıdır. Satıma konu araç hususi araç olup, satıcı sıfatına haiz davalının da tacir veya ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan veya mal sunanın adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi olmadığı, davalının, kendisine ait aracı satmak üzere tacir olan davacıyla anlaşmış olduğu ve iş bu davada bu şekilde ticari satımın söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının talebi, TTK 4.madde uyarınca ticari dava niteliğinde olmadığından, davaya bakmakla ticaret mahkemeleri görevli değildir. Her ne kadar dava kıymetli evrakın bedelsizliği nedeniyle menfi tespit talebini içerse de, kıymetli evrak verilmesine mesnet sözleşmesel ilişki araç alım-satımı olup, davacı için ticari bir iş değildir. Dava şartı olan görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulması gerektiğinden, mahkemece işbu davanın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır.Bu değerlendirme ışığında; davalının istinaf talebinin usulen kabulü ile, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek verilen kararın HMK m.353/1-a-3 uyarınca kaldırılarak, davanın görev dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermesi gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.Davalının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 10/12/2021 tarih, 2020/385 Esas, 2021/1160 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin GÖREVSİZLİĞİNE, 3.Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren, taraflarca 6100 s.HMK’nın 20.maddesine göre 2 haftalık kesin süre içinde ilk derece mahkemesine DOSYANIN GÖREVLİ MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİ İÇİN müracaat edilmesi halinde, davanın esastan görülmesi için DOSYANIN görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflarca DOSYANIN GÖREVLİ MAHKEMEYE gönderilmesinin talep edilmemesi halinde, ilk derece mahkemesince dosya esasa kaydedilerek 6100 s.HMK’nın 20.maddesi gereğince işlem yapılmasına ve karar verilmesine,4.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,5.Davalının yatırmış olduğu istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 6.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine, Dair, HMK’nın 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 05/10/2023 günü, kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi.