Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi 2023/709 E. 2023/505 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
54. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
KARAR KALDIRMA
DOSYA NO: 2023/709
KARAR NO: 2023/505
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2022
NUMARASI: 2020/763 – 2022/685
DAVANIN KONUSU: Kira Sözleşmesi Kapsamında Başlatılan İcra Takibine Yapılan İtirazın İptali
İSTİNAF TARİHİ: 28/12/2022
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ; İstinaf isteminde usul işlemleri tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçesinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.
İstinaf sebepleri: Davacı taraf 28.12.2022 tarihinde süresinde sundukları istinaf başvuru dilekçesinde; davanın ispat edilmiş olmasına rağmen verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal dayanak: Hukuk Muhakemeleri Kanunu; 4, 190, 191. maddeleri,Türk Medeni Kanunu 6. maddesi,Türk Borçlar Kanunu 299. ve devamı maddeleri, Yargılama konusu olayda: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı borçlu … San, Ve Tic. A.Ş. İle ticari ilişkilerinden dolayı cari hesap işlemlerinden doğan ödemelerinin yapılmadığını, söz konusu alacağın tahsili amacıyla Davalı-borçlu … San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine 07.02.2020 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyasında icra takibi başlatıldığını, Takip talebinde alacağın nedeni olarak, cari hesaptan doğan 232.491,95 TL. tutarlı muhtelif faturadan kalan alacak bakiyesi gösterildiğini, davacı icra talebinde 232.491,95 TL. asıl alacağın, icra giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiz oranı ile tahsili talebinde bulunduğu, ödeme emrinin davalıya 10.07.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı … San. Ve Tic. A.Ş. 14.07.2020 tarihinde takibe itiraz etmiş ve İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğunu, 04.01.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Ticari davalardan,konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuk ‘a başvurulmuş şartı olması nedeniyle taraflar 22.07.2020 tarihinde başvurularak görüşmelerin yapıldığını ve 20.08.2020 tarihli son tutanakla da anlaşmanın sağlanamadığından, Davalı borçlunun yaptığı itirazım iptali ile takibin devamına, davalı yanın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından düzenlenerek müvekkiline gönderilen faturaların müvekkili tarafından kabul edilmeyip iade faturasının kesilerek iade edildiğini, davacıya iade edilen faturaların 01.06.2020 tarihinde tekrar düzenlenerek müvekkiline gönderildiği ve yine gönderilen bu faturaların tekrar iade edildiği, Davacı tarafından gönderilen fatura içeriklerindeki işlemlerin neye göre ve nasıl belirlendiğinin bilinmediği,gerçekte yapılmış işlemlere ait bedellerin emsal mal – hizmet bedelleri ile uyumlu olarak düzenlenmediği, uyumlu olsa bile bu faturalardaki mal-hizmet konularına ait hasarların müvekkilin zilyetliğinde iken olmadığını, “Faturalar içerisinde yer alan km aşım bedellerinin kabul edilemeyeceğini zira taraflar arasında km. bazında herhangi bir anlaşme ve sözleşme yapılmamış olup kim aşım bedellerinin neye göre hesap edildiğinin ispat yükü davacıya ait olduğunu, Davacı tarafından yönetilmiş olan borca ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davacının dava dilekçesindeki beyan etmiş olduğu tüm alacaklarının ödendiğini, Açılan iş bu davanın Haksız ve Hukuki Dayanaktan Yoksun olduğunu, Haksız ve dayanıksız açılan iş bu davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Dava, taraflar arasındaki araç kira sözleşmeleri kapsamında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, taraflar arasında araç kira sözleşmelerinin bulunduğu, ancak gerek icra takibinde gerekse dava dilekçesinde kira sözleşmelerine konu araçların plaka bilgilerinin açıkça bildirilmediği gibi bu araçlara dair yazılı sözleşmelerin de sunulmadığı, bununla birlikte dava dilekçesinde başlatılan icra takibine dayanak belge olan faturalardaki alacak kalemlerinin kiralama bedeli, kiralama sonrası ekspertiz raporuyla tespit edilen kullanımdan kaynaklanan hasar ve onarım bedelleri ile kilometre aşım bedellerinden kaynaklandığı belirtilmiştir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Hukuki uyuşmazlıklarda Asliye Hukuk mahkemelerinin görevi asıl, Sulh Hukuk mahkemesinin görevi ise istisna olup, özel bir kanun hükmü ile açıkça Sulh Hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler Asliye Hukuk mahkemesinde genel hükümlere göre görülecektir. HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceği düzenlenmiştir. Somut olayda araç kira sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği görülmekle, mahkemece Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde esastan karar verilmesi hatalı olup, istinaf sebeplerinin değişik gerekçe ile kabulünün gerektiği anlaşılmıştır.Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak, tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, HMK 353/1-a/3 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun göreve ilişkin olarak kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, Yargılamanın eksikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın ait olduğu Mahkemeye İADESİNE, Peşin yatırılan istinaf başvuru harcının mahsubuna, Peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine, Dair dosya üzerinden, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak karar verildi, açıkça anlatıldı.09/03/2023