Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi 2023/471 E. 2023/881 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
54. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
BAŞVURUNUN REDDİ
DOSYA NO: 2023/471
KARAR NO : 2023/881
DAVANIN KONUSU: Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF TARİHİ : 11/08/2022
KARAR TARİHİ: 02/05/2023
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ;
İstinaf isteminde usul işlemleri tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçesinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.
İstinaf sebepleri: Davalı … vekili 30/06/2022 tarihli ek karara karşı süresinde sunmuş olduğu istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkeme kararının eski vekil olan Av. … ‘e tebliğinin usulsüz olduğunu, söz konusu vekilin müvekkilinin sigortalı çalışanı olarak hizmet verdiği müddetçe vekil tayin edildiğini ancak ilgili avukatın dilekçe ekinde sundukları SGK işten ayrılış bildirgesinden de görüleceği üzere 06/03/2020 tarihinde ayrıldığını, bunlara ek olarak dosya kapsamında ilgili avukat tarafından vekaletnamenin dosyaya sunulması dışında yapılmış tek bir işlemin dahi bulunmadığını, dosyada öncelikli olarak Beşiktaş 2. Noterliğinin 28/03/2018 tarihli vekaletnamesi uyarınca Av. … ile yanında çalışan sigortalı avukatların vekil tayin edildiklerini, 05/07/2021 tarihli vekillikten çekilme dilekçesinin müvekkiline tebliği üzerine Beşiktaş 2. Noterliğinin 03/11/2020 tarihli vekaletnamesi ile yeni vekillerin tayin edildiğini, dosya kapsamı incelendiğinde, kararın tebliğ edildiği avukatın yapmış olduğu hiçbir işlemin bulunmadığını, buna rağmen mahkemece gerekçeli kararın ilgili avukata usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin gerekçeli karardan haberinin olmadığını, uyuşmazlıkta asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, iktisadi işletme ile diğer davalı arasındaki sözleşmenin niteliğinin işletme hakkının tanımlanmasına ilişkin olup, kira ilişkisi olmadığını belirterek, ek kararın kaldırılarak istinaf başvurusunun kabulüne, asıl karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yasal dayanak:Hukuk Muhakemeleri Kanunu;190, 191. maddeleri,
Türk Medeni Kanunu 6. maddesi,
Türk Borçlar Kanununun 299, 357 vd. maddeleri,
Yargılama konusu olayda: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili arasında 02/10/2017 tarihinde “Kayıkhane Kafeterya Alt İşletme Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşme ile davalı…ve Yelkencilik Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.nin diğer davalı … ile aralarında mevcut olan 02.02.2016 tarihli “İşletme Sözleşmesi”ndeki yetkiye dayanarak, diğer davalı …’nin “Santral İstanbul Kampüsü” içerisinde bulunan ve sözleşmenin ekindeki krokide belirtilen boş beton zemini müvekkiline teslim ettiğini, üzerinde çatısı ya da çevrili duvarı olmaksızın sadece boş beton zemin olarak teslim edilen sözleşme konusu alanın tüm masraflarının müvekkili tarafından karşılanarak, epoksi zemin kaplama yaptırıldığını, demir konstrüksiyon ve branda ile kapatılarak, alana elektrik ve su tesisatı çektirildiğini, kafe malzemeleri de satın alınarak …” ismi ile tam donanımlı kafeterya olarak müvekkili tarafından kullanılmaya ve işletilmeye başlatıldığını, davalı …e Yelkencilik Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından haksız ve dayanaksız olarak sözleşmenin tek taraflı feshi ihtarı gönderildiğini, dava konusu sözleşmenin haklı bir sebep olmaksızın üstelik zamansız feshinin müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağını, taraflar arasında akdedilen 02.10.2017 tarihli sözleşme gereği müvekkiline sadece boş bir alan verildiğini, tüm masrafları müvekkili tarafından karşılanarak, ciddi bir maliyetle alana epoksi zemin kaplama yaptırıldığını, demir konstrüksiyon ve branda ile kapatılarak, alana elektrik ve su tesisatı çektirildiğini, bu haliyle işletmeye müsait bir alan haline getirildiğini, işletmenin çok kısa bir süre içerisinde üstelik herhangi bir geçerli haklı sebep olmaksızın boşaltılması talebinin, müvekkili tarafından büyük yatırımlar yapılarak açılmış olması ve 1 yıldan fazla süredir işletilmekte olması sebebiyle müvekkilinin ciddi zarara uğramasına sebebiyet vereceğini, yapılan ihtarnamelerin ardından, herhangi bir hukuki dayanağı olmaksızın, müvekkiline başka herhangi bir bildirim yapılmadan hatta haber dahi verilmeden davalı şirket tarafından tahliye işlemi yapılarak dava konusu işletmenin boşaltıldığını belirterek, fazlaya dair dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, şimdilik, sözleşmenin haksız feshi sebebiyle davacının uğradığı her türlü menfi ve müspet zararı ile kazanç kaybı için 100,00-TL, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak yapılan tahliye sonucu davacının eşyalarının zarar görmesi sebebiyle oluşan maddi zararı için 100,00-TL, kasasında kaybolan 26.950,00-TL olmak üzere toplam 27.150,00-TL’nin, davalı tarafça yapılan haksız yıkım tarihinden itibaren işleyecek olan T.C. Merkez Bankasının uyguladığı en yüksek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; taraflar arasındaki ilişkinin, işletmenin işletilmesi sonucu elde edilen kâr, hukuki ürününün konu edildiği bir hasılat kira sözleşmesi olduğu, kira bedeline ilişkin davacının elde ettiği gelir üzerinden oransal olarak kira bedeli belirlemesi yapıldığı, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.Davalı … vekili görevsizlik kararına karşı sunmuş olduğu 29/06/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkeme kararının eski vekil olan Av. …’e tebliğ edildiğini, söz konusu vekilin müvekkilinin sigortalı çalışanı olarak hizmet verdiği müddetçe vekil tayin edildiğini ancak ilgili avukatın dilekçe ekinde sundukları SGK işten ayrılış bildirgesinden de görüleceği üzere 06/03/2020 tarihinde ayrıldığını, bunlara ek olarak dosya kapsamında ilgili avukat tarafından vekaletnamenin dosyaya sunulması dışında yapılmış tek bir işlemin dahi bulunmadığını, dosyada öncelikli olarak Beşiktaş 2. Noterliğinin 28/03/2018 tarihli vekaletnamesi uyarınca Av. … ile yanında çalışan sigortalı avukatların vekil tayin edildiklerini, 05/07/2021 tarihli vekillikten çekilme dilekçesinin müvekkiline tebliği üzerine Beşiktaş 2. Noterliğinin 03/11/2020 tarihli vekaletnamesi ile yeni vekillerin tayin edildiğini, dosya kapsamı incelendiğinde, kararın tebliğ edildiği avukatın yapmış olduğu hiçbir işlemin bulunmadığını, buna rağmen mahkemece gerekçeli kararın ilgili avukata usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin gerekçeli karardan haberinin olmadığını, uyuşmazlıkta asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, iktisadi işletme ile diğer davalı arasındaki sözleşmenin niteliğinin işletme hakkının tanımlanmasına ilişkin olup, kira ilişkisi olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 30/06/2022 tarihli ek kararı ile, görevsizlik kararının hükmü istinaf eden davalı tarafa 11/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, taraflarca kararın istinaf edilmemesi üzerine ilamın 01/06/2022 tarihinde kesinleştiği, davalı vekili tarafından 29/06/2022 tarihli dilekçe ile kararın istinaf edildiği, gerekçeli kararın tebliğ edildiği avukatın mahkemeye 16/07/2018 ve 05/12/2018 tarihli iki adet vekaletname sunduğu, vekaletname içeriğinde, vekaletnamenin sigortalı olduğu süre boyunca geçerli olduğunun belirtildiği, ilgili avukatın vekillikten çekildiğine dair mahkemeye herhangi bir dilekçenin sunulmadığı, belirsiz süreli vekalet ilişkilerinin iç ilişkide denetlenebileceği, mahkemece yapılacak tebligattan önce kendisine e – tebligat yapılan avukatın vekalet veren ile SGK ilişkisinin devam edip etmediğinin denetiminin yapılmasının mümkün olmadığı, vekalet ilişkininin sona erdiğini mahkemeye bildirme yükünün vekalet verende olduğu, vekalet veren ya da vekil tarafından istinaf başvuru dilekçesi öncesinde vekalet ilişkisinin sona erdiğine dair beyanın sunulmamış olduğu, bu haliyle 11/05/2022 tarihinde yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, istinaf başvuru dilekçesinin 2 haftalık istinaf süresi geçtikten sonra verildiği belirterek, istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş, bu kez davalı tarafından ek karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalının yokluğunda verilen gerekçeli karar davalı vekiline 11/05/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, diğer taraflara da gerekçeli karar usulüne uygun tebliğ edilerek 17/06/2022 tarihinde kesinleşme işlemi yapılmış, davalı söz konusu görevsizlik kararına karşı 29/06/2022 tarihinde istinaf dilekçesi sunmuştur. HMK nın 345. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinden verilen nihai kararlara karşı istinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır. Somut uyuşmazlıkta, gerekçeli karar, dosyaya 12/02/2020 ve 13/02/2020 tarihlerinde sunulan 16/07/2018 ve 05/12/2018 tarihli vekaletnameler uyarınca söz konusu davalının vekili olan Av. … ‘e, e- tebligat yolu ile 11/05/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, ilgili avukat tarafından gerek istinaf süresi içerisinde gerekse öncesinde davalı ile olan vekalet ilişkisinin sona erdiğine dair herhangi bir bildirimde bulunulmaması ve bu bildirimin davalı tarafından da yapılmamış olması ile, vekaletname içeriğinde vekalet ilişkisinin sona ereceği tarihin belli olmaması karşısında yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, davalı tarafça istinaf başvurusunun yasal süresinden sonra yapılmış olması sebebiyle istinaf talebinin reddine ilişkin ek kararın hukuka uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme ek kararının HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davalı … İşletmesinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Peşin yatırılan istinaf başvuru harcının mahsubuna,
Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 80,70 TL nin mahsubu ile eksik kalan 99,20 TL’nin davalı … İşletmesinden alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf harç ve masraflarının istinaf talebinde bulunanın üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine,
Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden, kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içinde dilekçe ile başvurmak suretiyle Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/05/2023