Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi 2023/3436 E. 2023/1876 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
54. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
BAŞVURUNUN REDDİ
DOSYA NO: 2023/3436
KARAR NO: 2023/1876
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANAD.11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2023
NUMARASI: 2023/293 – 2023/424
DAVANIN KONUSU: Kira Sözleşmesi Kapsamında Başlatılan İcra Takibine Yapılan İtirazın İptali
İSTİNAF TARİHİ : 03/04/2023
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ;İstinaf isteminde usul işlemleri tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçesinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.
İstinaf sebepleri: Davalı vekili süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; dosya kapsamına göre verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine aynı kararda kararda yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmadığını, mahkemenin görevsizlik kararında davacı tarafın davaya görevli mahkemede devam etmemesi ihtimalinde yargılama giderleri ve vekalet ücretine nasıl hükmedileceği hususunda bir hüküm bulundurması gerekmekte olduğunu, HMK madde 353/b-2 maddesi gereğince hükümde düzeltme yapılarak yeniden esas hakkında karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Yasal dayanak:Hukuk Muhakemeleri Kanunu;190, 191, 353 1/b 1. maddeleri,Türk Medeni Kanunu 6. maddesi,Türk Borçlar Kanunu 299. ve devamı maddeleri, İcra İflas Kanunu 257 ve devamı maddeleri, Yargılama konusu olayda: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalı borçlu …. A.Ş. İle ticari ilişkilerinden dolayı cari hesap işlemlerinden doğan ödemelerinin yapılmadığını, söz konusu alacağın tahsili amacıyla görüşmeler yapıldığını, davalı tarafın ödemeden imtina etmesi sonucu icra takibi başlatıldığını, dava itirazının alacağı geciktirmeye yönelik, haksız ve kötü niyetli olduğundan, itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek; Davalı-borçlu … A.Ş. aleyhine 07.02.2020 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyasında icra takibi başlatıldığını, Takip talebinde alacağın nedeni olarak, cari hesaptan doğan 232.491,95 TL. tutarlı muhtelir faturadan kalan alacak bakiyesi gösterilmiştir. Davacı icra talebinde 232.491,95 TL. astl alacağın, icra giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiz oranı ile tahsili talebinde bulunmuştur. Ödeme emri davalıya 10.07.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı …. A.Ş. 14.07.2020 tarihinde takibe itiraz etmiş ve İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiştir. 04.01.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Ticari davalardan,konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuk’a başvurulmuş şartı olması nedeniyle taraflar 22.07.2020 tarihinde başvurularak görüşmelerin yapıldığını ve 20.08.2020 tarihli son tutanakla da anlaşmanın sağlanamadığından, Davalı borçlunun yaptığı itirazım iptali ile takibin devamına, davalı yanın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından düzenlenerek müvekkiline gönderilen ve müvekkili tarafından kabul edilmeyip iade faturasının kesilerek iade edildiğini, davacıya iade edilen faturaların 01.06.2020 tarihinde tekrar düzenlenerek müvekkiline gönderildiği ve yine gönderilen bu faturaların tekrar iade edildiği, Davacı tarafından gönderilen fatura içeriklerindeki işlemlerin neye göre ve nasıl belirlendiğinin bilinmediği,gerçekte yapılmış işlemlere ait bedellerin emsal mal – hizmet bedelleri ile uyumlu olarak düzenlenmediği, uyumlu olsa bile bu faturalardaki mal-hizmet konularına ait hasarların müvekkilin zilyetliğinde iken olmadığını, “Faturalar içerisinde yer alan km aşım bedellerinin kabul edilemeyeceğini zira taraflar arasında km. bazında herhangi bir anlaşme ve sözleşme yapılmamış olup kim aşım bedellerinin neye göre hesap edildiğinin ispat yükü davacıya ait olduğunu, Davacı tarafından yönetilmiş olan borca ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davacının dava dilekçesindeki beyan etmiş olduğu tüm alacaklarının ödendiğini, Açılan iş bu davanın Haksız ve Hukuki Dayanaktan Yoksun olduğunu, Haksız ve dayanıksız açılan iş bu davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Mahkeme “… eldeki davanın ticari dava olması için tek başına yeterli olmadığı, nispi veya mutlak ticari dava şartlarının bulunması gerektiği, eldeki dosya bakımından bu şartların oluşmadığı dikkate alındığında eldeki dosya bakımından mahkemenin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna kanaat getirilerek görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine… ” karar verilmiştir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceğinin düzenlenmiştir. Hukuki uyuşmazlıklarda Asliye Hukuk mahkemelerinin görevi asıl, Sulh Hukuk mahkemesinin görevi ise istisna olup, özel bir kanun hükmü ile açıkça Sulh Hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler Asliye Hukuk mahkemesinde genel hükümlere göre görülecektir.Somut olayda; araç kira sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği ve uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı anlaşıldığından Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararı doğrudur. Ayrıca mahkemece görevsizlik kararı verilmesinden sonra HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden davalı vekilinin yargılama giderlerine yönelik istinaf sebepleri de yerinde değildir.Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,Peşin yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının mahsubuna, İstinaf harç ve masraflarının istinaf talebinde bulunanın üzerinde bırakılmasına, Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine,Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair dosya üzerinden, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak karar verildi, açıkça anlatıldı. 12/10/2023