Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi 2023/1851 E. 2023/1141 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
54. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
BAŞVURUNUN REDDİ
DOSYA NO: 2023/1851
KARAR NO: 2023/1141
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2023
NUMARASI: 2022/1153 – 2023/156
DAVANIN KONUSU: Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
İSTİNAF TARİHİ: 03/01/2023
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ; İstinaf isteminde usul işlemleri tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçesinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.İstinaf sebepleri: Davacı vekili süresinde sundukları istinaf başvuru dilekçesinde; alacak talebine konu edilen faturalara esas teşkil eden sözleşmeyi akdeden iki tarafın da limited şirket olduğunu, iki tacirin ticari işletmeleri ile ilgili olarak ve iş görme amacıyla imzalamış olduğu sözleşmenin ticari ilişki kapsamında değerlendirmesi gerektiğini, somut olayda davanın esasının konkordato şartlarına dayalı olarak tahsil talebine dayanması ve Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bu hususta 1 aylık kesin süre verilmiş olmasının görevli ve yetkili mahkemenin tayininde esas belirleyici nokta olduğunu, İİK md.285/3 uyarınca konkordato sürecindeki göreve ilişkin açık düzenleme gereği, konkordato talebinde bulunulmasından, konkordatonun tasdikine veya feshine kadarki tüm aşamalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, İİK md. 308/b kapsamında talebin gereği konkordatoya ilişkin bir dava olduğundan, borçlunun ikametgahının bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğini, mahkemece uyuşmazlık konusunun hatalı değerlendirme yapılarak konkordato prosedürü dikkate alınmadan hukuka aykırı şekilde görevsizlik kararı verildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal dayanak:Hukuk Muhakemeleri Kanunu; 190, 191. maddeleri,Türk Medeni Kanunu 6, 688. maddeleri, Türk Borçlar Kanunu 299, 313 ve 314. maddeleri, İcra İflas Kanunu 67. ve devamı maddeleri, Yargılama konusu olayda: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı şirketin, müvekkili şirketten kiralamış olduğu araçlara istinaden düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkeme; ” taraflar arasında tanperli kamyon ve su tankeri kiralanmasına ilişkin yazılı sözleşmesinin var olduğu, 04/01/2020 tarihli sözleşmenin 2. maddesinde şoförün kiralayan tarafından karşılanacağının düzenlendiği yine sözleşme içeriği bütün olarak değerlendirildiğinde, sözleşmenin hizmet sözleşmesi niteliğinde olmadığı, kira sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla; görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle” davanın usulden reddine karar vermiştir. Dava; Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 111. maddesinde yer alan düzenleme çerçevesinde davacının, aynı davalıya karşı olan birden fazla talebini aralarında aslilik – ferilik ilişkisi kurmak suretiyle aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi halinde ortada bir terditli davanın bulunduğundan söz edilecektir. Buna göre bir terditli davadan söz edilebilmesi için iki şartın bir arada bulunması gerekir: a) Aynı davalıya karşı ileri sürülecek birden ziyade talep arasında bir aslilik – ferilik ilişkisi mevcut olmalıdır. Yani dava dilekçesinde önce asli talep sonra da feri taleb belirtilmiş bulunmalıdır. b) Birlikte ileri sürülen bu talepler arasında, hukuki veya ekonomik bir bağ bulunmalıdır. Terditli dava açılması şarta bağlı dava ikame edilmesi anlamına gelmez. Davacı böyle bir yol izlemek suretiyle taleplerine ilişkin olarak mahkemece gerçekleştirilecek olan incelemenin sırasını belirlemektedir. Terditli davada, mahkeme öncelikle asıl talebi inceleyecek ve karara bağlayacaktır. Yani Yasa’nın 111/2. maddesinde belirtildiği üzere mahkeme davacının asli talebininin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceğinin düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 301.maddesine göre, konkordato projesinin hazırlanıp alacakların bildirilmesi ve tahkikinden sonra, komiser tarafından yapılacak ilanda yer alan alacaklının bir başka deyişle, konkordato projesine alacağı kaydedilen alacaklının alacağına borçlunun itiraz etmesi halinde bu alacak “çekişmeli alacak” vasfını kazanır. İcra ve İflas Kanunu’nun 302/IV. Bendi gereği mahkeme, çekişmeli alacağın hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına yaklaşık ispat ölçüsünde ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırarak karar verecektir. Bu şekilde inceleme yapan mahkemenin vereceği karar, maddi hukuk bakımından sonuç doğurmaz. Çekişmeli alacağın oylamaya katılmasına ve katılacağı orana karar veren mahkeme, İİK’nın 308/b-II. Bendi gereği tasdik kararında konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebileceği gibi çekişmeli alacağın oylamaya hiç katılmamasına da karar verebilir. Ancak ne yönde karar verilirse verilsin bu karar bağlayıcı olmayıp tasdik kararının ilanından itibaren İİK’nın 308/b-I. Bendi gereği alacağı itiraza uğrayan alacaklı tasdik kararından itibaren bir ay içinde dava açmak zorundadır. Çekişmeli alacaklar hakkındaki açılacak dava, görevli ve yetkili mahkeme ile yargılama usulleri ve ispat hukuku kuralları bakımından genel hükümlere tabi olacaktır. Örneğin çekişmeli alacak olacak kira sözleşmesi ise kaynaklı uyuşmazlık Sulh Hukuk Mahkemesi’nde işçilik alacaklarına ilişkin uyuşmazlık İş Mahkemesinde, ticari olmayan bir alacağa dayalı uyuşmazlık ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, ticari nitelikte bir alacak ise Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülecektir. Kanun koyucu burada her uyuşmazlığın uzman mahkemelerde görülmesine ilişkin genel ilkeden ayrılmamıştır. Genel hükümlere tabi olma sadece bu konularda söz konusudur.(Yargıtay 6. HD 2021/4402 – 2022/1359 E.K.) Hukuki uyuşmazlıklarda Asliye Hukuk mahkemelerinin görevi asıl, Sulh Hukuk mahkemesinin görevi ise istisna olup, özel bir kanun hükmü ile açıkça Sulh Hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler Asliye Hukuk mahkemesinde genel hükümlere göre görülecektir. Somut olayda uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Açıklandığı üzere Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf talebinin reddinin gerektiği anlaşılmıştır. Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,Peşin yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının mahsubuna, Fazla alınan 179,90 TL karar harcı ile 492,00 TL başvuru harcının talep halinde davacıya iadesine, İstinaf harç ve masraflarının istinaf talebinde bulunanın üzerinde bırakılmasına, Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine, Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair dosya üzerinden, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak karar verildi, açıkça anlatıldı. 08/06/2023